KPMG; Avrupa, Asya ve Kuzey Amerika'daki 11 ülkede, imalat sektöründeki 182 büyük şirketin CEO'ları ile bir anket yaptı. CEO'ların dünyada yaşanan türbülans ortamında büyümeyi nasıl sürdüreceklerini öğrenmek amacıyla yapılan anket sonucunda; tedarik zincirlerinin üzerinde baskının devam ettiğini, yeni endüstriyel dönüşüm trendlerini, ESG (çevresel, sosyal, yönetişim) hedeflerini ve yetenek ihtiyaçlarını ortaya çıkaran “2023 Yılı Küresel Üretim Beklentileri” raporu hazırlandı.
Rapora göre CEO'lar önümüzdeki üç yıl içinde kârlı büyüme konusunda bir önceki ankette olduğu kadar kendilerine güvenmeye devam ediyor, ancak çoğu 2023 yılı boyunca ekonomik bir gerileme ile karşı karşıya kalacaklarını düşünüyor. Büyüme hedeflerine ulaşmak için CEO'ların yatırımlarını; kısa ile uzun vade, teknoloji ile insan, şirket içi ile şirket dışı arasında dengeli bir şekilde dağıtması önem kazanıyor.
Hazırladıkları rapor hakkında değerlendirmede bulunan KPMG Türkiye Endüstriyel Üretim Sektör Lideri Murat Palaoğlu, “Küresel çapta ekonomik büyümenin yavaşladığı bir dönemden geçerken bu durum üretim yapan şirketlerin kârlarını ve satışlarını da etkileyecektir. Bu nedenle CEO'ların büyümelerini sürdürebilmeleri için kendilerine bir yol haritası çizmeleri önem taşıyor. Raporumuz ile bu zor zamanlarda CEO'lar için yolculuklarını yönetmelerine yardımcı olacak önemli bilgiler sağlamayı amaçladık. Şirketler raporumuzda ortaya çıkan bulgulardan faydalanarak kendilerini benzerleriyle kıyaslayabilir ve stratejilerine uygun yol haritaları çizerken raporumuzda yer alan tavsiyelerden yararlanabilir” dedi.
Zorluklara rağmen güçlü iyimserlik sürüyor
KPMG'nin raporuna göre küresel ekonominin yavaşlamasına ve üreticilerin karşı karşıya olduğu çok sayıda zorluk olmasına karşın, imalat sektöründeki CEO'lar şirketlerinin önümüzdeki üç yıl içinde büyüme beklentilerinden hala emin. Bu güven seviyesi son 12 ayda neredeyse hiç değişmedi. CEO'lar ayrıca sektörlerinin bugün ila 2025 yılları arasındaki büyümesi konusunda da önceki anketlere kıyasla çok daha iyimserler. Bununla birlikte, hükümetlerin yükselen enflasyonu talebi azaltarak düşürmeye çalıştığı bu dönemde CEO'lar, dünyanın kısa vadeli ekonomik büyümesine daha az güven duyuyorlar. Bu nedenle uzun vadeye ilişkin iyimserliğe rağmen, katılımcıların dörtte üçünden fazlası ekonomik bir gerileme durumunda bunun şirketlerinin üç yıllık büyüme beklentilerini etkileyebileceğini kabul ediyor. CEO'lar, yavaşlama karşısında şirketlerini güçlendirmek için zor kararlar almak anlamına gelebilecek bir ekonomik gerileme olasılığına karşı planlama da yapıyor. Katılımcıların yüzde 86'sı üretkenliği artırmaya odaklanmayı planlıyor ya da bunu zaten yapmış durumda. Bununla birlikte, CEO'lar şirketlerinin önümüzdeki altı ay boyunca dirençli kalacağından eminler.
Küresel tedarik zincirleri değişiyor
Ekonomik tablo, sadece hükümetin enflasyonu düşürmek için aldığı önlemler nedeniyle değil, aynı zamanda dünya çapında artan jeopolitik riskler nedeniyle de oldukça belirsiz. Ukrayna'da yaşanan savaşın etkisi ile ortaya çıkan yeni küresel gerilimler şirketlerin uluslararası stratejilerini yeniden gözden geçirmelerine neden oldu. Şirketlerin yüzde 88'i Ukrayna'daki savaşa tepki olarak Rusya'daki faaliyetlerini durdurdu. CEO'ların yüzde 84'ü operasyonlarını komşu ülkelere veya kendi ülkelerine kaydırırken ayrıca pandemiyle ortaya çıkan kırılganlıkları azaltmak için de tedarik zincirlerini çeşitlendiriyor. Büyük pazarlara yakın yatırım yapma mantığı hala güçlü olsa da jeopolitik belirsizlik bölünmüş bir küresel ekonomi olasılığını artırıyor.
