Döviz kurlarını baskı altında tutmak için uygulanan ekonomi politikaları reel sektörde büyük sıkıntılara neden oluyor. Zorlanan sanayiciler acilen normale dönüş çağrısı yapıyor. Dünya'daki Merve Yiğitcan imzalı haberde görüşlerine başvurulan iş dünyası temsilcileri sıkıntılarını şöyle dile getiriyor:
TOBB Hazır Giyim ve Konfeksiyon Sektör Meclisi Başkanı Şeref Fayat, piyasada sıkıntıların devam ettiğini, özellikle fiziki dövize talebin karşılanması noktasında sıkıntının büyük olduğunu kaydetti. “Dövizi sabah saatlerinde aldınız, aldınız. Yoksa mümkün değil” diyen Fayat şu görüşleri paylaştı: “Alsak da yine zarardayız. İhracatçılar olarak TL reeskont kullandığımızda bize verilen yüzde 2 primi dahi yüzde 3-4 fark vererek alıyoruz. Yani kendi dövizimizi ucuza satıp pahalıya alıyoruz” dedi.
Seçimden sonra bu politikaların devam etmesi halinde sermaye kontrolü endişelerinin artacağına değinen Fayat, “Kurumsaldan bireysele doğru giden bir sıkılaşma söz konusu. Ancak ben yeni gelen ekonomi yönetiminin bundan vazgeçeceğine, sert olmasa da yumuşak geçiş yapacağına eminim. Aksi hiçbir ülkede görülmemiş. Kimse Türkiye’nin Arjantin olmasını istemeyecektir. Döviz krizine sebebiyet verilmeden bu politikalardan bir dönüş olacağına inanıyorum. Çünkü Türkiye’nin ödemeler dengesi için dış finansmana ihtiyacı var, TL yatırımlarına yabancının gelmesine ihtiyacı var.”
İstanbul Tüccarlar Kulübü Başkanı İlker Önel, seçim öncesi bankaların son iki işlem gününde hiç döviz vermediğini hatırlatırken, şu anda kurumsala 1.000-5.000 dolar arası verdiklerini kaydetti. Bunun farkında olan döviz bürolarının da doları yüksekten sattığına işaret eden Önel, “Dövize erişimde en büyük sıkışıklık hammaddede tarafında. Çünkü şu an ithalat evrakını almakta zorlanıyoruz. Alırken de mecburen yüksek maliyetli kurdan alıyoruz. Bu da otomatikman bizim nihai ürün fiyatlarımıza yansıyor. Şu anda birçok şirket fiyatlarında geçiş yaptı. İthalat evrakını alamadığımızda şöyle bir sıkıntı var. Çoğu gemi yanaşmış oluyor; bunun demurajı, ardiye masrafları gibi tüm operasyonel maliyetleri üzerimize yük olacak ve bunlar düşük rakamlar değil, hepsi dolar bazında” diye konuştu.
Firmaların çoğunun gelen hammadde ile ilgili fiyat sözleşmesini önceden yapmış olduğuna değinen Önel, “Yani mal gelmeden bir kısmını belli fiyattan satmışız. Ama bunu yaparken doların maliyetini ortalama almıştık, 19,50 ise 20 lira almışız, şimdi ise her 1 doların maliyeti 2-3 lira daha fazla geliyor. Yani sözleşme fiyatından zarar ediyoruz. Bu durum üretim sürecine de yansımaya başladı, reel sektör zorlanıyor” şeklinde konuştu.
Bu sıkışıklığın olası sonuçlarını da aktaran Önel, “Elbet bir maliyet artışı olacak, bu da sonuçlara yansıyacak. Taahhüt edilen malı müşteriye zamanında veremeyeceksiniz. Yanı sıra fiyat oynaklıkları nedeniyle piyasada rekabet şansınız kalmıyor. Yani rakibiniz 20 liradan malı çekiyor, siz aynı malı 22 liradan çekmek zorunda kalabiliyorsunuz. Bahsettiğim bu kriterlere baktığımızda sektörler zorda” diyerek sözlerini tamamladı.
Çelik İhracatçıları Birliği Başkan Yardımcısı Uğur Dalbeler de döviz konusunda ve kur makasında her gün farklı şeyler duyulduğunu söylerken, “Bir şeyin fiyatı artıyor, erişimi zorlaşıyorsa demek ki burada bir kısıtlama söz konusu. Ortalıkta birçok tevatür var. Bir sıkıntı söz konusu” dedi. Sadece dövize değil, paraya erişmekte zorlanıldığına işaret eden Dalbeler, firmalar için taahhüdü yerine getirmenin eskisi kadar kolay olmadığını vurguladı.
Bankaların döviz makası sanayiciyi de vuracak: Doları 21 TL’den baz alıyorlar
TCMB'den dövizden TL’ye dönüşümde yeni düzenleme
Merkez'den bankalar için yeni döviz adımı
Bankalara döviz talimatı: Limit düşürüldü
Borç batağındaki ülkelerde döviz kıtlığı