FINANSGUNDEM.COM - DIŞ HABERLER SERVİSİ
Japonya’da tüm manşetleri azalan nüfus haberleri kaplıyor ancak ülke sesiz şekilde çok daha fazla göçün olduğu bir geleceğe hazırlanıyor.
Finansgundem.com’un derlediği bilgilere göre, Japonya, tahmin edilenin ötesinde göç alan bir ülke haline geliyor. Bunca yıldır yabancılara karşı kapalı bir toplum olarak bilinen Japonlar, azalan nüfusun da etkisiyle giderek artan sayıda yabancıyla birlikte yaşamaya alışıyor.
Yabancı düşmanı mı?
Bloomberg’den Gearoid Reidy’nin analizine göre, Japonya nüfusunun hızla ivmelenen düşüşünü göstermek için düzenli olarak yeni istatistikler ortaya çıkıyor. Geçen hafta, 47 kentin tamamında yerel halk nüfusunun düşüşü manşetlere taşındı. Rakamlar, ülkenin en yüksek doğum oranına sahip kenti Okinawa'da bile nüfusun azalmaya başladığını gösteriyor.
Bu aşamada, Japonya'nın düşük doğurganlık oranları söz konusu olduğunda öncü bir konumda olduğu yaygın ve bilinen bir veri olarak öne çıkıyor. Aynı demografik kriz, başta Güney Kore ve Çin olmak üzere diğer ülkeleri de vurmaya başlıyor. Hemen her Avrupa Birliği ülkesinde ise doğurganlık ikame seviyesinin altında seyrediyor. Tartışma, hızla göçün faydalarına dönüyor gibi duruyor. Japonya ise düpedüz yabancı düşmanı değilse de genellikle yabancılara soğuk bir ülke olarak resmediliyor. Bunda Japonya’nın yabancı işçi seçimini reddetmesinin de katkısı bulunuyor.
Yabancı işçi sayısı da artıyor
Ancak geçen haftaki verilere daha yakından bakmak gerekiyor. Veriler, ülkedeki yabancıların sayısının bir önceki yıla göre yüzde 11 oranında artarak toplam nüfusun yüzde 2,4'ünü veya 3 milyonun biraz altında olduğunu gösteriyor. Rakamlar 1 Ocak'a ait olduğundan, bu dönüm noktasının muhtemelen çoktan aşılmış olması gerekiyor. Daha geniş bir yabancı topluluğun varlığı, öğrenciler ve aileler dahil, yüzde 50 oranında artarken, denizaşırı ülkelerden gelen işçi sayısının yalnızca son on yılda iki kattan fazla arttığı da genellikle gözden kaçırılıyor.
Nüfus tahminlerine göre tartışma, şimdiden 50 yıl sonra ülkedeki insanların yüzde 10'undan fazlasını yabancıların oluşturacağı bir geleceğe doğru kayıyor. Bu öngörü, ABD, İngiltere veya Fransa'nın mevcut seviyelerine benzer bir nitelik taşıyor. Doğal olarak bu ülkede biraz tedirginlik yaratıyor. Bir diğer bakışa göre ise Japonya ekonomik dinamizm eksikliğini bu sayede, yani sosyal uyumla telafi ediyor. Sivil huzursuzluk ve büyük, girilmesi yasak göçmen mahalleleri ise Japonya’da gündem olmaktan uzak konular olarak görülüyor.
Bu değişiklik şimdiden somut ve görünür bir hal almış durumda. Tokyo veya diğer büyük şehirlerdeki marketlerden herhangi birine girmek, bunu anlamak için yeterli. Kısa bir süre önce, tezgâhın arkasında bir yabancı görmek bir yenilikken bugünlerde bir Japon görmek daha sıra dışı kabul ediliyor.
Artışın nedeni Asyalı komşular
Bazı medya kuruluşları son zamanlarda Amerikalıların Japonya'ya taşınarak ucuz sağlık hizmeti sunan ve okullarda aktif atış eğitimlerinin olmadığı bir ülke arayışındaki hafif artışa odaklanmış olsa da, artışın çoğunluğu Japonya'nın Asyalı komşularından kaynaklanıyor. Özellikle Japonya’ya göç eden Vietnam vatandaşlarının sayısının son 10 yılda 10 kat artarak yaklaşık yarım milyona ulaşması, önemli veriler arasında yer alıyor.
