Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından, ülke genelinde bina dayanıklılık testi başvuruları arttı. “Evim depremde yıkılır mı?”, “Binam sağlam mı?” sorularına yanıt arayanlar, “Deprem Dayanıklılık Testi” yapan belediyeler, lisanslı mühendislik firmaları ve üniversitelerin kapısını çalıyor.
Depremden sonraki ilk 2 aylık süreçte, Bursa Uludağ Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü’ne de 133 kişi karot testi yaptırmak için başvurdu.
Ancak bu 133 kişiden hiçbirisi oturdukları binalarda inceleme yapılabilmesi için gerekli olan işlemleri tamamlamadı.
Depremin ikinci ayından sonra müracaat eden de olmadı.
Özellikle depremin ilk günlerinde yoğun başvuru olduğuna, ancak kısa sürede deprem korkusunun unutulduğuna dikkat çeken Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Adem Doğangün, “Aslında burada vatandaşlar unutsa da en azından devletin belli kısımlarının unutmaması gerekiyor. Yöneticiler olarak bizlerin unutmaması gerekiyor. Başta okullarımız ve hastanelerimiz olmak üzere, eğer depreme dayanıklı olmayanlar varsa bunların ya yıkılması ya da depreme dayanıklı hale getirilmesi gerekiyor.” dedi.
“ÇÜRÜK BİNALARIN YIKILMASI GEREKİYOR”
Yer bilimcilerin, deprem için en riskli bölgenin Marmara Bölgesi olduğunu söylediğine dikkat çeken Prof. Dr. Doğangün, şunları söyledi:
“Bursa'nın da içinde olduğu Güney Marmara da bunlardan biri. Burada deprem olma olasılığının arttığını söylüyorlar. Bu deprem bugün olabilir, yarın olabilir, 10 sene veya 20 sene sonra olabilir. Ne zaman olacağını bilmiyoruz. Ama bir inşaat mühendisi olarak, en azından belirli yapılarımızı depreme dayanıklı hale getirmeliyiz. Halkın anlayacağı dilde, varsa çürük yapılarımızı yıkmak durumundayız.”
“Bu depremlerde, kamu yapılarının sağlam kalmalarının ne kadar önemli olduğunu gördük. Biz de o bölgede görev yaparken bir okul binasının pansiyonunda kaldık. Onlar ayakta kaldığı zaman, en azından insanların gidebileceği veya çocuklarını soğukta, yağmurda bırakabileceği mekanlar oluyor. Bizim de birinci dereceden yapmamız gereken, bu tür hastane ve okul gibi birinci dereceden yapılarımızın depreme dayanıklı hale getirilmesi mutlaka gerekiyor. Çok çürük olanlar varsa da bunları yıkmamız gerekiyor.”
İkinci planda da vatandaşın kendisinin de kendi binasının da eğer donatılarda korozyon varsa, kolonlarda bir patlama olmuşsa, çatlaklar varsa bunları bir uzman kişiye göstermesi gerekiyor. Çok riskliyse de o binaları bir an önce yıkmalarında fayda var.”
Zemin özelinde Bursa Büyükşehir Belediyesi'nin çalışmalarının olduğunu ifade eden Prof. Dr. Doğangün, “Marmara Araştırma Merkezi'yle birlikte Bursa'daki zemin yapısını incelediler. Şimdi Japonlarla ortak çalışmaları var. Bugünlerde yine gelecekler. Bursa'daki riskleri belirlemek üzere çalışmalar var. Bunlar en azından yok gösterici olacaktır. Ama nihayetinde tek tek bina bazında her vatandaşımız kendi binasını inceletebilir, sağlamlığı hakkında bilgi sahibi olabilir. Buradaki sıkıntı yıkılma durumunda ne olacak? Vatandaşların nerede kalacaklarına dair çekinceleri var” diye konuştu.
Korkutan 'karot' sonucu! Beton kalitesi çok düşük
'Bina sağlam' demek için karot testi yeterli mi?