Topkapı Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Emre Alkin, Nasıl Bir Ekonomi TV’de yayınlanan Ekonomi Masası’na katılarak, Türkiye'nin ekonomi politikasına ilişkin açıklamalarda bulundu.
Uygulanan ekonomi politikasını, “Hastanın ateşini kontrol altına almaya çalışan bir iktisat politikası uygulanıyor” sözleriyle yorumlayan Emre Alkin'in değerlendirmeleri şu şekilde:
Bizim yaptığımız eleştiri...
Seçim sonucuna bakıldığı zaman meselenin ekonomik olduğu ve ekonomik durumu Cumhuriyet Halk Partisi'nin çok iyi gündemde tutmuş olduğunu ve yerel meseleler yerine aslında bunu bir genel seçim havasına soktuğunu ve bunda da başarılı olduğunu görüyoruz. Ekonomi konusunda bizim yaptığımızı eleştiri, anladığım kadarıyla çok net bir şekilde analiz edilmiyor. Bizim yaptığımız eleştiri şu: Herhangi bir üniversite hocasının dezenflasyon politikasına karşı çıkması mümkün mü? Değil. Olsa da milyonda bir rastlanır. Fakat ekonomi hocalarının yüzde 99’u hatta 99,99 dokuzu hiçbir şekilde yüksek enflasyonda yaşayan bir ülkenin enflasyondan arındırma politikasına itiraz etmez. Çünkü hepimiz biliriz ki tarihte enflasyon aynı zamanda ahlak bozucu bir etki yaratmıştır. Benim itirazım şu: Uygulanan politika dezenflasyon politikası değil. Yani bu politikayla memleketi enflasyondan arındırmak mümkün değil.
"Kaçak oynanıyor"
Rakamlara eziyet eden, ekonomiyi soğutan değil, ekonomiyi durdurarak hastanın ateşini kontrol altına almaya çalışan bir iktisat politikası var bugün. Bu başarılı bir politika değil. Toplumun tüm kesimlerini içeren, her kesimin canını yakacak ama sonunda bizi aydınlığa çıkaracak bir dezenflasyon politikası uyguladığınızı söyleyin. Hatta bunu yapın, kim buna itiraz edecektir? Ama şimdiki politikayla rezervlerden sene başından beri 30 milyar dolar satarak döviz kuru tutulmaya çalışılıyor. “Politika faizini artırmayayım, bankalar kredi faizlerini, mevduat faizlerini artırsın” denilerek kaçak oynanıyor. Sonra da “Acaba vatandaşın her ay mecburen satın aldığı mal ve hizmetlerin üzerindeki vergileri artırıp onları bezdirirsem talebi düşürür müyüm? Buradan da enflasyon düşer mi?” diye plan yapan, “Hadi olmadı kredi kartlarını gündeme getirelim. Hiçbir şey almasınlar” anlayışıyla toplumun hangi şartlarda yaşadığından habersiz, bir dezenflasyon politikası uygulanmaya çalışılıyor. Bunun başarılı olmayacağını hep söylüyorum .
Şimdi gelelim erken seçim ve referandum tartışmasına. Dün sayın Numan Kurtulmuş, “Anayasa değişikliği için referanduma gerek kalmaksızın mecliste çalışmalara başlayacağız” dedi. Vatandaş zaten bir mesaj vermiş. Cumhur İttifakı'na “Biz yorulduk. Mesele anayasa değil” demiş.
"Döviz kurunu tuttukça enflasyon yarattıklarının farkında değiller"
Sonuç olarak mevcut politikayla ekonomiyi durduramazlar. Amaçla araç biriyle çelişiyor. “Ekonomiyi durduracağız derken” ekonomiyi paramparça ettiklerinin farkında değiller. Durmuyor aslında sakatlanıyor. Döviz kurunu tuttukça enflasyon yarattıklarının farkında değiller. Döviz kurunu tuttukları için vatandaş, bir süre sonra alamayacağını düşündüğü malı bugünden almaya çalışıyor. Ve o devinim bir türlü durmuyor. Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan’ın ısrarla üzerinde durduğu, planlamacılığı çok iyi bilen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın da savunduğu bu projenin parçaları kopuk. “2 aspirin al sabaha bakarız” programı bu. Ama “2 aspirin al programı” 31 Mart'a kadardı. Bence Cevdet Bey'in çıkıp bütün halkımıza Akıllarındaki reçetenin ne olduğunu ve tek tek nasıl uygulanacağını açık söylemesi lazım.
Emre Alkin'den enflasyon uyarısı!
Yıllık enflasyon yüzde 68.50 oldu