Yazdır

Paul Krugman: “Çin’in finansal bir krize girmesi ABD’yi etkilemeyecek”

Tarih: 22 Ağustos 2023 - 17:56

Nobel ödüllü ekonomist Paul Krugman, Çin’de yaşanması olası bir finansal krizin dünya ekonomileri için ne kadar korkutucu olabileceğini tartışıyor.

FINANSGUNDEM.COM - DIŞ HABERLER SERVİSİ

Pandemi sonrası yeniden yükselişe geçmesi beklenen Çin ekonomisinin art arda şoklara maruz kalması, başta ABD olmak üzere tüm dünya ekonomileri için tedirgin edici bir hal alıyor.

Finansgundem.com’un derlediği bilgilere göre, Nobel ödüllü ekonomist Paul Krugman, The New York Times’taki köşesinde, Çin’de finansal bir krizin patlak vermesinin, ABD ve dünya ekonomileri üzerindeki olası etkilerini tartışıyor.

Çin krizi ne kadar korkutucu?

Pandemi sonrası yılların ekonomik sancıları yoğun entelektüel ve politik tartışmalara yol açtı. Ancak neredeyse herkesin hemfikir olduğu şey, Kovid sonrası krizin 2008 küresel finans kriziyle çok az benzerlik taşıdığıydı. Dolayısıyla, nasıl değerlendirdiğinize bağlı olarak dünyanın en büyük ya da ikinci büyük ekonomisi olan Çin, elbette, dünyanın geri kalanının 2008 yılında yaşadığına çok benzeyen bir krizin eşiğinde gibi görünüyor.

Herkesin zaten sürdürülemez olan borcun aslında sürdürülemez olduğunu aniden anladığı noktayı ifade eden ‘Minsky anı’nı (Minsky moment) kontrol altına alıp alamayacağına karar verecek kadar Çin hakkındaki anlayışıma yeterince güvenmiyorum. Aslında bu sorunun cevabını Çinli yetkililer de dahil olmak üzere kimsenin bildiğinden de emin değilim.

Ancak sanırım daha koşullu bir başka soruya cevap verebiliriz: "Eğer Çin'de 2008 tarzı bir kriz yaşanırsa, bu büyük ölçüde dünyanın geri kalanına, özellikle de ABD'ye yayılacak mı?" Ve burada cevap oldukça açık bir şekilde ‘hayır’. Çin ekonomisi ne kadar büyük olursa olsun, Amerika'nın Çin'in sorunlarına karşı finansal ve ticari açıdan çok az etkisi bulunuyor.

2008 krizi ve 2023 olası krizi

Ancak bu noktadan önce, 2023'teki Çin'in neden 2008'deki Kuzey Atlantik ekonomilerine yani hem Amerika hem de Avrupa’ya benzediğinden bahsetmek gerekiyor.

2008 krizi, Atlantik ötesindeki devasa konut balonunun patlamasıyla ortaya çıktı. Balonun patlamasının etkileri, finansal aksaklıklar, özellikle de ‘gölge bankaların çöküşü’yle, yani bankalar gibi davranan, banka hücumlarına varan riskler yaratan, ancak her ikisi de büyük ölçüde düzenlemeye tabi olmayan ve geleneksel bankaların sağladığı güvenlik ağından yoksun olan bankalar nedeniyle daha da arttı.

Şimdi sıra Çin’de gibi gözüküyor ve emlak sektörü 2008'deki Batı ülkelerine kıyasla daha da şişmiş durumda. Çin'in aynı zamanda büyük, son derece sorunlu bir gölge bankacılık sektörü bulunuyor. Ayrıca yerel yönetimlerin borçlu olduğu büyük borçlar başta olmak üzere bazı çözülmeyi bekleyen büyük sorunları da dikkate almak gerekiyor.

İyi haber şu ki Çin ekonomisi, yabancı alacaklılara büyük miktarlarda borçlu olan Arjantin veya Yunanistan gibi ülkelere benzemiyor. Burada söz konusu olan borç aslında Çin'in kendisine olan borcu. Ve prensip olarak ulusal hükümetin, borçluları kurtarma ve alacaklıları kesintiye uğratma kombinasyonu yoluyla krizi çözmesinin mümkün olması gerekiyor.

Sorun Çin hükümetinde mi?

Peki Çin hükümeti, ekonomisinin ihtiyaç duyduğu finansal yeniden yapılanmayı yönetebilecek kadar yetkin mi? Yetkililer yapılması gerekeni yapmak için yeterli kararlılığa veya entelektüel açıklığa sahip mi?