Bu eğilime şaşırmamak gerekiyor. İş gücü kıtlığından şikayet eden işletmeler ile büyük ölçekli göç konusunda geniş ölçüde temkinli olan bir halk arasında ince bir çizgide ilerleyen hükümet, bu radikal sayılabilecek politikasını yüksek sesle seslendirmiyor. Ancak Kovid sonrası işçi ve emeklilerin kitleler halinde iş gücünden ayrılmasıyla birlikte, krizin daha da sıkılaştığı gözleniyor. Araştırma şirketi Teikoku Databank'a göre, lokantaların yaklaşık yüzde 85'i yarı zamanlı çalışan eksikliğinden muzdarip olduklarını söylüyor; ve neredeyse eşit sayıda otel de tam zamanlı çalışanlar için aynı sorunları dile getiriyor.
Dijital göçebe vizesi
Başbakan Fumio Kishida'nın, yabancı işçilerin ve ailelerinin Japonya'da süresiz olarak kalmasına izin veren vizeyi, inşaat ve gemi yapımı olmak üzere yalnızca iki sektörden son derece sıkı olan hizmet sektörü de dahil olmak üzere 11'e çıkarmasının ana nedeni de bu gibi gözüküyor. Kişida geçen ay yaptığı bir konuşmada, “Yabancılarla bir arada yaşadığımız bir toplumu düşünmeliyiz” diyor.
Suistimale izin verdiği için eleştirilen ve uzun süredir devam eden yabancı stajyer programının ise rafa kaldırılacağı ya da değiştirileceği konuşuluyor. Beyaz yakalı profesyoneller için inisiyatifler, yüksek gelirliler için ise daimi ikamete hızlı bir geçiş gözleniyor. Hükümet ayrıca, herhangi bir yer ve alan fark etmeksizin yaşayabilen ve çalışabilenleri çekmek için ‘dijital göçebe’ vizesinin getirilmesini de araştırıyor. Diğer bir hedef ise, pandemiden önce 300.000'in biraz üzerinde olan yabancı öğrenci sayısını 2033 yılına kadar 400.000’e çekmek ve en az yarısının istihdam için ülkede kalmasını sağlamak. Şu anda, yabancı öğrencilerin sadece yaklaşık yüzde 40'ı Japonya’da kalmayı tercih ediyor.
Kaybedecek zaman yok
Japonya’nın kaybedecek fazla zamanı yok. Japonya'nın iş gücünün yılda ortalama 220.000 kişi azalmasıyla, Mitsubishi UFJ Morgan Stanley Securities, ülkenin yeni duruma ayak uydurmak için ülkeye yeni girenlerin sayısının 2,3 katını getirmesi gerektiğini tahmin ediyor.
Büyük zorluklar giderek daha fazla ön plana çıkıyor. Pek çok endüstri, halihazırda olduğu gibi yeterince işçi çekemeyeceğini söylüyor, daha fazlasını getirmeyi ise çok daha az göze alıyor. Onlarca yıldır yerinde sayan ücretler, potansiyel göçmenlerin anavatanlarında maaşlar artarken bile, zayıf yen nedeniyle dolar cinsinden ölçüldüğünde bugünlerde özellikle yetersiz görünüyor.
Japonya'nın sağlık hizmetleri ve kamu güvenliği ise ikna edici düzeyde ancak nispeten yüksek vergi oranları, yüksek gelir elde edenleri teşvik etmenin önünde bir engel olmaya devam ediyor. İngilizce'nin daha yaygın olarak konuşulduğu diğer Asya destinasyonlarının yanında, Japonya kesinlikle daha dik bir öğrenme eğrisine sahip bulunuyor. Özellikle daha küçük toplulukların, dili kavrayamayan insanları barındırmak için mücadele etmesi gerekebiliyor. Bu, konuşulan İngilizce düzeyiyle ilgili artan endişe ortasında yalnızca daha da kötüleşebilecek bir sorun olma özelliği taşıoyor. Potansiyel sakinlerin, uzun vadeli olarak kabul edileceklerse turist balayı dönemi sona erdiğinde sabrın yanı sıra Japonca öğrenmeye istekli olmaları gerekiyor.
