FINANSGUNDEM.COM – DIŞ HABERLER SERVİSİ
Almanya’nın en büyük bankası Deutsche Bank, hafta içerisinde hisselerinde görülen sert düşüşlerle mart ayındaki ABD bankacılık krizini hatırlattı. Finansgundem.com’un derlediği bilgilere göre Alman bankası hisselerdeki sert düşüşün ardından çarşamba günü yaptığı açıklamada hissedarlara yapılan ödemeleri hızlandırmayı göze alabilecek kadar iyi durumda olduğunu açıkladı.
Ancak bankanın yatırım bankacılığı birimi dahil en büyük işletmesi hissedar getirilerine engel olmayı sürdürüyor. Deutsche Bank CEO’su Christian Sewing’in gelir ve maliyet problemlerine cevap vermesi bekleniyor.
Bankaların finansal gücünün en önemli göstergelerinden biri olan çekirdek birinci kademe sermaye oranı Deutsche Bank’ta eylül sonunda %14 olarak paylaşıldı. Bloomberg’ün haberine göre bu oran bankanın nakit getirisi için uygun olduğunu gösteriyor. Bankanın 2021’den bu yana bileşik getiri artışının hedefleri üzerinde olduğu, gelirlere oranla maliyetlerin düştüğü de görülüyor.
Banka 2025 sonuna kadar yaklaşık 3 milyar euroluk sermayenin serbest bırakılabileceğini düşünüyor. JPMorgan Chase analistleri 2024 ve 2025’de bankanın toplamda 1 milyar euroluk hisse geri alımı yapacağını öngörüyor. Bankanın piyasa değerinin 21 milyar euro olduğu düşünüldüğünde bu rakamın ne kadar yüksek olduğu görülebilir.
Ancak Bloomberg yazarı Chris Hughes yine de Deutsche Bank’ın maddi özkaynak kârlılığının 2025 için belirlenen %10’luk hedefe kıyasla %7’de kaldığına dikkat çekti. Gelirin üçte ikisine katkıda bulunan yatırım bankası ve özel banka tarafından elde edilen getiriler sadece %6'sını oluşturuyor. Hughes’e göre yatırımcılar bu sayının sürdürülebilir bir şekilde daha yüksek olmasını talep edecekler.
Finans yazarı Deutsche Bank’ın yatırım bankasının sabit gelir ve döviz ticareti tarafından domine edildiğini belirtiyor. Bankanın üçüncü çeyrek rakamları her ne kadar rakibi Barclays’in bilançosuyla karşılaştırıldığında büyük bir hayal kırıklığı getirmese de Hughes’e göre Alman bankası beklenildiği üzere 2022 yılındaki güçlü performansına ulaşmak konusunda zorlandı.
Bankanın birleşmeler ve satın almalar (M&A), borç ve öz sermaye finansmanı işlerini yürüten ‘kaynak ve danışmanlık işletmesi’ sağlıklı bir toparlanma sergiledi. Hughes yine de yılın başından itibaren 941 milyon euro getiri sağlayan bu birimin, yatırım bankacılığının sağladığı 7,3 milyar euroluk 9 aylık gelirinin küçük bir kısmını oluşturduğuna dikkat çekti.
Büyük resme bakıldığında Deutsche Bank yatırım bankası gelirini artırmakta zorlanırken maliyet tabanı ise sabit kalıyor. Söz konusu tablo Bloomberg yazarına göre tahvillerdeki boğa piyasasının sonunu ve kaynak ve danışmalık biriminden gelen nispeten küçük katkıyı yansıtıyor. Ancak M&A ve kurumsal finansman alanlarında bankanın daha iyi performans gösterebilmesi için açık bir potansiyel var. Banka 2021’de toplanda yaklaşık 2,6 milyar euro gelir elde etti ve bu süreçte yatırım bankasının maddi özkaynak kârlılığı %9 olmuştu.
Kurumsal sözleşmeler faaliyetlerinin toparlanması halinde Deutsche Bank’ın sözleşme uzmanlarını bankanın gelirlerinde büyük bir pay sahibi olursa bu en azından bankanın ‘kaynak ve danışmanlık’ işletmesi gelirlerinin maliyetlerden daha fazla hızlanması nedeniyle etkileyici olacaktır.
Hughes bu noktada İngiliz borsa komisyonculuk firması Numis’in satın almasını hatırlatıyor. Anlaşma, Deutsche Bank'ın şirketlere hizmet vermeye odaklanan ve neredeyse tamamen ticaretten mahrum bırakılan hisse senetlerindeki alışılmadık modelini tamamlıyor. Finans yazarı bankanın asıl amacının, Numis'in İngiliz şirket yöneticileriyle olan ilişkilerini daha geniş bir hizmet paketi satmak için kullanmak olduğunu yazdı. Ancak sorun şu ki hedeflenen müşteri tabanı halihazırda paralarını rekabetçi risklerden koruyacak ürünleri satın alıyor. Ayrıca İngiltere’deki şirket yönetim kurulları da M&A alanındaki hırslarıyla tanınmıyor. Dolayısıyla finans yazarına göre bu hamle sonucunda güçlü bir sinerji beklemek pek mantıklı görünmüyor.
Hughes Deutsche’nin özel bankacılık birimine de dikkat çekti. Birim güçlü bir büyüme gösteriyor ve 12 ayda yerel pazardaki güçlü büyümenin de etkisiyle en büyük gelir katkısı sağlayan birim oldu. Yine de %78’lik şişirilmiş bir maliyet-gelir oranı birimin kârlılığa olan katkısını sınırladı. Diğer bir deyişle Deutsche Bank’ın çok fazla ödeme yapmak zorunda kalmadan büyümeyi sürdürebileceğini göstermesi gerekiyor.
Deutsche Bank hisseleri, maddi defter değerinin %40'ından daha azında işlem görüyor. Bu ABD’deki rakipleri bir yana bir Avrupa bankası için bile korkunç bir oran. Güçlü bir sermaye tabanı olmadan, bankaların seçenekleri de sınırlı oluyor. Finans yazarı CEO Sewing’in hissedarlara geri ödeme yapmaktan daha fazlasını göstermesi gerektiğini vurguluyor.
Deutsche Bank'ın karı beklentiler kadar sert düşmedi
Deutsche Bank’ın şirketi DWS 25 milyon dolar ceza ödeyecek
Deutsche Bank teknoloji birimine yıldız transferi