FINANSGUNDEM.COM – DIŞ HABERLER SERVİSİ
Dünya Bankası'na göre, dünyanın en yoksul ülkelerinin borç servis maliyetleri “kriz” seviyelerine yükseliyor. Financial Times’ın haberinde söz konusu ülkelerin yüksek faizler nedeniyle halihazırda kırılgan olan ekonomileri üzerindeki yükün çok daha fazla arttığına dikkat çekildi.
Bankanın son borç raporunda yaptığı hesaplamalara göre, dünyanın en düşük gelirli ekonomilerinden yirmi dördü, tahvil geri ödemelerinin vadesi geldikçe ve daha yüksek faiz oranlarının etkisi arttıkça, bu yıl ve gelecek yıl boyunca dış kamu borçlarını finanse etmek için toplam 21,5 milyar dolar harcamaya hazırlanıyor. Bu rakam, önceki iki yıla göre neredeyse yüzde 40'lık bir artışı temsil ediyor.
Dünya Bankası Grubu'nun Baş Ekonomisti Indermit Gill, "Rekor borç seviyeleri ve yüksek faiz oranları birçok ülkeyi krize sürükledi" dedi. Gill, “Faiz oranlarının yüksek kaldığı her çeyrek, daha fazla gelişmekte olan ülkenin krize girmesine ve kamu borçlarını ödemek ile halk sağlığına, eğitimine ve altyapısına yatırım yapmak gibi zor bir seçimle karşı karşıya kalmasına neden oluyor" uyarısında bulundu.
Tahvil piyasaları, gösterge ABD Hazinesi getirilerini ekim ayında 16 yılın en yüksek seviyesine çıkaran keskin bir satıştan yalnızca kısmen toparlandı. Sonuçtaysa kaybedenler yoksul ülkeler oldu. Dünya Bankası raporuna göre gelişmekte olan her dört ülkeden biri borç krizi içerisinde kaldı ve uluslararası finansmandan dışlandı. Bu oran 2019’da yüzde 5’in altında olan borç krizi altındaki ülkelerin sayısının keskin bir şekilde arttığını gösteriyor.
Gill açıklamasında, “En yoksul ülkeler için borçlar neredeyse felç edici bir yük haline geldi” dedi. Dünya Bankası yetkilisi yükselen borç maliyetlerinin Birleşmiş Milletler’in küresel kalkınma hedeflerine ulaşılması konusunda ‘ciddi bir tehlike’ oluşturduğunu sözlerine ekledi.
Dünya Bankası'na göre, yalnızca son üç yılda, Zambiya, Sri Lanka ve Gana gibi gelişmekte olan 10 ülkede 18 temerrüt yaşandı. Bu rakam önceki yirmi yılın tamamında kaydedilen sayıdan daha fazla.
Özel sektör borç verenleri de gelişmekte olan ülkelerden çekiliyor ve bu durum söz konusu ülkelerin daha az finansman seçeneği kaldığını gösteriyor.
2022'de gelişmekte olan ülkelere verilen yeni dış krediler son on yılın en düşük seviyesine geriledi. Özel borç verenler 2015'ten bu yana ilk kez gelişmekte olan ülkelere verdiklerinden daha fazla fonu geri alarak 185 milyar dolar fazladan geri ödeme elde ettiler.
Dünya Bankası, 2024'ün sonuna kadar düşük ve orta gelirli ülkelerdeki ekonomik faaliyetin pandemi öncesi seviyelerin yüzde 5 altında olacağını öngörüyor. 2020-24 dönemindeki büyümenin 1990'ların ortalarından bu yana en zayıf beş yıllık ortalama olacağın tahmin ediliyor.
Bankanın raporuna göre, verilerin mevcut olduğu en son yıl olan 2022'de, düşük ve orta gelirli ülkeler, dış ve kamu garantili borçlarını ödemek için bir önceki yıla göre yüzde 5 artışla 443 milyar dolarlık rekor bir ödeme yaptı. Söz konusu ülkelerin yalnızca faiz ödemeleri dahi son on yılda dört katına çıktı.
Uluslararası Para Fonu (IMF) tahminlerine göre, gelişmekte olan piyasa ve orta gelirli ülkelerin ortalama brüt kamu borcu yükü, on yıl önce GSYİH’larının yüzde 53'ünün biraz üzerindeydi. 2028’e kadar bu oranın yüzde 78'inin üzerine çıkması bekleniyor.
Dünyanın en yoksul ülkelerinden bazıları da ek bir yükle de karşı karşıya. Söz konusu ülkeler 2020 ve 2021 yıllarında G20’nin borç servislerini askıya alma girişimine katıldılar. Birikmiş borçlarını geri ödemek zorunda kalacak ülkelerin karşı karşıya kalacağı ek maliyetler Dünya Bankası raporuna göre 2024 yılına kadar bilinemeyecek.
Gill açıklamasında, “Karşılaşacakları maliyetler küçük olmayacak. Yoksul ülkeler borçlarını hafifletmek için şu anda aldıklarından daha fazla yardıma ihtiyaç duyacak” ifadelerine yer verdi.
OECD: Ekonomik büyüme enerji dönüşümüyle düşecek
G20 ekonomiler üçüncü çeyrekte yüzde 0.7 büyüdü
Gelecek yıl küresel sıcaklık rekoru bekleniyor