FINANSGUNDEM.COM - DIŞ HABERLER SERVİSİ
ABD ekonomisi, pandemi sonrası Fed’in faiz artırımlarıyla birlikte bir belirsizliğe sürüklendi. Öyle ki, yüksek enflasyon, resesyon korkuları, bankacılık ve borç tavanı krizleri ABD ekonomisinin bir çıkmazda olduğunu gösterirken, sıkı iş gücü piyasası ise ABD ekonomisinin hala dirençli olduğunu anlatıyor.
Finansgundem.com’un derlediği bilgilere göre, 2022 yılından bu yana süren bu ikilem, ABD ekonomisinin iyi ya da kötü durumda olup olmadığını anlamayı ve ekonomiye dair bir öngörüde bulunmayı zorlaştırıyor. Bu da akıllara ‘belirsizlik’ kelimesini getiriyor.
The Carolina Journal’dan Michael L. Walden’ın analizine göre, ABD ekonomisini en iyi, Western sinemasının en iyi örneklerinden biri olan ‘İyi, kötü ve çirkin’ (The Good, The Bad and the Ugly) filmi tanımlıyor. Walden, analizinde, filmin isminde küçük bir değişiklik yaparak ABD ekonomisinin ne durumda olduğunu anlamaya çalışıyor.
İyi
Günümüz ABD ekonomisinde pek çok ‘iyi’ kısım bulunuyor. Ekonominin en geniş ölçüsü olan Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYİH) artmaya devam ediyor. Bu, ekonominin büyük resimde genişlediği ve daha fazla üretim ve gelir ürettiği anlamına geliyor.
İş gücü piyasası ise sıkı kalmaya ve kazanmaya devam ediyor. İstihdam artışı, pandemiden hemen sonraki kadar güçlü olmasa da, yeni işler sağlıklı bir hızla ekonomiye eklemlenmeye devam ediyor. İşsizlik oranı şu an yüzde 3,4 civarında seyrediyor ve bu oran, 1953 yılından bu yana en düşük seviyeye karşılık geliyor.
İş kazanımlarının, pandemi sırasında ve sonrasında ortaya çıkan iş gücü açığının azalmasına yol açtığı görülüyor. Artık her işsiz kişi için sadece yarı yarıya açık iş bulunuyor. Bu, pandeminin zirvesinde her işsiz başına neredeyse beş açık ve iki yıl önceki her işsiz başına birden fazla açık pozisyondan geriye gidiş anlamına geliyor.
Ancak belki de en büyük olumlu eğilimin, fiyat artışlarındaki yani enflasyondaki ılımlılık olduğu görülüyor. Ortalama fiyatlar belki hala yükselmeye devam ediyor ama daha yavaş bir hızla. Örneğin, geçen yaz yıldan yıla enflasyon oranı yüzde 9,1'e ulaşmışken bugün bu oranın yıllık bazda yüzde 4,9 seviyesinde olduğu görülüyor.
Kötü
Ekonominin 'kötü’ kısmında da belirgin işaretler bulunuyor. Fiyat artışları yavaşlıyor olsa da bu, tüm fiyatların düştüğü anlamına gelmiyor. Aslında, birçok ürün grubu için fiyatların 2019'daki salgın öncesi seviyelere dönmesini beklemek hayalcilik olur gibi gözüküyor. Bu, birçok insanın dört yıl öncesine göre daha düşük yaşam standartlarında yaşamaya devam edeceği anlamına geliyor.
Genel ekonomi genişlemeye devam ederken, ekonominin gerileyen bazı bölümleri bulunuyor. İnşaat, imalat ve mevcut ev satışları önemli ölçüde yavaşlama belirtileri gösteriyor.
Veriler, tüketicilerin de daha fazla stres yaşadıklarını gösteriyor. Perakende satışlar son beş ayın dördünde düşüş gösteriyor. Enflasyona göre ayarlanmış ortalama hane geliri, pandemi öncesine göre daha düşük seyrediyor. Pandemi sürecinde duraksayan tüketici borç miktarının ise son dönemde hız kazandığı gözleniyor.
Ve belirsizlik
'Belirsiz' kategorisinde iki büyük sorun hakimiyetini koruyor: Bankacılık sorunları ve ABD borçlarının temerrüde düşme ihtimali. Bu yıl üç büyük bankanın başarısızlığı ekonomiyi şok etti ve bunun daha büyük bir sorunun yalnızca başlangıcı olduğu endişelerini yarattı. Bununla birlikte, yaygın bir bankacılık krizinin yakın olmadığını düşünenlerin de haklı gerekçeleri bulunuyor.
Borç limitinin yükseltilmesiyle ilgili dramayı ise bir ‘deja vu’ hissi yaşatıyor. Neyse ki, her ne kadar bazen son dakikada gerçekleşse de, çatışan görüşler ve politikalar arasında uzlaşmalar her zaman mümkün olduğu biliniyor. Genel beklentinin de bu yönde olduğu izlenimi hakim. Ancak ABD borç ödemelerinde temerrüde düşmeyi önleyecek bir borç limit planına hala ulaşılamaması da, yeni ve belirsiz bir bölgede olduğumuz gerçeğini görmezden gelmemizi engelliyor.
Üç olası son
Tüm bunlar bir arada değerlendirildiğinde, üç olası sonuç olduğu görülüyor. İlki en iyisi: Ekonomik büyümede bir yavaşlama ancak resesyon yok. İşsizlik artmıyor ve enflasyon yüzde 2'ye düşürülüyor. Ve bunların sonucunda Fed en geç 2024 yılında faiz oranlarını düşürmeye başlıyor.
İkinci seçenek, birincinin tam tersini, yani kötü senaryoyu anlatıyor: Ekonomi sonunda standart bir resesyona giriyor. İşletmeler geri çekiliyor ve işsizlik artıyor. Tek iyi haber, durgunluğun nispeten kısa ve sığ olması, işsizlik oranının yüzde 3,4'ten yüzde 5 - 5,5 aralığına yükselmesi. 2024 yazına kadar büyüme yeniden başlıyor ve enflasyon oranı çok daha düşük seyrediyor.
Üçüncü seçenek ise ilk iki seçeneğin bir karması niteliğinde: Mütevazı istihdam artışı devam ediyor, ancak ekonomi ‘sermaye’ tarafında zarar görüyor. Bu da yatırımcıların bina ve ekipmandan hisse senetlerine kadar her şeyde kayıplar yaşaması anlamına geliyor. Bu senaryo aslında ikinci seçeneğe göre daha büyük bir genel finansal düşüşe neden olabilme tehlikesi barındırıyor ancak yine de 2024 ortalarında yaşanacak toparlanmayla, geleceğe yönelik iyimser hava yeniden oluşuyor.
Üç seçeneğin de hoş bir finale işaret ettiğini söylemek zor olsa da, ihtimaller ‘kötü’ senaryonun en uzak olasılık olduğunu gösteriyor. Yine de mevcut duruma hakim olan ‘belirsizlik’ sona ermeden hangi senaryonun ağır bastığını şimdiden söylemek, bir öngörüde bulunmaktan çok falcılığa benzeme tehlikesi taşıyor.
Ekonomistlerin Fed beklentileri netleşti
ABD ekonomisinde ‘kader anına’ nasıl karar veriliyor?
Küresel ekonomi için büyük tehdit: ABD temerrüde düşer mi?
ABD’nin temerrüde düşmesi dünya ekonomisi için ne ifade ediyor?
S&P: Bazı büyük ekonomiler resesyona göz kırpıyor
ABD ekonomisinde büyüme beklentilerin altında kaldı