İran'ın desteklediği Yemen'deki Husilerin Kızıldeniz'de İsrail ile bağlantılı ticari gemilere yönelik başlattığı saldırılar sonrası bölgede tansiyon tırmanmaya devam ediyor. Söz konusu saldırıların ardından denizcilik şirketlerinin seferlerini askıya alması veya rotalarını Ümit Burnu'na kaydırmalarıyla Kızıldeniz'deki gemi trafiğinde sürekli düşüş görülüyor.
Gemi takip ve denizcilik analiz sağlayıcısı MarineTraffic'ten edilen verilere göre, Husilerin saldırıları sonrası ilk etapta ağırlıklı olarak konteyner gemi trafiğinde düşüş olsa da bölgedeki gerilimin tırmanmasıyla şu anda tüm gemi türlerindeki seferlerin yavaşladığı görülüyor.
Bu kapsamda, 1-10 Ocak 2024 tarihleri arasında Kızıldeniz'deki günlük toplam gemi trafiği geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 25 azaldı.
Aynı dönemde, bölgedeki günlük konteyner gemi trafiği geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 50 geriledi. Kızıldeniz'de 1-10 Ocak 2023 tarihlerinde bulunan konteyner sayısı 248 iken, bu yılın aynı döneminde bu sayı 118'e düştü.
Kızıldeniz'deki kuru yük gemi trafiği 1-10 Ocak 2024 tarihlerinde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 5 azaldı. Buna rağmen, günlük kuru yük gemi trafiği 1 Ocak 2024 ile 10 Ocak 2024 arasında yüzde 53 düşüş kaydetti. Bölgede 1 ila 6 Ocak arasında 45 kuru yük gemisi seyir halindeyken, bu sayı 10 Ocak itibarıyla 21'e indi.
Ro-ro gemi trafiği yüzde 35 ve yaş yük gemi trafiği ise yüzde 31 azaldı.
"Dökme kuru yük gemilerinin geçişlerinde yavaşlama bekliyoruz"
ABD ve İngiltere öncülüğünde geçen hafta Husilere karşı başlatılan saldırıların ardından uzmanlar, bölgedeki gemi trafiğinde özellikle gelecek birkaç haftada daha büyük bir yavaşlama olmasını beklerken, denizcilik maliyetlerindeki artışın ne kadar devam edeceği ve gerilimin küresel ekonomiye etkilerinin saldırıların süresine bağlı olacağını belirtiyor.
Veri analitik şirketi Kpler Kıdemli Navlun Analisti Matthew Wright, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ABD ve İngiltere'nin Husilere karşı saldırılar sonrası gemilere bölgeden uzak durmalarının tavsiye edildiğini belirterek "Bölgede 15 bin TEU'nun üzerinde konteyner gemisi bulunmuyor. Bu gemilerin çoğu halihazırda Ümit Burnu'nun etrafından dolaşmayı tercih etmiş durumda. Dökme emtia tarafında ise, kuru yük ve sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) akışları daha az etkilendi ancak Süveyş Kanalı üzerinden geçişler, Aralık 2023'te başlayan rota değişimlerinden beri daha düşük. Bu düşüşün, misilleme saldırıları endişesiyle, bölgeden uzak durulması yönündeki uyarıların ardından daha da hızlanması bekleniyor." diye konuştu.
Halihazırda konteyner gemilerinin büyük bir kısmının Kızıldeniz'den kaçındığını ve saldırıların konteyner gemilerine etkisinin kısıtlı olduğunu kaydeden Wright, "Ancak, dökme kuru yük gemilerinin geçişlerinde son üç haftada gördüğümüzden daha büyük bir yavaşlama bekliyoruz." dedi.
Denizcilik nakliye maliyetlerinde sert yükseliş
Denizcilik araştırma ve danışmanlık şirketi Drewry Konteyner Araştırma Kıdemli Müdürü Simon Heaney, Süveyş Kanalı'nı kullanan konteyner gemilerinin çoğunun yön değiştirdiğini ve Ümit Burnu'na daha fazla geminin yönelmesi için sınırlı bir alan kaldığını ifade etti.
Krizin deniz taşımacılığındaki ilk etkisinin spot piyasa navlun fiyatlarındaki keskin artış olduğunu belirten Heaney, Drewry'nin Dünya Konteyner Endeksi'ne göre Şanghay-Rotterdam hattında 40'lık konteynerin ortalama spot navlun fiyatının 21 Aralık 2023'teki 1667 dolar seviyesine göre yüzde 164 artarak 11 Ocak itibarıyla 4 bin 406 dolara yükseldiği bilgisini paylaştı.
Heaney, benzer bir artışın Şanghay-Cenova arasında da görüldüğünü dile getirerek, konteyner gemisi kiralamanın maliyetinin de spot navlun fiyatları kadar olmasa da yükseldiğini söyledi.
