Yazdır

Sessiz istifa çalışma saatlerini düşürdü

Tarih: 26 Şubat 2024 - 17:41

ABD’de yüksek maaşlı çalışanların işten ayrılması, ortalama çalışma saatlerini salgın öncesi seviyelere taşımış durumda.

FINANSGUNDEM.COM - DIŞ HABERLER SERVİSİ

ABD’de ortalama çalışma saati giderek düşüyor. Bunda sessiz istifa dalgasının uzun vadeli etkilerinin önemli rol oynadığı düşünülüyor.

Finansgundem.com’un derlediği bilgilere göre, işsizlik oranının son 50 yılın en düşük seviyesine yaklaştığı ve işletmelerin yoğun şekilde işe alım yaptığı göz önüne alındığında, Amerikalı çalışanların artan yaşam maliyetine ayak uydurmak için daha önce hiç olmadığı kadar çabaladığı görülüyor. Ancak herkes eşit derecede koşmuyor.

Daha az çalışma daha çok ücret

Fortune’dan Irina Ivanova’nın haberine göre, ADP Research Institute, en çok kazanan çalışan gruplar arasında önde gelen gençler ve kadınların, pandemi öncesine göre daha az saat çalıştıklarını ortaya koyuyor. ADP, 2023'teki ortalama çalışma haftasının son beş yılın en düşük seviyesinde olduğunu bulguluyor.

ADP Baş Ekonomisti Nela Richardson, “Kadınlar da dahil olmak üzere nüfusun önemli bir kesimi artık pandemi öncesine göre daha az çalışıyor. Amerika tarihinden belki de hiçbir zaman bu kadar çok insan iş hayatına bu denli yoğun katılmamıştı ama yine de bireyler ortalama olarak daha az çalışıyor” diyor.

ADP, araştırma kapsamında, geçen Aralık ayına kadar dört yıl boyunca aynı işte toplam 13 milyon saat çalışan ücretli çalışanı takip ediyor ve .alışma saatlerindeki düşüşün, insanların işten çıkarılması veya iş değiştirmesinden kaynaklanmadığı görülüyor. Richardson, düşüşü çalışanların mı yoksa işverenlerin mi başlattığı belli olmasa da, en yüksek maaş alan kesim arasındaki gerilemenin bir ipucu sağladığını söylüyor.

Kadınlar ve gençler

Yılda 79.500 dolar veya üzeri kazanan ve en yüksek maaş alan yüzde 25'lik kesimdeki çalışanların çalışma saatlerinde en büyük düşüşü yaşadığı gözleniyor. Buna karşın, araştırma, en düşük ücretli çalışanların ise daha fazla çalıştığını ortaya koyuyor. Dahası, daha az saat çalışan insanların önemli bir kısmı gelirlerinin düşmek yerine arttığını görüyor. Bu da daha az çalışmanın bütçe açısından kötü bir şey olmadığını gösteriyor.

Richardson, "Pandemi sırasında bu çift haneli ücret artışlarındaki avantaj, bazı insanların haftada daha az saat çalışarak aynı maaşı alabilmesini sağladı. Bunun, bazı insanların daha yüksek ücret artışı yaşamasının ve aynı zamanda kendi programlarını tasarlama konusunda daha fazla esnekliğe sahip olmasının bir komplikasyonu olduğunu düşünüyoruz” diyor.

Richardson, “Yılda ortalama 80.000 dolar kazanıyorsanız, muhtemelen eğlence ve konaklama sektöründe değilsinizdir. Bir bilgi iletişim çalışanı olabilirsiniz ve bu, ister daha fazla iş yapmak olsun, isterse çalışma saatleriniz konusunda daha fazla esnekliğe sahip olmak olsun, artık eskisinden daha fazla esnekliğe sahip olabileceğiniz anlamına gelir” diye ekliyor.

ADP'nin tespitine göre, daha az saat çalışan diğer gruplar arasında kadınların yanı sıra 35 yaşın altındaki çalışanlar yer alıyor. Bu kesim, ücretli emeğin yanı sıra hayatlarının diğer yönlerine öncelik verilmesi gereken ya da öncelik verebilen çalışanlar olarak öne çıkıyor.

Ekonomik yönden kötüye işaret olmayabilir

Tarihsel olarak, çalışma saatlerinde büyük bir düşüş kötü bir işaret olarak kabul ediliyor. Bu, çalışanların yapacak daha az işi olduğu anlamına geliyor ve genellikle işverenlerin personeli işten çıkarmadan önce attığı ilk adıma karşılık geliyor. Ancak ekonomistler bu kez durumun böyle olmayabileceğini söylüyor.

Capital Economics'in ABD ekonomisti başkan yardımcısı Andrew Hunter, “Normalde bu, talebin zayıf olduğuna veya insanların yapacak fazla bir şeyi olmadığına dair bir sinyaldir” diyor.

Ancak şirketler işe alım yaptığından ve genel işten çıkarmalar düşük kaldığından, farklı bir açıklama da mümkün gözüküyor: “Firmalar bir anlamda çalışan istifliyor.”

Hunter, “Talepteki yumuşamaya yanıt olarak şirketler çalışanlarını işten çıkarmaktan çekiniyor. Bunun yerine, çalışanlarını ellerinde tutabilecekleri ancak onları daha az yoğun çalıştırabilecekleri bir ortam yaratma çabası one çıkıyor” diyor.

Richardson da benzer bir yaklaşıma sahip ve salgının şirketlerin ‘yoğun talep üzerine büyüyüp personel sayısını azaltamayacaklarını, derin bir yedek kulübesine sahip olmayı ve her çalışana daha az çalışma süresi vermeyi tercih ettiklerini’ fark etmelerine yol açtığını belirtiyor.

Amerikalılar yine de emsallerine göre daha çok çalışıyor

Değişimin, birçok kişinin pandemi ve Büyük İstifa sırasında yaşadığı, on milyonlarca insanın işlerini bırakıp kendi işlerini kurmaya yöneldiği ve ‘yaşamak için çalışma’ perspektifinin normalleşmesine yol açan çalışmayla ilgili hayal kırıklığının bir sonucu olması da mümkün gözüküyor.

Elbette bu, çalışanların daha yüksek ücrete ve daha az çalışmaya yöneldiği ilk sefer değil. İnsanlığın öncelikle tarım toplumundan endüstriyel topluma ve şimdi de post-endüstriyel topluma geçtiği yüzyıllar boyunca, çalışma haftası dramatik bir şekilde küçülüyor ve Batı Avrupa'nın sosyal demokrasilerinde bu durum daha da belirgin hale geliyor. Gerçekten de, diğer gelişmiş ülkelerle karşılaştırıldığında Amerikalı çalışanlar, son zamanlardaki düşüşe rağmen hâlâ çoğundan çok daha uzun saatler çalışıyor.

Hunter, “Çeşitli ülkelerdeki ortalama çalışma saatlerine bakarsanız çok büyük farklılıklar olduğunu görürsünüz ve ABD bu noktada zirveye oldukça yakın” diyor.

Bir ülke daha haftada 4 gün çalışmaya geçiyor

 

Çalışanlar ‘Daha çok çalışmalısın’ uyarısına hazırlıklı olmalı

 

Çok çalışmak neden başarının garantisi değildir?

 

Almanya'da iş hayatında devrim: Haftada 4 gün çalışma sistemi!

 

Site adresi: https://www.finansingundemi.com/haber/sessiz-istifa-calisma-saatlerini-dusurdu/1786220