FINANSGUNDEM.COM – DIŞ HABERLER SERVİSİ
Para mutluluğu satın alabilir mi? Çoğunluğun düşündüğünün aksine milyon dolarlık maaş çeklerine sahip olmak sorunsuz bir hayat anlamına gelmiyor.
Servet sahibi olmak bazı alışılmadık zorlukları da beraberinde getirebilir. Özel kontenjanlı Ferrari alım teklifinin reddedilmesi veya yaklaşık 100 metrelik yatınızın yanlışlıkla mercan resiflerini yok etmesi gibi hayal etmesi bile zor problemler mevcut. Ancak servet sahibi olmak gerçek anlamda ciddi sorunları beraberinde getirebiliyor.
CNBC’nin haberine göre terapistler süper zenginlerin diğer psikolojik sorunların yanı sıra çoğunlukla yalnızlaşma, depresyon ve paranoya duygularıyla mücadele ettiğini belirtiyor.
Süper zenginlere psikolojik destek sağlayan klinik psikoterapist Paul Hokemeyer, “Çoğu insan zenginlerin de problemleri olabileceğini anlayamıyor. Zengin insanların mental sağlık endişelerini değersiz ve önemsiz görüyor” dedi.
1. Yalnızlaşma duygusu
Hokemeyer danışanlarında gördüğü en önemli sorunun kronik yalnızlaşma olduğunu söyledi.
Drayson Mews kliniğinin kurucu müdürü olan Hokemeyer süper zenginlerin, insanların onları kim oldukları için mi yoksa sahip oldukları şeyler için mi sevdiklerinden tam olarak emin olamadıklarını paylaştı. Klinik psikoterapist, “İnsanların %1’inin dahil olduğu çok nadir bir yerde yaşıyorlar ve çok az insan onlarla aynı gerçekliği paylaşıyor” dedi.
Psychotherapy City’nin servet danışmanlığı konusunda deneyimli psikoterapisti Amanda Falkson, “İnsanlar sizi şanslı ve mutlu olarak görme eğiliminde olabilir. İkisi de doğru olmayabilir” dedi.
Falkson zenginlerin de keder, travma, kayıp ve zorlu ilişkiler gibi duygusal zorluklarla karşı karşıya olduğunu belirtti. Psikoterapist zenginlerin buna ek olarak paranın nasıl harcanması gerektiği ve kime güvenileceği konusunda baskı hissettiğini belirtiyor.
“Zenginlik fazlasıyla tecrit edici olabilir. Bazı durumlarda paranızla ne yaptığınız konusunda tüm gözler üzerinizdedir” diyen Falkson bazı danışanlarının hayır işlerine ne kadar para harcarsa harcasınlar nasıl hatırlanacakları ve paralarını nereye harcamaları gerektiği konusunda baskıyla karşı karşıya olduğunu söyledi.
2. Paranoya ve güvensizlik
Hokemeyer süper zenginlerin sahip oldukları servet nedeniyle çevreleri tarafından bir nesne olarak görülebildiklerini söyledi.
Zengin insanlar genellikle daha yüksek sosyal statüye sahip olma eğilimindedir. Gücü zayıflayan insanlarsa genellikle güç sahiplerine doğru çekilir. Klinik psikoterapist güç arayanların zenginleri onları daha güçlü konuma yükseltecek merdivenler olarak görebildiğini belirtiyor.
Hokemeyer danışanlarının sık sık hiç bitmeyen talepler bombardımanına tutulduğunu paylaştı. Psikoterapist, “İlişkileri kendilerinin kim olduğundan ziyade başkalarına sağlayabilecekleri üzerinden tanımlanıyor” diye de ekledi.
Süper zenginler tüm bu sebeplerden insanların kendileriyle ilişki kurma güdülerinden daha fazla şüphelenme eğilimi gösteriyor. Sonuç olaraksa kendileriyle eşit seviyede servete veya gelire sahip olmayan bireylerle ilişki dinamiklerini kalibre etmeleri zor olabiliyor.
Psikoterapiste göre ikili ilişkilerde maddi durumu daha iyi olan eş para için kullanıldığını hissedebiliyor ve daha az finansal güce sahip olan tarafsa ‘servet avcısı’ olarak klişeleştirilebilir ve olumsuz görülebilir.
3. Hedef duygusunun bozulması
Hokemeyer’e göre servetlerini çalışarak elde edenlerle bu kadar büyük bir miktar paraya miras veya diğer yollarla aniden ulaşanlar arasında da büyük bir fark var.
Psikoterapist kendi başarılarının bir sonucu olarak zengin olan insanların, güçlü bir iç kontrole sahip olduklarını söyledi. Hayatlarının gidişatından sorumlu hisseden bu bireyler servetlerini kaybetmeleri durumunda tekrar para kazanabilecekleri konusunda yeteneklerine güveniyorlar.
Miras yoluyla veya bir işletmenin satılmasıyla aniden servet kazananlarsa yeni harcama güçlerine, statülerine ve koşullarına uyum sağlamakta zorlanabiliyor. Ayrıca servetlerini idare etme ve sürdürme konusunda da kendilerine daha az güveniyorlar.
Falkson, ani servet akışının genellikle varoluşsal kimlik krizlerine ve ilişkilerde gerginliklere yol açabileceğini söyledi.
Psikoterapist, “Çalışmaya gerek olmadığında anlam, amaç ve yapı duygunuzu nereden alırsınız? Yürüyen bir dolar işaretine mi dönüşürsünüz? Artık eski dünyanızın bir parçası olmadığınızdan sosyal olarak nereye sığınırsınız?” soruları üzerinden bazı danışanlarının endişelerini dile getirdi.
Falkson, “Zenginlik insani ihtiyaçlarımızı ortadan kaldırmaz. Ve hayatta anlam ve amaç sahibi olmak çok önemli ihtiyaçlardır” açıklamasında bulundu.
Servet transferinden en çok Y kuşağı faydalanıyor
Bill Gates servetini nasıl değerlendiriyor?