FINANSGUNDEM.COM - DIŞ HABERLER SERVİSİ
Afrika kıtası büyük güçlerin savaş alanına dönmüş durumda. Rusya’nın Ukrayna’dan sonra Afrika’da çatışmacı bir politikayı tercih etmesi, küresel boyutta bir savaşın kapıda olduğunu gösteriyor olabilir.
Finansgundem.com’un derlediği bilgilere göre, Rusya, Nijer'deki darbeyi destekleyerek, Batı'ya karşı mücadelesini henüz ilan edilmemiş küresel bir savaş olarak gördüğünü bir kez daha kanıtlıyor.
Utanç verici, kaygı verici, yıkıcı ve kıyamet
Bloomberg’den Andreas Kluth’un haberine göre, Nijer'de yaşanan felaketi utanç verici, kaygı verici, yıkıcı ve kıyamet olmak üzere dört şekilde düşünmek mümkün gözüküyor.
Nijer’de yaşananlar utanç verici, çünkü ülkede 26 Temmuz’da yaşanan darbe, hiçbir fikri olmayan Batı için bir 'misilleme' niteliği taşıyor: Ne talihsiz eski sömürgeci güç Fransa, ne de zayıflayan süper güç ABD’nin bunun olacağını öngörmediği anlaşılıyor. Kaygı verici, çünkü bölgede ve dünyada nüfuz sahibi olmak için Batı ile rekabet eden Rusya ve Çin için bu durum beklenmedik bir fırsat yaratıyor. Potansiyel olarak bu bir felaket, çünkü cihatçı terörizm ve kontrolsüz göçe karşı mücadelede bir gerileme anlamına geliyor. Ve son olarak bu, dünya savaşına doğru bir kaymaya işaret ediyorsa, muhtemelen bir kıyametten öte başka bir anlam taşımıyor.
Ve tüm bunlar, bir generalin kovulabileceğini duyması ve bunun yerine koruması gereken lideri devirmeye karar vermesi nedeniyle gerçekleşiyor. Nijer'in 1960 yılında Fransa'dan bağımsızlığını kazanmasından bu yana yaşadığı bu beşinci darbe ne ideolojik, ne jeopolitik, ne gıda krizi ne de başka büyük ve önemli bir sebepten değil, bir personel sorunundan kaynaklanıyor.
Mali ve Burkina Faso'da ikişer, Gine ve Sudan'da birçok kez olmak üzere, 2020'den bu yana bölgede yarım düzineden fazla darbe gerçekleşmiş durumda. Kaos artık Atlantik'ten Kızıldeniz'e kadar hüküm sürüyor. Yeryüzünde cehennem varsa, o da Sahra'nın güneyindeki kurak ve sefil ovalar olan Sahel’de yaşanıyor.
Nijerli generalin adı Abdourahamane Omar Tchiani. Cumhurbaşkanlığı muhafızlarının komutanı olarak, 2021'de seçilen Başkan Mohamed Bazoum'u ve Sahel'deki ender bir Amerikan müttefikini korumakla görevli. Ancak Bazoum, Tchiani'nin yerini almayı düşündüğünde, general, cuntasıyla birlikte ortaya çıkıyor. Bazoum, ofisinden koridorun karşısına geçerek güvenli bir odaya kaçıyor ve yardım için dış dünyaya yalvarıyor, hatta telefonla Washington Post'ta bir köşe yazısı bile dikte ettiriyor.
Batı’ya karşı yeni cephe
Burkina Faso ve Mali'deki darbeler bir yol gösterici ise, bundan sonra olacaklara dair tahminde bulunmak mümkün. Nijer cuntası, orada konuşlanmış Fransız ve Amerikan birliklerini kovacak ve kendisini Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile acımasız bir Rus paralı asker ordusu olan Wagner Grubu'nun lideri Yevgeny Prigozhin'in kollarına atacak. Nijer ayaklanması sürerken bile Putin, St Petersburg'da diğer uysal Afrika liderlerini ağırlıyordu; Ukrayna'ya karşı savaşını desteklemeleri veya en azından karşı çıkmamaları için onlardan destek istiyordu.
Prigozhin ayrıca Afrikalı liderlerle fotoğraf çekimi için St. Petersburg'a gelmişti. Wagner patronunun Haziran'daki kısa süreli isyanının cezası olarak Belarus'ta sürgünde olması gerektiği için bu şaşırtıcı görünebilir. Görünüşe göre, Putin'in Sahel'deki çıkarları, Prigozhin hakkındaki endişelerini gölgede bırakıyor.
Wagner Grubu yıllardır Afrika'daki kötü insanlar için savaşıyor, elmaslara veya toprağın diğer zenginliklerine verilen tavizler karşılığında hizmetlerini pazarlıyor. Putin, Afrika ülkelerini ABD’nin güdümünden uzaklaştırmak için her şeyi yapacağından, bu Wagner operasyonlarına ve zulümlerine de bir gerekçe sunuyor.
Bu şekilde Putin, tıpkı Çinli mevkidaşı Xi Jinping gibi, Sahel'i ABD önderliğindeki Batı'ya karşı medeniyet mücadelesinde başka bir cephe hattı olarak görüyor. Diğer mücadele alanları arasında tabii ki Ukrayna ve aynı zamanda Asya ve Kuzey Kutbu yer alıyor. Geçen hafta birleşik bir Rus ve Çin filosunun kışkırtıcı bir şekilde Alaska'nın yakınından geçmesi de bunu kanıtlıyor.