Yabancı işçiye duyulan ihtiyaç
Entegrasyonla ilgili ise daha geniş sorunlar bulunuyor. Bazı kesimler, yabancı işçileri topluluğun bir parçası olmaktan çok, kullanılıp atılabilir bir meta olarak görme eğiliminde olabiliyor. Kötü bir şöhrete sahip olan Japonya’nin, genellikle otomobil endüstrisinde çalışan ve işten çıkarılan Brezilyalılara, Küresel Finans Krizi vurduktan sonra geri dönmemeyi kabul etmeleri koşuluyla evlerine gitmeleri için para ödediği hatırlandığında, durumun vahameti daha iyi anlaşılıyor.
Anketler, çoğu Japon'un daha fazla yabancı işçiye duyulan ihtiyacı genel olarak kabul ettiğini gösteriyor, ancak çoğu, bu yıl Fransa'daki isyan görüntüleri veya Avrupa'nın birçok yerinde mültecilerin başarısız entegrasyonuna ilişkin manşetler karşısında duraksıyor. Japonya’nın sadece kendi başarısızlıklarından değil, gettolaşmaktan kaçınan ülkelerden de ders alması ve Japonya'yı bir vatan haline getirmek için daha çok çalışması gerekiyor. Güçlü bir pasaporta ve 2021'de başvuranların yaklaşık yüzde 85'i kabul almasına rağmen, vatandaşlık arayanların sayısı 2000'li yıllara göre azalıyor. Bunun bir kısmı pandemiden kaynaklansa da genel eğilim pandemiden daha öncelikli bir şekilde düşüşü gösteriyor.
Açık toplum
Bu sorunların çoğu, birkaç on yıl öncesine göre daha az acil seyrediyor. Kamu yayıncısı NHK tarafından 2020'de yapılan ankette katılımcıların yaklaşık yüzde 70'i daha fazla yabancı işçi getirme gereğini kabul ediyor ancak bu artışın kendi bölgelerinde olmasını isteyip istemedikleri sorulduğunda bu sayı yüzde 57'ye düşüyor. 2019'da kapsamlı bir Pew Research Center anketi, Japonya'nın göçmen algılarında uluslararası bir aykırı değer olmadığını ortaya koyuyor ve Japonların yüzde 59’u ‘göçmenler ülkemizi daha güçlü kılar’ önermesine katılıyor. Bu yüzde, ABD’dekiyle aynı orana karşılık geliyor.
Değişim en çok, sakinlerin interneti, akıllı telefonları ve çeviri uygulamalarını kullanma konusunda giderek daha fazla deneyim sahibi olduğu şehirlerde iletişim açığını kapatmaya da yardımcı oluyor. Tokyo'nun en hareketli kentlerinden Shinjuku’da nüfusun yüzde 10'dan fazlası ülke dışında doğanlardan oluşuyor. Yerel halk, geleneksel olarak bir Kore mahallesi olan ancak Güneydoğu Asya ve helal yiyeceklerin artan varlığıyla Japonları da kendine çeken Shin-Okubo'daki etnik mutfaklara akın ediyor.
Zayıf seyreden Japon Yeni endişe verici ancak ülke, 2011 depremi ve nükleer felaket veya pandeminin sıkı sınır politikaları gibi göçmenleri ertelediği düşünülen önceki endişelerin üstesinden gelmiş gözüküyor. Japonya, düşünülünden daha açık bir toplum ve arzu edilen bir yer olmaya devam ediyor.
Japonya'da sanayi üretimi tahminlerin altında kaldı
Japonya Merkez Bankası, faiz oranını değiştirmedi
Japonya’nın nüfusu 14’üncü yılda da düştü
Japonya'da iş dünyasının güveni yükseldi
Japonya ticareti büyümeye devam ediyor