FINANSGUNDEM.COM – DIŞ HABERLER SERVİSİ
ABD’nin devlet borcu dünyanın en büyük ekonomisinde kimsenin çözmek için adım atmadığı en büyük sorun haline geliyor. Üstelik devlet borçları ABD ekonomisini finansal krize ve 10 yıl sürebilecek bir stagflasyona sürükleyebilir.
Amerikan ekonomisinin borçlanma hızı alarm veren bir seviyede yükseliyor. Mevcut borçlardaki artış aynı zamanda dünyanın en büyük ekonomisinin gelecekte gerekli durumlarda ek borçlanmaları karşılayamayacağı endişesini de getiriyor.
Dış borçlar konusunda endişelenen isimler arasında ABD Merkez Bankası (FED) Başkanı Jerome Powell, JPMorgan Chase CEO’su Jamie Dimon, Bank of America CEO’su Brian Moynihan, BlackRock CEO’su Larry Fink ve Wharton Okulu Dekan Yardımcısı Joao Gomes gibi ağır toplar da yer alıyor.
Fortune’un haberine göre endişelerin temelinde ABD Kongresi Bütçe Ofisi’nın (CBO) mart ayında yayınladığı bir rapor bulunuyor. CBO 2054 yılına kadar kamu borcunun 141,1 trilyon dolara ulaşacağını ve bu borcun gayrisafi yurtiçi hasılaya oranının %166’ya geleceğini tahmin etti.
ABD’nin mevcut kamu borcu 34 trilyon dolar ve bu rakam GSYİH’nın yaklaşık %99’u. CBO’ya göre önümüzdeki 30 yıl içerisinde ABD hükümetinin borçlanma oranları istikrarlı bir biçimde artacak. Yakın vadede CBO GSYİH’nın bir yüzdesi olarak borcun 2029 yılına kadar II. Dünya Savaşı’nın rekor zirvesini aşmasını bekliyor.
CBO, ABD’nin artan kamu borcuyla ilgili açıklamasında "Ekonomik büyümeyi yavaşlatmaya, ABD borcunun yabancı sahiplerine faiz ödemelerini artırmasına ve mali ve ekonomik görünüm için önemli riskler oluşmasına; ayrıca milletvekillerinin politika tercihlerinde kendilerini daha kısıtlı hissetmelerine neden olabilir” ifadelerine yer verildi.
Rapor, artan borcun bir sonucu olarak bir finansal kriz olasılığının arttığını ve faiz oranlarının yükselmesine neden olabileceği belirtildi. Kamu borçlarındaki artışın daha yüksek enflasyonla beraber gelmesi halinde "hakim uluslararası rezerv para birimi olarak ABD Doları’na olan güveni aşındırabileceği" uyarısı da eklendi.
ABD Hükümeti Hesap Verebilirlik Ofisi'nin (GAO) öngörüleri de daha iyi değil. Geçen ay yayınlanan bir raporda, hükümetin konunun üzerine gitmemesi halinde ekonomik, güvenlik ve sosyal konular için "ciddi" bir tehdit oluşturan "sürdürülemez" bir mali patikayla karşı karşıya olduğu belirtildi.
GAO, ABD Kongresi’ne "federal borcun temel itici güçlerini ele almak ve hükümetin mali patikasını değiştirmek için zorlu bütçe ve politika kararları" almasını tavsiye ediyor ve ekliyor: "Uzun vadeli mali patikayı değiştirmek için ne kadar erken harekete geçilirse, o kadar az sert olmaları gerekecek."
Borç krizine dair kanıtlar biriktikçe bu krizi önlemek için eşit derecede karmaşık bir yaklaşım gerekeceği de varsayılabilir. Ekonomistlerse sorunun üzerine gidilmesi halinde durumun böyle olmayacağı belirtiliyor. Mali politika sorunlarının çözülmesi önündeki en büyük engelse yeterince insanın dinlemesini sağlayabilmek.
Ani bir hesaplaşma mümkün mü?
Wharton'dan Gomes, bir süredir ABD’nin kamu borcu seviyesiyle ilgili endişelerini dile getiriyor. Gomes geçen hafta ABD Senatosu Bütçe Komitesi'ne verdiği ifadede milletvekillerini büyük bir kriz konusunda uyardı.
Pennsylvania Üniversitesi Wharton Okulu'ndaki araştırma dekan yardımcısı olarak görev yapan Gomes daha önce çok az sayıda yüksek profilli ismin konuyu ciddiye aldığını savundu. Ancak ekonomist gelecek konusunda uyarmak için sürüden uzaklaşmak zorunda hissettiğini belirtiyor.
Gomes, “Yaklaşan finansal kriz, halkın federal hükümetin maliyesine ve onları yönetmekle görevli olanlara ani bir güven kaybıyla tetiklenecek. ABD’nin federal borcu için öngörülen patika bunu çok uzak olmayan bir gelecekte kaçınılmaz kılıyor" dedi.
Profesör Gomes'in öngördüğü krizin yansımaları arasında, faiz oranları yükseldikçe doların değerinde keskin bir düşüş de var. Ayrıca, hükümetin açığı kontrol altına almak için sosyal programlara geri dönmek zorunda kalmasıyla enflasyonun artacağına da inanıyor.
Gomes, "Bu önlemlerin ekonomide daha da yıkıcı bir etkisi olacak ve on yıl sürecek bir durgunluğa yol açacak. Öngörülen demografik zorluklarımız göz önüne alındığında, çoğu yaşlı ve marjinal bir biçimde ABD’ye bağlı olan işçilerin işgücünün bir daha asla geri dönmemek üzere ülkeyi terk etmesi muhtemeldir" dedi.
'Bu geleceği değiştirmek o kadar da zor değil'
Profesör Gomes, açığı yeniden dengelemek için iyi bilinen iki seçeneğin ana hatlarını çiziyor: büyümeyi artırmak veya harcamaları kısmak. Gomes, birincisinin açık ara en çok tercih edilen yöntem olduğunu, ancak görevin yerine getirilmesi için büyümenin yeterince hızlı olmayacağını söyledi.
Gomes, “Bir krizi önlemek için ödenmemiş borcun herhangi bir kısmını kesinlikle geri ödememiz gerekmiyor. Aslında, kamu borcu, yıllık açıklar aşırı olmadığı sürece, ülkenin mali ödeme gücüne acil bir tehdit oluşturmadan zaman içinde istikrarlı bir şekilde büyümeye devam edebilir” dedi.
Profesörün tahminlerine göre GSYİH’nın yaklaşık %1,4’ü (400 milyar dolar) ile iki veya üç yıla yayılmış bir mali düzenleme sorunu henüz tomurcuklanmadan ortadan kaldırabilir.
Ancak Gomes’e göre ABD’nin mali rotasında bir düzeltme olmadan bir sonraki hükümetin “inanılmaz derecede tozpembe ekonomik varsayımlara dayanan bir mali paket çıkarması” durumunda ABD ekonomisi 2030’da veya 2025 gibi erken bir tarihte mali krizle karşı karşıya gelebilir.
Gomes uyarısında şu ifadelere yer verdi: “Sonuçları ağır olacak ve ekonomimiz ve toplumumuz üzerinde kalıcı, muhtemelen geri dönüşü olmayan, izler bırakacak.”
Trump 175 milyon dolarlık teminatı yatırdı
Fed'in ilk adımı haziranda atacağı beklentisi sürüyor
ABD'nin borcu 3.5 ayda bir 1 trilyon dolar yükseliyor