Yazdır
FINANSGUNDEM.COM – DIŞ HABERLER SERVİSİ
Wall Street’in varlıkları bakımından en büyük bankasının patronu da dünyanın en büyük para yöneticisinin CEO’su da 1970’lerdeki kriz ortamına geri dönüleceğinden endişe ediyor.
Financial News’in haberine göre Suudi Arabistan’da gerçekleştirilen ve ‘çöldeki Davos’ olarak da adlandırılan Geleceğe Yatırım Girişimi forumunda konuşan JPMorgan CEO’su Jamie Dimon barış zamanlarında görülen en yüksek seviyedeki borçlara dikkat çekti.
Dimon açıklamasında, “Merkez bankalarının ve hükümetlerin tüm bu sorunlarla başa çıkabileceğine dair bir tür mutlak bir güç hissi var. Bense gelecek yıl olabilecekler konusunda oldukça şüpheliyim” ifadelerine yer verdi.
Finansgundem.com’un derlediği bilgilere göre, 1970’ler ABD’de enflasyon krizinin yaşandığı ve büyük faiz artışlarının görüldüğü bir dönem olarak hatırlanıyor. Dönemin parasal ve mali politikaları ise bugün bile eleştirilerin hedefinde.
İçerisinde yaşadığımız süreci 1970’lerle benzeştiren Dimon, FED’in 2 yıl önce enflasyonun geçici olduğunu belirten argümanlarını hatırlatarak “Merkez bankaları 18 ay önce %100 oranlar ölümcül derecede hatalıydı” dedi. Daha önce ABD faiz oranlarının %7'ye çıkabileceğini öne sürerek ekonomi manşetlerinde çokça konuşulan Dimon, son açıklamasında da benzer yönde yorumlar yaptı ve tüm tahvil eğrisinin 100 baz puan yükselmesi olasılığından bahsetti.
Dimon, “İnsanları buna hazırlıklı olmaya çağırıyorum. Olur mu bilmiyorum. Ama bugün gördüklerimize baktığımda daha çok 70'lere benzediğini görüyorum" ifadelerine yer verdi.
9,4 trilyon dolarlık varlığı yöneten dünyanın en büyük para yöneticisi BlackRock’ın CEO’su Larry Fink de benzer yönde yorumlarda bulundu. Fink küresel piyasa ortamı için, “Bana 1970’leri hatırlatıyor ve 70’lerde her şey yanlış politikalarda alakalıydı. Bugün de her şey yanlış politikalar ve büyük makro değişimlerle ilgili” dedi.
Fink, tedarik zincirlerinin siyasallaşması, popülizm ve yasal göç üzerindeki kısıtlamalar da dahil olmak üzere bir dizi enflasyonist gücün küresel ekonomiyi etkisi altına aldığını söyledi. ABD’nin mali açığını karşılaştırmalı olarak ortaya koyan Fink yüzyılın başında ABD’nin bütçe açığının kabaca 8 trilyon dolar olduğunu şimdi ise bu rakamın 33 trilyona tırmandığını hatırlattı. Fink bunun ABD Merkez Bankası’nın (FED) bilançosundaki artış gibi enflasyonist sonuçları olduğunu söyledi.
Fink, “Dolayısıyla sonuç olarak faiz oranları uzun süre daha yüksek kalacak” dedi. 23 Ekim’de ABD’nin 10 yıllık devlet tahvilleri getirisi 16 yıldan sonra ilk kez %5 sınırını aştı. Tahvil faizleri daha sonra gerilese de uzmanlara göre yükseliş ivmesini devam ettirecek temel veriler üzerinde henüz keskin bir değişiklik görülmedi.
ABD ekonomisinde gelecek yıl gerçekleşmesi gerçekleşen bir inişin sert mi yoksa yumuşak mı olacağı konusunda ise Fink Amerikan hükümetinin yayınladığı son teşvik yasalarına dikkat çekti. Fink Çip Yasası ve Enflasyonu Düşürme Yasası üzerinden yapılan altyapı harcamaları yoluyla mali teşviklerin ekonomiye girmeye devam ettiğini hatırlatıyor.
IMF Başkanı Georgieva: Faiz oranları yüksek kalacak
Elon Musk: Tüm dünya savaşa doğru gidiyor
