FINANSGUNDEM.COM - DIŞ HABERLER SERVİSİ
Yüksek faiz oranlarını müşterilerine yansıtmamakla eleştirilen Avrupa bankalarının, üzerlerindeki ataleti atmaları halinde belki de ilk kez müşterilerine tasarruflarının karşılığını vereceği düşünülüyor.
Finansgundem.com’un derlediği bilgilere göre, Avrupa bankaları, faiz artışlarını müşterilerine yansıtamamakla haklı olarak eleştiriliyor. Ancak bankaların, faaliyetlerini sürdürmekten bu kadar korkmamaları şaşırtıcı mı?
Daha az rekabet
Bloomberg’den Chris Bryant’ın haberine göre, ABD'deki muadilleriyle karşılaştırıldığında, Avrupa finans kurumları genellikle alternatif nakit benzeri yatırımlarda daha az rekabetle karşı karşıya bulunuyor.
2008 mali krizinin ardından yıllarca süren negatif faiz oranları, Avrupalıları tasarruflarından geri dönüş alamamaya terk etti ve 9 trilyon euroyu aşan tüketici mevduatları için daha iyi fırsatlara ancak yavaş yavaş uyanılıyor. Kolayca erişilebilen ev parasının ortalama faiz oranı ise yalnızca yüzde 0,23 seviyesinde seyrediyor.
ABD'de yatırımcılar geçen yıl para piyasası fonlarına 1 trilyon dolar yatırdı ve toplam varlıkları 5,5 trilyon doların üzerine çıktı. Bu paranın üçte birinden fazlası, bu fonları banka mevduatlarının yerine geçecek güvenli ve çekici alternatifler olarak gören bireysel müşterilerden geliyor.
Para piyasası fonları ABD’de popüler
Para piyasası fonları, çeşitlendirilmiş yüksek kaliteli kısa vadeli borçlanma araçları havuzlarına yatırım yapıyor, günlük likidite sunuyor ve geçerli merkez bankası faiz oranına çok daha yakın bir getiri veriyor. Avrupa para piyasası fonları daha mütevazı girişler görüyor. Mart ayı sonunda toplam varlıklar yalnızca 1,5 trilyon euro seviyesindeydi ve bu neredeyse tamamen kurumsalların paralarından oluşuyordu. Yarısından azı euro cinsindenken geri kalanı sterlin ve ABD Doları arasında bölünmüş durumda.
Olumlu bakış açısı, Avrupalıların bankalarından memnun olmaları ve Mart ayında Silicon Valley Bank'ın çöküşünün ardından Amerikalıların yaptığı gibi paralarını kaydırmaya gerek duymamış olmaları yönünde. Daha ikna edici bir açıklama ise, Avrupalıların riskten kaçınmaları veya zor kazanılan nakitlerini güvenli bir şekilde park edecekleri diğer uygun yerlerden habersiz olmaları veya her ikisinin birden olması şeklinde.
Çoğu Avrupalının, genellikle bir para piyasası fonu satın almak için gereken bir aracılık hesabı bulunmuyor ve servetlerinin Amerikalılardan daha yüksek bir kısmını banka hesaplarında tutuyorlar. ING Group İcra Kurulu Başkanı Steven van Rijswijk, Mayıs ayında yatırımcılara para piyasası fonlarının bir ‘ABD fenomeni’ olduğunu söyledi ve “Avrupa'da bu yok” dedi.
Deutsche Bank analistleri, ülkenin ‘oldukça yapışkan’ mevduatlarına ilişkin bir Nisan notunda “Almanya'da para piyasası fonları mevcut olsa da, perakende pazarında hiçbir zaman başarılı olamadılar ve muhtemelen geniş çapta tanınmıyorlar” diyor.
Yapışkanlık, maliyet yaratıyor
Bu yapışkanlık, tasarruf sahipleri için yatırımın maliyetli olduğu anlamına geliyor. Örneğin bir tasarruf bankası olan My Sparkasse, Avrupa Merkez Bankası'nın yüzde 3,75'lik baz faiz oranının çok altında, düzenli mevduatlarda sadece yüzde 0,5 oranında faiz getirisi sunuyor.
