FINANSGUNDEM.COM – DIŞ HABERLER SERVİSİ
Amerikan bankaları faiz oranlarının yüksekte kaldığı bir çeyreğin daha bilanço sezonuna geldi. Daralan kâr marjları ve artan kredi kayıplar ile ilgili endişeler yeniden yükseliyor. Bazı analistlerse sektör bilançolarına daha iyimser taraftan bakmaya çalışıyor.
Finansgundem.com’un derlediği bilgilere göre bu yılın mart ayında ABD’nin bölgesel bankaları yüksek faiz oranları nedeniyle tahvil portföylerinde büyük kayıplar vermiş ve sektörde bir çöküş dalgası ortaya çıkmıştı. Yükselen tahvil faizleri bankaların portföylerinin değerini düşürmüş ve bankalar mevduatlar için daha fazla faiz ödemek zorunda kaldıkça bilançolar da baskı altında kalmıştı.
CNBC’nin haberine göre KBW analistleri Christopher McGratty ve David Konrad söz konusu dönemde kredi marjlarının daralmasıyla ve yüksek faizler nedeniyle kredi talebinin düşmesiyle üçüncü çeyrekte bankaların hisse başı kazançlarının neredeyse %18 düşeceğini tahmin ediyor.
McGratty konuyla ilgili açıklamasında, “Yakın vadede temel görünüm zorlu olacak. Gelirler düşüyor, marjlar düşür, büyüme de yavaşlıyor” ifadelerine yer verdi.
ABD bankaları için üçüncü bilanço sezonu bugün JPMorgan Chase, Citigroup ve Wells Fargo’nun raporlarıyla başlayacak.
Banka hisseleri bu yıl borçlanma maliyetlerinin gidişatıyla yakından ilişkiliydi. S&P 500 Bankalar Endeksi, eylül ayında %9,3 gerilerken aynı dönemde tahvil faizleri de şaşırtıcı bir ralliye imza attı. 10 yıllık ABD Hazinesi tahvil getirileri çeyrek boyunca 74 baz puan yükseldi ve bu artışın büyük bölümü eylül ayında gerçekleşti.
Artan getiriler, bankaların sahip olduğu tahvillerin değerinin düşmesi ve bilançolarda gözükememesine rağmen sermaye seviyelerini baskı altına alan gerçekleşmemiş zararın ortaya çıkması anlamına gelir. Söz konusu dinamik bu yılın başlarında Silicon Valley Bank ve First Republic Bank gibi orta ölçekli bankaların çöküşünün en önemli sebebiydi. Sermaye seviyelerindeki düşüşlere hazırlıksız yakalanan ve mevduat kaçışlarıyla karşı karşıya kalan bankaların yönetimine Amerikan düzenleyici kurumları el koymak zorunda kaldı.
Büyük Wall Street bankaları ise Bank of America istisnası dışında düşen tahvil değerlerinden çok fazla etkilenmedi. BofA pandemi sırasında düşük getirili menkul kıymetler varlıklarına yoğunlaştı ve yıl ortasında tahvillerden dolayı kağıt üzerinde 100 milyar dolardan fazla kayba maruz kaldı. Bankanın faiz geliri kısıtlandı ve BofA bu yıl ABD’nin en büyük altı bankası arasında en kötü hisse senedi performansı gösteren banka oldu.
Bölgesel bankalara ne olacak?
Yüksek faizlerin bankaların bilançoları üzerindeki etkisine ilişkin beklentiler farklılık gösteriyor. Morgan Stanley’nin Betsy Graseck liderliğindeki analistler, 2 Ekim tarihli bir notta, "3 çeyrekteki tahvil bozgununun tahmini etkisinin" ikinci çeyrekteki kayıpların iki katından fazla olduğunu söyledi.
Morgan Stanley analistleri, tahvil kayıplarının Comerica, Fifth Third Bank ve KeyBank gibi bölgesel borç verenler üzerinde en derin etkiye sahip olacağını öngörüyor.