Birleşme ve satın almalar önemini koruyor
İmalat sektöründeki şirketlerin hem organik hem de inorganik yollarla daha hızlı büyümeyi hedeflemesi de anketten çıkan bir diğer önemli sonuç oldu. CEO'lar büyüme hedeflerine ulaşmak için en önemli önceliklerin stratejik iş birlikleri ve organik büyüme olduğunu söylüyor. Birleşme ve satın almalar (M&A) biraz daha düşük bir önceliğe sahip olsa da CEO'ların yarısından fazlası şirketleri üzerinde önemli bir etkiye sahip olacak M&A'lara karşı iştah duyuyor. 2022'de birleşme ve satın alma işlemlerindeki düşüşe rağmen, kurumsal işlemler (hem elden çıkarmalar hem de satın almalar) üreticilerin temel faaliyetlerini güçlendirmeleri ve daha hızlı büyüme yolları bulmaları için çok önemli bir yöntem olmaya devam ediyor. Şirket birleşme ve satın alım süreçleri yeniden yapılanmanın ve dönüşümü hızlandırmanın bir aracı olarak görülüyor.
ESG hedefleri odakta olmaya devam ediyor
Sürdürülebilirlik hedefleri; şirketlerin çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) çalışmaları hakkında daha fazla şeffaflık sağlamaya yönelik baskının ağırlıklı kaynağının yatırımcılardan ziyade çalışanlardan geldiğini söyleyen CEO'lar tarafından vurgulanmaya devam ediyor. Şirketlerin ESG stratejilerini hızlandırmak için geçinmeye yetecek maaşlara ve insan haklarına odaklanmak gibi toplumsal konulara daha proaktif bir yaklaşım benimsemesi bekleniyor. Bu nedenle ESG'nin temel konularından birisi de şirketler için bir öncelik olması gereken çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık çalışmaları. Birçok şirket için bu, liderlik pozisyonlarını dolduracak yeteneklerin geliştirilmesi anlamına geliyor. Her beş CEO'dan dördü "C-Seviye'de cinsiyet eşitliğini sağlamak, büyüme hedeflerimize ulaşmamıza yardımcı olacaktır." diyor.
Yetenekli çalışanların değeri artıyor
CEO'lar, işletmelerinin büyümeye devam etmesi için iş gücünün kalitesinin çok önemli olduğunun farkında. Önümüzdeki üç yıl içinde şirketlerinin büyüme hedeflerine ulaşması için CEO'ların en önemli önceliklerinden birisi yetenekleri çekmek ve elde tutmak olacak. Katılımcıların neredeyse üçte biri bu konuda hemfikir ve bu oran daha fazla dijitalleşme ve bağlanabilirliğe vurgu yapanların oranından yüzde 10 daha fazla. Ayrıca teknoloji sektöründeki binlerce vasıflı çalışanın 2022'de işlerini kaybetmesi, imalat sektörünün dijital dönüşümüne yardımcı olabilecek kişileri işe almak için bir fırsat olarak görülüyor.
Dijitale mi yoksa insana mı yatırım tartışılıyor
Ankete göre imalat sektöründeki CEO'lar, şirketlerinin endüstriyel dönüşüm karşısındaki konumu konusunda ikiye bölünmüş durumda. Katılımcıların yüzde 78'i dijital fırsatlara yatırım yapmak için daha hızlı olmaları gerektiğini söylerken yüzde 75'i bu konuda zaten ilk adım atanlardan olduklarını ve bunu koruyacak stratejiye sahip olduklarını belirtiyor. Katılımcıların üçte ikisi bu dönüşümü engelleyen faktörlerden birisinin doğru teknolojiyi seçmek olduğunu söylüyor. Çalışanların yeni teknolojileri benimsemeye yönelik tutumlarını değiştirmek, yöneticilerin çok fazla çaba ve zaman harcamasını gerektiriyor. Yine de dönüşüm hedeflerine ulaşmak için hangisinin daha öncelikli olduğu sorulduğunda, yüzde 57'si yeni teknolojiye yatırım yapmayı seçerken sadece yüzde 43'ü yetenekleri geliştirme cevabını verdi.
CEO'lar ekonomide 'resesyon' bekliyor
CEO’lar yatırım stratejilerini değiştiriyor
İşten çıkarmaların sorumlusu CEO’lar mı?