Avrupalılar rakip bir bankadan çok daha iyi bir anlaşma elde edebilse de, bu yeni müşteri tekliflerinin süresi genellikle altı ila 12 ay sonra sona eriyor. Parayı bir süreliğine kilitleyerek daha fazla faiz kazanmak ise mümkün. Bankalar 12 aylık vadeli mevduatlarda ortalama yüzde 2'den fazlasını teklif ediyor ancak tasarruf sahiplerinin bir daire satın almak için kısa süre içinde nakit paraya ihtiyacı olma ihtimalleri, bu yolu tercih etmemelerine neden oluyor.
Para piyasası fonları, kısa vadeli tahvil fonları ve benzeri nakit benzeri finansal araçlara yakından bakıldığında ise oldukça cazip seçenekleri olduğu görülüyor. S&P Global Ratings tarafından derecelendirilen Avrupa merkezli euro cinsinden para piyasası fonları için yıllık bazda yedi günlük net getiri, ikinci çeyrekte ortalama yüzde 3,4; sterlinde yüzde 4,4 ve ABD Doları’nda yüzde 5,1 civarında seyrediyor.
Likidite ve istikrar
S&P analistleri Michael Mango ve Andrew Paranthoiene'ye göre “Para piyasası fonları, yalnızca getiri arayan değil, aynı zamanda likidite ve istikrar arayan yatırımcılar için de çekici bir varlık sınıfı” diyor.
Avrupa para piyasası fonları genellikle kısa vadeli banka borçlarına yatırım yapıyor. Bu, bireysel müşterilerin, ABD para piyasası fonlarının satın alma eğiliminde olduğu devlet borç senetlerine kıyasla daha temkinli davranabilmelerini sağlıyor.
2008'de para piyasası fonları para çekme işlemleriyle desteklenmiş ve finansal istikrara yönelik riskler konusunda uyarılar tetiklenmişti. 2019 yılında yürürlüğe giren reformlar ise, likidite tamponlarını güçlendirdi. Avrupa sektörü pandemide çıkışlar yaşasa da fonlar bu talepleri karşılayabildi. Daha fazla reformla ilgili tartışmalar ise devam ediyor.
Para birimine dikkat
Bu ve diğer banka mevduatı alternatifleri daha yakından incelenmeyi hak ediyor. Örneğin Avrupalı fintech'ler, müşterilere yatırılmamış nakitleri para piyasası fonlarına ve benzer düşük volatiliteli varlıklara taşıma olanağı sunmaya başladı bile. Revolut Ltd.'in yüksek faizli esnek hesapları Fidelity International para piyasası fonlarını kullanırken, örneğin para transferi şirketi Wise Plc'nin faiz özelliği BlackRock devlet likidite fonlarını kullanıyor.
Yine de tasarruf yaparken para birimine dikkat etmek gerekiyor. ABD Doları para piyasası fonları daha fazla getiri sağlıyor ancak dolar değer kaybederse sizin getirileriniz de kaybedebiliyor. Aynı zamanda yıllık hizmet ücretlerine de dikkat etmek ve uzun vadede para piyasası fonlarına çok fazla para yatırmaktan sakınmak da gerekiyor çünkü getiriler muhtemelen hisse senetlerine yapılan yatırımlar nedeniyle gecikiyor.
Bir nesilde ilk kez, Avrupalılar artık birikimlerinin karşılığını alabiliyor ancak görüldüğü üzere kazanmak için müşterilerin de biraz araştırma başta olmak üzere üzerlerine düşen görevler bulunuyor.
Norveç Merkez Bankası'ndan faiz artışı
Letonya bankalar için ek vergi planlıyor
İngiltere’de dev bankalardan 80 milyar sterlinlik kaçış
Çanlar bu sefer Birleşik Krallık'taki bankalar için çalıyor
Banka karlarına ekstra vergide geri adım
ECB, faiz artırımına ne zaman ara verecek?