10 Şubat Çin Yeni Yılı'na kadar zor bir dönem olacak
Navlun fiyatlarının Kızıldeniz'deki gerilim nedeniyle artmış olmasına rağmen Kovid-19 salgını döneminde görüldüğü kadar sıçramasını beklemediklerini kaydeden Heaney, maliyetlerdeki artışın ne kadar olacağı ve gerilimin küresel ekonomiye tesirinin ne boyuta ulaşacağının da saldırıların süresine bağlı olduğunu dile getirdi.
Heaney, gerilimin küresel ekonomideki etkilerinin enerji maliyetleri açısından görülebileceğini ancak şu ana kadar enerji maliyetlerinde somut bir artış olmadığını belirterek şöyle konuştu:
"Kızıldeniz'den geçişlerin gecikmesi ve gemilerin rotalarını değiştirmesi de gemilerin limanlarda yığılmasına neden olacak, liman sıkışıklığına yol açacak ve nihayetinde ekipman eksikliklerini ve seferlerdeki aksamaları daha da kötüleştirecek. Bu gelişmeler, küresel tedarik zincirlerini önemli ölçüde etkileyebilir ve toparlanması haftalar ya da aylar alabilir. Nakliyeciler, haftalık hizmet planlarını güvence altına almak için programlarını ayarlamalı ve ek gemiler sunmalı."
Çin Yeni Yılı olan 10 Şubat'a kadarki sürecin zor geçebileceğini söyleyen Heaney, "Çin Yeni Yılı'na kadar olan önümüzdeki birkaç hafta, gemilerin ve konteynerlerin gecikmesi veya yanlış yerlerde olması nedeniyle nakliye için zor olacak. Ancak, gemicilik sektörünün Ümit Burnu çevresindeki gemileri yönlendirmek için yeterli kapasiteye sahip olduğuna ve spot fiyatların Çin Yeni Yılı'ndan sonra tekrar düşeceğine inanmak için gerekçelerimiz var." dedi.
Süveyş Kanalı'ndan geçişlerden 2024 yılı boyunca kaçınılmasının en kötü senaryo olacağını söyleyen Heaney şunları kaydetti:
"Bu, daha önce Süveyş'ten geçen konteyner gemi kapasitesinin yaklaşık yüzde 30'u için ticaret mesafesinde yüzde 30'luk bir artış olacağı ve efektif konteyner kapasitesinin küresel çapta yüzde 9 azalabileceği anlamına geliyor. Bu da bizim Küresel Arz-Talep Endeksi'nin 82 değerine yükselmesi demek ki bu seviye piyasada hala büyük ölçüde arz fazlası bulunduğunu gösteriyor. Dolayısıyla, bazı ticaret akışları etkilenecek olsa da küresel çapta arz-talep dengesini tamamen tersine çevirecek bir ihtimal görmüyoruz."
Heaney, gelişmelerin ticari hacimler üzerindeki etkisini henüz anlamak için erken olduğunu da sözlerine ekledi.
Kızıldeniz'deki durum
İran'ın desteklediği Yemen'deki Husiler (Ensarullah Hareketi), İsrail'in Gazze'deki saldırılarına tepki olarak 31 Ekim'de Yemen açıklarında İsrailli şirketlere bağlı olduğunu belirttikleri ticari gemilere el koymaya, bazılarına da drone ve füzelerle saldırılar düzenlemeye başladı.
ABD güçleri bu süreçte birçok kez Yemen'den atılan füze ve kamikaze dronelerini düşürdüğünü duyururken, ABD ve İngiliz savaş uçakları 12 Ocak'ta Yemen'de birkaç kentte bazı noktalara hava saldırısı düzenledi.
Husilerin eylemlerinin ardından çok sayıda gemicilik şirketi, Kızıldeniz'deki seferlerini durdurma kararı aldı.
Danimarkalı denizcilik şirketi Maersk, dünyanın en büyük konteyner şirketi İtalyan-İsviçre ortaklı Mediterranean Shipping Company (MSC), Alman taşımacılık şirketi Hapag-Lloyd, Fransız gemicilik şirketi CMA CGM ve İngiliz enerji şirketi bp, bölgedeki seferlerini askıya almıştı.
Danimarkalı tanker şirketi Torm, Kızıldeniz'in güneyinden tüm geçişlerini durdururken, son olarak enerji şirketi Shell'in de Kızıldeniz'den geçişlerini askıya aldığı belirtildi.
Küresel ticaretin yaklaşık yüzde 12'si Akdeniz'i Kızıldeniz'e bağlayarak Avrupa ile Asya arasındaki en kısa rotayı sunan Süveyş Kanalı üzerinden yapılıyor.
Otomotiv dünyasında Kızıldeniz krizi
Kızıldeniz saldırıları hava taşımacılığı fiyatlarını yükseltebilir
Kızıldeniz'deki çatışmaların LNG ticareti açısından önemi