Özellikle bu son nokta konusunda endişeliyim. Çin'in sürdürülemez gayrimenkul yatırımlarını daha yüksek tüketici talebiyle değiştirmesi gerekiyor. Ancak bazı raporlar, üst düzey yetkililerin ‘israf’ olarak nitelendirdikleri tüketici harcamalarından şüphelenmeye devam ettiğini ve ayrıca ‘bireylerin paralarını nasıl harcayacakları konusunda daha fazla karar vermelerine izin verilmesi’ fikrine karşı çıktıklarını öne sürüyor. Ve Çinli yetkililerin potansiyel krize bankaları daha fazla kredi vermeye zorlayarak yanıt vermesi, aynı hatanın tekrar yapılıyor olması anlamında güven verici gözükmüyor.

Kriz, ABD’ye yayılacak mı?

Yani Çin'de gerçekten de bir finansal kriz yaşanması muhtemel gözüküyor. Eğer öyleyse, bu ABD’yi nasıl etkileyecek? Cevap, görebildiğim kadarıyla Amerika'nın potansiyel bir Çin krizine maruz kalma oranının şaşırtıcı derecede küçük olduğu yönünde.

ABD Çin'e ne kadar yatırım yaptı? Çin ve Hong Kong'daki doğrudan yatırımın büyüklüğü yaklaşık 215 milyar doları buluyor. Temel olarak hisse senetleri ve tahvillerle yapılan portföy yatırımı ise 300 milyar doların biraz üzerinde. Yani toplamda yaklaşık 515 milyar dolarlık bir yatırım söz konusu.

Bu küçük bir rakam gibi gözükmeyebilir ancak ABD gibi büyük bir ekonomi için öyle. İşte bir karşılaştırma. Şu anda, uzaktan çalışmanın artması nedeniyle muhtemelen talepte kalıcı bir düşüşle karşı karşıya olan ABD ticari gayrimenkulleri, özellikle de ofis binaları hakkında birçok endişe bulunuyor. ABD'deki ofis binaları şu anda yaklaşık 2,6 trilyon dolar değerinde. Bu, ABD’nin Çin’deki toplam yatırımının yaklaşık beş katına karşılık geliyor.

Peki neden böylesi devasa bir ekonomi bu kadar az ABD yatırımı çekti? Çünkü Çin politikasının keyfiliği göz önüne alındığında, birçok potansiyel yatırımcı, ülkeye yatırım yapmanın makul ancak yatırımlarını çekmenin zor olduğu bir ortam olduğunu düşünüyor.

Çin pazarı ve etkisi

Bir piyasa olarak Çin'e bakıldığında ise ülkenin dünya ticaretinde büyük bir oyuncu olduğu ancak ABD'den çok fazla satın alma yapmadığı görülüyor. Rakamın, 2022 yılında yalnızca yaklaşık 150 milyar dolar olduğu görülüyor ve bu, ABD ekonomisinin GSYİH'sının yüzde 1'inden azı anlamına geliyor. Yani Çin'deki bir çöküşün ABD ürünlerine olan talep üzerinde doğrudan bir etkisi olması mümkün gözükmüyor. Etki, Almanya ve Japonya gibi Çin'e daha fazla satış yapan ülkeler için daha büyük olacak ve bu ülkelere yapılan satışlar yoluyla Amerika üzerinde bir miktar sekme etkisi oluşacaktır. Ancak bu bile, genel etkinin hâlâ küçük kalacağı anlamına geliyor.

Çin'deki bir ekonomik krizin ABD üzerinde küçük bir olumlu etkisi bile olabilir çünkü böylesi bir krizin ham maddelere, özellikle de petrole olan talebi azaltacağı ve sonuç olarak muhtemelen enflasyonu düşüreceği öngörülüyor.

Bunların hiçbiri Çin'in çöküş olasılığını memnuniyetle karşılamak veya başka bir ülkenin sıkıntılarından övünmek gerektiği anlamına gelmiyor. Yapılması gereken, tamamen bencilce gerekçelerle bile olsa, Çin rejiminin vatandaşlarını iç sorunlardan uzaklaştırmak için neler yapabileceği konusunda endişelenmek gibi duruyor.

Ancak mevcut ve olası senaryolar, ekonomik açıdan 2008 tarzı küresel bir olaydan çok, Çin'deki potansiyel bir krizi işaret ediyor gözüküyor.

Çin'de bütçe gelirleri yüzde 11.5 arttı

 

Çin emlak krizinin küresel etkileri: 5 soruda neler olabilir?

 

Nomura, Çin'e dair büyüme tahminini düşürdü

 

Çin küresel ekonomiye deflasyon ihraç etmeye başladı

 

Çin'in ekonomik modeli sahile vurdu

 

Çin'in gölge bankası ödemelerini yapamadı

 

Site adresi: https://www.finansingundemi.com/haber/paul-krugman-cinin-finansal-bir-krize-girmesi-abdyi-etkilemeyecek/1756040