Terörizm, göç, gıda krizi
Putin, Sahel'e özellikle ilgi duyuyor çünkü bölge Batı'yı birçok yönden aynı anda istikrarsızlaştırma potansiyeli taşıyor. Boko Haram ve ona benzer gruplar, darbeler, etnik ayaklanmalar, eşkıyalık ve Wagner paralı askerlerinin bıraktığı iktidar boşluklarına girerken, bölge, terörizmin küresel merkez üssü haline geliyor. Batılı ülkeler, özellikle de Fransa ve ABD, teröristlerle savaşmak için iş birliğine dayalı birkaç yere asker yerleştirmiş durumda. Nijer, bir Amerikan insansız hava aracı üssüne ev sahipliği yapan en önemli ülkeler arasında yer alıyor ve Batı’nın desteği olmadan teröristleri durduracak güçleri bulunmuyor.
Putin bu ihtimali seviyor. Bunun daha fazla acıya ve kuzeye ve nefret ettiği ve istikrarını bozmak istediği Avrupa Birliği'ne doğru daha büyük göçlere neden olacağını öngörüyor. Bu aynı zamanda Putin'in, ablukasının Afrika gibi yerlerde açlığa neden olduğunun tamamen farkında olarak Ukrayna'nın ihraç etmesini engellediği tahılı silah haline getirmesinin de bir nedeni olarak öne çıkıyor.
Putin ve Prigozhin'in kinizmi gerçekten nefes kesici. Putin, Ukrayna'daki tahıl depolarını bombalayarak diğer Afrikalıları aç bırakırken bile, St. Petersburg'a gelenlere bunun yerine Birleşmiş Milletler'in gülünç bulduğu miktarlarda ‘bedava’ Rus tahılı sözü veriyor. Prigozhin, Nijer cuntasını, görünüşe göre Fransızları ve Amerikalıları kastettiği, ülkelerinin ‘sömürgecilere’ karşı verdiği haklı mücadelesinden dolayı övüyor.
III. Dünya Savaşı
Afrikalı destekçilerinin kasıtlı saflıkları da bir o kadar şok edici görünüyor. Rusya'nın dünyadaki gıda krizinin nedeni olduğunun ve Putin'in bugünlerde Ukrayna'da emperyalist bir boyun eğdirme savaşı veren sömürgeci bir lider olduğunun, bölgedeki tüm ülkeler ve aslında yaşayan her insan için açık olması gerekiyor.
Peki dünyanın geri kalanı ne yapabilir? Afrika Birliği ve Batı elbette darbeyi kınıyor. Nijerya liderliğindeki bir blok olan Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu (The Economic Community of West African States - Ecowas), Nijer ile ticareti ve Nijerya'nın Nijer'e elektrik ihracatını durdurdu.
Ecowas, Bazoum'u yeniden iktidara getirmesi veya aksi takdirde askeri bir müdahaleyle karşı karşıya kalacağı noktasında cuntaya bir ültimatom bile verdi. Hemen ardından Burkina Faso ve Mali'deki Rus yanlısı rejimler, Nijer'deki yeni liderlerin yardımına koşacaklarını söyledi. Bu gelişmeler, bir tarafta Ruslar ve diğer tarafta Amerikalılar ile başka bir vekalet savaşıyla III. Dünya Savaşı’na doğru yol alındığını gösteriyor.
Şimdilik, Nijerya ve diğer Ecowas ülkeleri riskin çok büyük olduğunu hesaplamış görünüyor. Ultimatomlarının son tarihinin Pazar günü asker göndermeden geçmesine izin vermiş durumdalar. ABD ve Fransa'nın da Bazoum için silaha sarılması pek olası gözükmüyor. Nijer'in bir sonraki Irak veya Afganistan olabileceğinden veya daha kötüsü Ruslara ateş açıp küresel bir yangını ateşlemesinden korkuluyor.
Batı’ya yönelik misilleme
Başta da belirtildiği gibi, bu, Batı’ya karşı yapılan bir missilemeye çok benziyor. ABD ve müttefikleri yıllardır bölgeyi diplomatik olarak ihmal ediyor. Son zamanlarda Washington'un Nijer veya Nijerya'da büyükelçilerinin bile olmadığı biliniyor. Senatör Rand Paul, Beyaz Saray'ı Kovid hakkında bilgi vermeye zorlamak için adayları engelliyor.
Siyaset bir kez daha bıçak sırtında ilerliyor. Putin ve Xi'nin de muhtemelen gördüğü gibi, henüz kimse bunu ilan etmemiş veya doğrudan karşı tarafa ateş etmeye başlamamış olsa da, şimdiden bir sonraki dünya savaşında olunduğu görülüyor. ABD, Avrupa ve daha geniş anlamda Batı’nın, Afrika'yı ve aslında tüm Güney'i yalnızca şimdi değil, bundan sonra da desteklemesi gerekiyor. Dünyanın sadece cuntaları hor görmesini değil, jeopolitikteki karanlık tarafa direnmesini de kolaylaştırmak şart gözüküyor.
Cunta, eski ekonomisti Nijer'e başbakan olarak atadı
Nijer'de darbecilere verilen süre doldu!
Nijerya ile Nijer arasındaki tüm sınırlar kapatıldı
Libya'dan Nijer'de işbirliği çağrısı
Nijer'de darbeciler, Wagner'den yardım istedi iddiası
ECOWAS'ın Nijer'de verdiği bir haftalık süre yarın doluyor