FINANSGUNDEM.COM - DIŞ HABERLER SERVİSİ
Tüm dünyada mevcut iş ortamı, daha doğrusu ofis hayatı, patronun kim olduğu rekabeti üzerine şekilleniyor. İşletmeler, birçok yüksek pozisyona sahip yöneticiler arasındaki gizli savaşa sahne oluyor.
Finansgundem.com’un derlediği bilgilere göre, bugünün ofis hayatında direksiyonda kimin oturduğu bir belirsizlik içeriyor ve bu belirsizlik, patronun kim olduğuna yönelik çetin bir rekabeti de beraberinde getiriyor.
Pandemi ve otorite boşluğu
Fortune’dan Chloe Berger’in haberine göre, 1.200 çalışanla yapılan özel bir ‘Harris Poll’ araştırması, iş hayatının geleceğinin son derece tartışmalı olduğu bir dönemde bir güç boşluğunun gelişmekte olduğunu ortaya koyuyor. Pandemiden bu yana, haftada dört günlük çalışmadan ofiste olma ihtiyacına kadar her şey sorgulanıyor durumda ancak bu sorulara kimin gerçek bir otorite olarak cevap vereceği henüz ortaya çıkmış değil.
Harris Poll araştırması, her nesle işyerinde normları ve beklentileri belirlemede en fazla gücün kimin elinde olduğu sorulduğunda, çoğunun, kendi neslinin gücü elinde bulundurduğunu hissettiğini gösteriyor. X kuşağının yüzde 81'i kendi gruplarının kontrolü elinde tuttuğunu düşünüyor, Y kuşağında bu oran yüzde 70’lerde seyrediyor ve Z kuşağının yüzde 54'ü kontrolün kendilerinde olduğunu düşünüyor. Boomer kuşağının ise yüzde 46’yla yarısında azı kendi nesilleri hakkında aynı hisse sahip. Harris Poll'un kıdemli araştırma müdürü Amy Mulvey, herkes kendisini besin zincirinin tepesinde görse de, bunun muhtemelen her nesil için farklı bir anlama geldiğini söylüyor.
Güç her nesil için farklı bir anlama geliyor
Mulvey, “Boomer kuşağı ve X Kuşağı için bu muhtemelen daha geleneksel bir güç dinamiği konseptinin tanınması anlamına geliyor çünkü bunlar genellikle kurumsal karar vericiler olarak öne çıkıyor. Öte yandan, Y kuşağı ve Z kuşağı kendilerini, yetenekleri cezbetmeye ve elde tutmaya çalışırken şirketlerindeki karar vericileri etkileme gücüne sahip iş gücünün geleceği olarak görüyor” şeklinde konuşuyor.
Mulvey, araştırmanın, genç nesillerin beklentileri karşılanmadığı takdirde daha iyi iş fırsatları için işten ayrılacaklarını gösterdiğini, dolayısıyla bunun daha yerleşik eski nesiller üzerinde baskı oluşturduğunu ekliyor. Ancak bu mutlaka ‘iktidarda bir çatışma’ olacağı anlamına gelmiyor; Mulvey, tartışmanın, işyerini yaşamın tüm farklı aşamalarındaki çalışanların ihtiyaçlarını karşılayan bir ortam haline getirmek için işyerinin geleceğini şekillendirmede her neslin getirdiği değeri tanıma fırsatını temsil ettiğini açıklıyor.
X kuşağının yükselişi
Gerçekten de boomer kuşağı ve Z kuşağı, gelenekçi ve isyancı rollerde birbirlerine karşı mücadele ediyor. Ancak iki neslin, göründüğünden daha benzer olduğu ve her ikisinin de iş misyonlarında uyumlu olduğu ortaya çıkıyor. Daha iyi iş-yaşam dengesi mücadelesi, Z kuşağının uğruna mücadele ettiği yaşam tarzının aynısını isteyen X kuşağı kadar eski bir hikaye. Ayrıca, sanki tüm nesiller daha iyi ücret ve esneklik arzusunda aynı fikirdeymiş gibi görünüyor.
Harris Poll araştırmasına göre, çalışanların yüzde 86 ile büyük çoğunluğu pandemi başladığından bu yana işyeri normlarının ve beklentilerinin değiştiğini hissettiğini söylüyor.
Çoğu yaş grubu bu değişimde kendi nesillerini en büyük güç oyuncusu olarak görse de, katılımcı havuzunun tamamı genel olarak X kuşağının kazandığını düşünüyor. Yüzde 41, X kuşağının mevcut ofis ortamını belirlemede en fazla güce sahip olduğunu söylüyor.
Harris Poll araştırma müdürü Rebecca Purser, yaşananların bir kısmının kıdem değişikliği olduğunu açıklıyor. Boomer kuşağı emekli olmaya başladıkça, X kuşağı liderlik rollerini üstleniyor. Gerçekten de, Fortune 500 CEO'larının çoğunun ortalama yaşı yaklaşık 58 ve bu kişiler X kuşağı grubunun tam tepesinde yer alıyor.
Purser, X kuşağının orta düzey yönetici pozisyonlarında daha kıdemli ve kıdemsiz çalışanlarla iletişim kurarak insanların ne istediğini bilmek ve başkalarını etkilemek konusunda birinci sınıf bir konumda olduğunu ekliyor. Purser, “Gördüğümüz kuşak anlatılarında bazen göz ardı edilseler de, X kuşağı muhtemelen işyerinin geleceğinin nasıl görüneceğini sessizce değiştiriyor” diyor.
Herkes patronun kendisi olduğunu düşünse de, cevap sanıldığından daha az sersemletici gibi görünüyor. Bu kaosun ortasında ortanca çocuk konumundaki X kuşağı zirveye çıkıyor.
X Kuşağı finansal stres altında
Z kuşağı rekabet edebilmek için ofise daha fazla gelmek zorunda
Ofise dönüş yanlısı patronlar işler kötüleşince çalışanları suçluyor
Patronlar 2024’te de 'ofise dönüş'te ısrarcı
Uzaktan çalışanlar güçleniyor, şirketler onlarla savaşamıyor
Uzaktan çalışma ilerlemeyi yavaşlatsa da stresi azaltıyor