FINANSGUNDEM.COM - DIŞ HABERLER SERVİSİ
ABD Hazinesinin tahvil hataları, genç Amerikalılara pahalıya mal olacağa benziyor.
Finansgundem.com’un derlediği bilgilere göre, uzmanlar, ABD’de hükümet politikalarının kuşaklar arasında belirgin bir adaletsizliğe neden olduğunu ve bundan en çok Z kuşağının zarar göreceğini söylüyor.
Sorumsuz borç yükü
Eski Beyaz Saray ekonomi politikası direktörü Todd G. Buchholz ve ABD Çalışma Bakanlığı'nda eski çalışma müsteşar yardımcısı ve ABD Hazine Bakanlığı'nda ekonomi politikasından sorumlu eski sekreter yardımcısı James Carter’ın MarketWatch’ta yer alan makalesi, Amerika Birleşik Devletleri'nde uykusuz kalan lise öğrencilerinin sayısının yüzde 13 oranında arttığını ve gençlerin gerçekten de gergin olmak için nedenleri bulunduğunu söylüyor. Uzmanlar bundan sosyal medyayı sorumlu tutarken Buchholz ve Carter ise, “Z kuşağı üyelerinin aynı zamanda baby boomer, X ve Y kuşaklarının kendilerine yüklediği sorumsuz borç seviyeleri konusunda da endişelenmesi gerekiyor” diyor.
ABD'nin borcunun GSYİH'ye oranı hızla II. Dünya Savaşı rekor seviyelerini aşıyor. Bu yılki faiz ödemelerinin 2021 yılına göre 2,6 kat artışla federal bütçenin yüzde 13,5'ini tüketmesi bekleniyor. Genç yetişkinlerin yarısı bir ev almaya paralarının yeteceğini düşünmüyor ancak yine de kendilerinden büyükanne ve büyükbabalarının savurganlığının bedelini ödemeleri isteniyor. CNBC, Z kuşağının dörtte birinin vergi beyanı kaygısıyla başa çıkmak için şimdiden bir terapiste ihtiyaç duyduklarını bildiriyor.
Süper uzun vadeli tahvil ihracı dönemi
Düşük faiz oranlarının hakim olduğu yıllarda bazılarımız ABD Hazinesini süper uzun vadeli, 50 ve 100 yıllık tahviller ihraç ederek bu uygun borçlanma koşullarına bağlı kalmaya çağırmaya başladık. Bu, bugünkü harcamaların gelecek nesilleri sakat bırakmasının önlenmesine yardımcı olabilirdi. Ancak Hazine çoğunlukla kısa vadeli borçlanmaya bağlı kaldı ve tahvillerin ortalama vadesi sadece beş yıl oldu. Sonuç olarak vadesi gelen borçlar daha yüksek bir maliyetle devredildi.
Mart 2021'de, Hazine tahvilleri hâlâ yaklaşık yüzde 1,5 oranında getiri sağlarken Hazine Bakanı Janet Yellen, Başkan Joe Biden yönetiminin gelecek nesiller için bu şartları sabit tutmakla hiçbir ilgisinin olmadığını açıkça belirtiyor: “Hazine bu sorunu inceliyor ve şu anda bunu çözmeye yönelik herhangi bir plan yok.”
Hazine’nin bu srouna gerçekten bakıp bakmadığı ya da sadece alaycı bir bakış mı attığı merak edilebilir. Bu açıklamanın yapıldığı tarihten bu yana faiz oranları ise üç katına çıktı ve deneyimli hedge fon yöneticisi Stanley Druckenmiller'ın Yellen'in kararını Hazine tarihindeki ‘en büyük hata’ olarak ilan etmesine yol açtı.
Kısa vadeli borçlanmanın zararları
Kısa vadeli borçlanmanın yol açabileceği zararlar biliniyor. Pek çok ticari emlak şirketi, Hazine'nin taktik kitabını taklit ettikleri için artık daha yüksek oranlarda 2 trilyon dolarlık yeniden finansmanla karşı karşıya kalarak sıkıntı çekiyor.
Ancak federal hükümetin böyle bir seçeneği yok. Çünkü hükümet, yaşlı vatandaşlara Sosyal Güvenlik çekleri göndermek ve askeri personele sağlık hizmetleri ve fırlatıldığında ateşlenen silahlar sağlamak da dahil olmak üzere yasal ve ahlaki yükümlülüklerden kaçabilen bir ev sahibi konumunda değil. Bunun yerine vergi mükellefleri federal hükümetin döktüğü tüm kırmızı mürekkebi silmek zorunda kalıyor.
Halbuki olayların bu şekilde olması zorunda değildi. ABD düşük borçlanma oranlarına kilitlenme çağrılarını görmezden gelirken, görünüşe göre diğer birçok ülke de ABD’yi izliyor. En az 14 ülke Avusturya, Belçika ve İrlanda da dahil olmak üzere en az 14 ülke süper uzun vadeli tahvil ihraç etti ve ediyor.
Getiri eğrisinin şu an dahil son 20 yılda birçok kez tersine döndüğü dikkate alındığında Hazine'nin hatası daha da kötü görünüyor. Bu, ABD'nin kısa vadeli borçlara kıyasla süper uzun vadeli borçlardan daha düşük oranlarda borçlanma fırsatına sahip olduğu anlamına geliyor. Halbuki bu oranların sabitlenmesi, gelecekteki mali felaketlerin etkisini hafifletmesinin yanı sıra bir miktar netlik de sağlayabilirdi.
Bütçenin temel sorunu hala ‘fazla harcama’
Yine de hala çok geç sayılmaz. Tam tersine, Hazine hâlâ süper uzun tahvillerden faydalanabiliyor. Bunun için, Hazine fonlama algoritmasının, getiri eğrisi tersine döndüğünde bu tür tahvil ihraç etme tetikleyicisini içerecek şekilde revize edilmesi gerekiyor. Eğer Hazine bu mekanizmayı geçersiz kılmak isterse, sorumlu bakanın bunun gelecek nesillerin çıkarına olmayacağını göstermekle yükümlü olması gerekiyor.
Tarihsel araştırmalar, son 200 yılda ABD reel faiz yani enflasyona göre düzeltilmiş faiz oranlarının ortalama yüzde 1,55 civarında olduğunu gösteriyor. Bugün ise bu oran yüzde 2 civarında seyrediyor. Reel getiriler tarihsel ortalamanın altına düştüğünde, Hazine’nin süper uzun tahvilleri yürürlükten kaldırması gerekiyor. Elbette temel bütçe sorunu 'çok fazla harcama’ olmaya devam ediyor. Eski Başkan Ronald Reagan’ın hükümetin bir bebek gibi olduğunu söylemesi gibi; bir tarafta büyük bir iştah var, diğer tarafta ise hiçbir sorumluluk duygusu yok. Bu espri yarım yüzyıl önce olduğu kadar bugün de geçerli gözüküyor.
Gelecek nesiller kaygılı olsun ya da olmasın oy kullanamıyor. Tüm bu yapılması gerekenlerin yanı sıra, onlara ses verecek yeni mekanizmaların kurulması gerekliliği de açık gözüküyor.
Z kuşağı e-posta odaklı işlerden uzaklaşıyor
Z kuşağı, işverenleri kandırıyor
Servet transferinden en çok Y kuşağı faydalanıyor
Y kuşağı için erken emeklilik hayal mi?
Y kuşağından ebeveynlerine sitem: "Beni hayata hazırlamadınız"
Y kuşağı 90 trilyon dolarlık servete konuyor