Son dönemde konuta erişemeyen yüz binlerce kişi arsa ve tarla alıp üzerine tiny house tarzı binalar yapma yoluna gitti. Ancak uzmanlar bu tarz yatırımların risk yaratabileceği uyarısında bulundu. Konuyla ilgili Ekonomim'den Leyla İlhan'ın haberi şöyle:
Arsa, tarla, iş yeri gibi gayrimenkulleri kapsayan konut dışı satışlar 2021 yılında konutun önüne geçerken, ilgi bu yılın 5 ayında da sürdü. 2023'ün ilk 5 ayında konut dışı satışların toplam gayrimenkul satışları içindeki payı yüzde 58,31’e çıktı. Konut dışı satış işlemlerin 49 bin 114'ünü arsa, 86 bin 657'sini tarla oluşturdu. Ancak sektör uzmanları arsa -tarla alımlarında artan riske dikkat çekiyor. Alınan tarlalara ekim yapılamasının tarımı negatif etkileyeceği vurgulanırken, tarla üzerine yapılan tiny house’ların da yeni bir gecekondulaşma riski oluşturabileceği kaydediliyor. Ayrıca kullanılma ihtimali düşük olan bu yapıların kısa zamanda gereksiz bir yatırıma dönüşebileceği de ifade ediliyor.
Tiny house’lara dikkat!
Arsa geliştirme alanında yaptığı çalışmalarla tanınan CVS Hava Kent Yapı Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Erkut Çavuşoğlu, arsa ve tarlaya olan kontrolsüz talebin tarım alanları üzerinde olumsuz etkisi kadar gecekondulaşma konusunda da yeni bir risk yarattığını söyledi.
Bu konuda özellikle tiny house’ların yarattığı riske vurgu yapan Erkut Çavuşoğlu, “Tarlaya yapılan tiny house’ın altına beton döküp yapanlar var. Yarın öbür gün bunlara ruhsat verildiğinde 1980’lerde olduğu binlerce yeni gecekondu sorunu oluşabilir” dedi.
500 bin tiny house ne olacak?
Ayrıca birkaç yıl sonra tiny house sayısının 500 bine çıkmasının sözkonusu olduğunu belirten Çavuşoğlu,“Artık eşlerin ikisi de çalışıyor. Dolayısıyla yılda bir hafta kullanım için 1 milyon TL harcamak doğru doğru değil. Belki bir hevesle alınan bu yapılar daha sonra kullanılmayacak. Dolayısıyla sonra bunlar nasıl yok edilecek. Ayrıca yanlış alana yatırım yapıldığı için sınırlı tasarrufl arın da boşa harcanmasına neden olabilir” yorumunda bulundu.
Silivri Emlak Müsavileri Derneği Başkanı Mustafa Ersu Altınkök de arsaya yoğun talep olduğunu, ancak alınan bu arazilerde çiftçilik yapılmadığını söyledi. “Alanlar çiftçilik için almıyor. Bu nedenle bölgede çiftçilik düşüyor” diyen Altınkök, “Sadece Selimpaşa bölgesinde 6-7 bin dönümde çiftçilik yapılıyordu. Ortalama senede dört beş bin ton buğday alınırken şu an buğday rekoltesi bin beş yüz tonlara düştü. Yandaki komşu ekmek istediğinde çok fazla icar paraları istenmeye başlandı. Eskiden dönüm başına en fazla 300 lira olan icar parası 700- 800 TL’lere çıkınca çiftçi zarar edeceğini düşünerek ekim yapamıyor. Yani diğer taraftan çiftçiliği tehdit ediyor” dedi.
Lüks gayrimenkul pazarlamacıları arsa uzmanı oldu
Artan talebe bağlı olarak iki yıl önce İstanbul’da lüks gayrimenkul pazarlaması yapanların şimdi hepsinin kendini arsa uzmanı olarak tanıttığını söyleyen Mustafa Ersu Altınkök, “Ancak bölgemizi tanımıyorlar, bilmiyorlar. Mesela ben şimdi Taksim'de veya Bakırköy'de ne kadar emlakçılık yapabilirim. Ama kendi bölgem Silivri'den Çanakkale'ye kadar köy köy bilirim. Kırklareli'de, Edirne'de veya Tekirdağ'da bir hayal satıyorlar insanlara. Bildiğin buğday ekili tarlayı, yirmi dönüm, otuz dönüm almışlar. Hisse yapıyorlar, kooperatif sitesi yapıyorlar. Elektriği, yolu yok. Harita üzerinde kendileri bir proje hazırlayıp, işte evler böyle olacak. konaklama yerleri şöyle olacak diye. Evrak üzerinde birtakım düzenlemeler yaparak insanlara broşürlerden yer satıyorlar” diye konuştu.
Hisseli arsada borçlu ortak riski
Arsada hisseli satışların yaygın olduğunu anlatan Mustafa Ersu Altınkök, “Yani yarın öbür gün satmak istese hissesini satar. Ancak hissedarlardan birine borcu olursa, yerin tamamına el koyuluyor. O zaman kendi yerinizi satamıyorsunuz. Hisseli tapunun böyle bir riski olabiliyor” diye uyarıda bulundu.
Valilikten 'tiny house'lar için suç duyurusu
Tiny house tasarım yarışmasının galipleri
Konut fiyatlarında artış sürüyor