Yine de KBW ve UBS analistleri de dahil olmak üzere farklı görüşteki analistler, diğer faktörlerin endüstrinin çoğu için daha yüksek faizlerden kaynaklanan sermaye kayıplarını yumuşatabileceğini söyledi.
Konrad bir röportajda, bankaların daha kısa veya daha uzun vadeli tahvillere sahip olup olmadıklarına atıfta bulunarak, "Pek çok şey defterlerin süresine bağlı olacak. Tahvil verilerinin geçen çeyreğe benzeyeceğini düşünüyorum, ki bu da sermayeler için hâlâ bir ters rüzgar anlamına geliyor. Ancak sahip oldukları varlıklar nedeniyle daha fazla etkilenen daha küçük bir banka grubu olacak" açıklamasında bulundu.
Ayrıca, daha yüksek faiz oranlarının ticari gayrimenkul ve endüstriyel kredilerde sert kayıplara yol açacağına dair endişeler de var.
RBC Analisti Gerard Cassidy, 2 Ekim tarihli bir notta, "Bankaların kredi kaybı rezervleri oluşturmasını beklediğimizden kredi kayıp karşılıklarının 2022'nin üçüncü çeyreğine kıyasla önemli ölçüde artmasını öngörüyoruz" dedi.
İyimser beklentiler
Yine de UBS Analisti Erika Najarian’a göre banka hisseleri bilanço sezonu sonrasında açığa satış sıkıştırmasına hazırlanıyor olabilir. Zira hedge fonları bölgesel bankalarda mart ayındaki kaosun geri döneceğine dair bahis oynadı.
Najarian, “Açışa satış pozisyonlarına Mart 2023 seviyelerinin üzerindeki talep ve daha yüksek faiz oranları sebebiyle makro yatırımcıların yeni bir likidite krizinin ortaya çıkacağına dair tezlerinin birleşimi sektörün potansiyel olarak volatilitesi yüksek bir açığa satış sıkıştırmasına hazırlandığını düşündürüyor” ifadelerine yer verdi.
Finansgundem.com’un derlediği bilgilere göre, açığa satış pozisyonları hisse değerlerinde hedeflenen düşüşlerin olmaması halinde kayıplarını telafi etmek için uzun vadeli pozisyonlar üzerinden kayıplarını dengelemesi anlamına geliyor. ABD borsalarında daha önce perakende yatırımcıların yükselişi sürecinde gündeme gelen açığa satış sıkıştırmaları GameStop ve diğer spekülatif hisselerin olağanüstü yüksekliklere tırmanmasına neden olmuştu.
Goldman Sachs Baş Analisti Richard Ramsden liderliğindeki analist ekibi bankaların muhtemelen mevduat seviyelerinde istikrar göstereceğini öngörüyor. JPMorgan ve Wells Fargo'da yükseliş bekleyen analistler, dördüncü çeyrek ve sonrasında net faiz gelirine ilişkin beklentilerin bazı bankaları destekleyebileceğini söyledi.
McGratty, banka hisselerinin aşırı hasar gördüğünü ve sektör hisselerine beklentilerin düşük olması nedeniyle hisselerin bir toparlanma rallisi yaşayabileceğini söyledi.
McGratty, “İnsanlar gelirlerin nerede olduğunu görmek için ileriye bakıyor. Son dokuz aylık süreci düşünürseniz ilk çeyrek gerçekten zordu. İkinci çeyrek zorluydu ancak o kadar da kötü değildi. Üçüncü çeyrek de zor olacak ama yine de durum daha kötüye gitmeyecek” dedi.
BofA: Küresel hisse fonlarından 8.2 milyar dolar çıktı
Fed yetkilisi, 'bankalara sermaye desteğini' savundu
SVB, yatırım bankacılığı bölümünü satmayı kabul etti