FINANSGUNDEM.COM - DIŞ HABERLER SERVİSİ
Ölümsüz olmak ya da daha uzun seneler yaşayabilmek mitlerden bu yana insanın merakını cezbediyor. Belki de ilk kez bir yatırım alanına dönüşen bu anlayış, milyarderlerin gözünden kaçmıyor.
Finansgundem.com’un derlediği bilgilere göre, milyarderler yaşlanma sürecini tersine çevirmek ve onlarca yıl daha uzun yaşamak hayaline kendilerine kaptırmış gözüküyor. Tabii bu kendini kaptırma, paralarını da bu alana akıtmalarına yol açıyor.
Asırlık bir arayış
MarketWatch’tan Jurica Dujmovic’in haberine göre, ‘zihninizi yükleyin’ veya ‘genetiğinizi değiştirin’: Güçlü milyarderler ömür uzatma teknolojisine para akıtıyor. İşin şaşırtıcı yanı, başarılı olma şansları bulunuyor.
Yaşlanma sürecini tersine çevirmek ve onlarca yıl daha uzun yaşamak mı? Beyninizi bir veri tabanına aktarıp dijital ölümsüzlüğe mi ulaşacaksınız? İnsanlar bir gün böyle seçeneklere sahip olabilir.
Yüzyıllar boyunca, insan ömrünü uzatma çabaları, felsefi alandan bilimsel alana doğru bir dönüş yaptı. Günümüzde daha uzun bir ömre sahip olmakla ilgili bazı meşru ilerlemeler kaydediliyor.
Pek çok şirket, gen terapisi için yeni ilaç geliştirmeye oldukça olumlu bakıyor. Örneğin, tipik olarak böbrek nakli reddini ve belirli kanser türlerinin büyümesini önlemek için kullanılan Pfizer PFE Rapamisin ilacının farelerde yaşlanmayı yüzde 20 oranında yavaşlattığı bulundu. İlaç omurgasızlar üzerinde de benzer bir etkiye sahip. Ayrıca insanlarda diyabet, kanser ve kalp krizlerini önleme konusunda da ek bir avantaj sağladığı ileri sürülüyor.
Bayer AG'nin Acrabose’i gelecek vaat eden bir başka ilaç adayı. İlaç, insanlarda diyabeti kontrol etmek için kullanılıyor ve farelerin yaşam süresini yüzde 20 oranında uzattığı biliniyor. Bunun nedeni, farelerde ömrü ve sağlık süresini artırdığı kanıtlandığı şekilde, kalori kısıtlamasını taklit etmesi olarak açıklanıyor.
Stealth BioTherapeutics tarafından üretilen SS-31, diğer adıyla Elamipretide, mitokondriyal işlevi iyileştiren sentetik bir peptit olarak biliniyor. Mitokondriyal hastalıklar ve kalp yetmezliği için klinik deneylerde kullanılıyor. Daha az bilinen özelliği ise yaşlanma karşıtı olması. İlacın, farelerde iskelet kaslarında yaşlanmayla ilişkili açıkları tersine çevirme kapasitesine ve insan kullanımına çevrilme potansiyeline sahip olduğu düşünülüyor.
Gelişmiş bir yaşlanma karşıtı etki için bu üç ilacı çoğullamaya yönelik bir çaba gösteriliyor ve bu çabanın sonuçlarının görülmesi an meselesi olabilir.
Zengin destekçiler
Kaybedecek çok şeye sahip olanların sonsuz yaşam kavramının büyüsüne kapılması mantıklı. Doğal olarak, bu, gezegendeki en zengin insanlardan bazılarını içeriyor.
Amazon’un kurucusu Jeff Bezos'un 2021'de kurulan ve yaşlanma sürecini tersine çevirmeyi uman bir biyoteknoloji şirketi olan Altos Labs'a yatırım yaptığı biliniyor. Yatırım, yüksek profilli bireylerin ve şirketlerin uzun ömür araştırmalarına yatırım yapma eğilimini takip ediyor ve bunun önümüzdeki yıllarda önemli atılımlara yol açabileceği düşünülüyor. Girişimin Facebook, Mail.ru ve Rus sosyal ağı VK'ya da yatırım yapan Rus-İsrailli milyarder Yuri Milner'dan da destek aldığı bildiriliyor.
Dijital ölümsüzlük
Uzun ömürlülüğün kendisi değerli bir hedef olsa da, yaşamı uzatan ilaçlar genellikle çok pahalı oluyor veya gıpta ile bakılan faydaları sağlayacak kadar kapsamlı bir şekilde test edilemiyor. Bu gibi durumlarda bireylerin, bilincin dijital bir ortama aktarılması gibi alternatif ölüm savuşturma yöntemlerine başvurmak zorunda kalacağı düşünülüyor.
Konsept yeni değil; dijital ölümsüzlüğe bir dizi popüler kurgu eserinde de rastlanıyor. Ama önce temel soruyu cevaplamak gerekiyor: Bir bilgisayara 'zihninizi yüklemek' ne demektir?
Bilincimizi dijital bir ortama aktarma süreci, daha sonra bilgisayar koduna çevrilebilecek olan beynin nöral yollarının haritalanmasını içeriyor. Ortaya çıkan 'dijital beyin’in, güçlü bir bilgisayar sisteminde çalışabilen zihnimizin tam bir kopyası olması tahayyül ediliyor.
Bu teknolojinin etkileri oldukça büyük. Kendimizin bir sabit diskte saklanabilecek ve biz öldükten sonra da uzun süre varlığını sürdürebilecek dijital bir versiyonunu yaratmamıza izin veren bir teknoloji söz konusu olan. Bu kopyanın, bizi bir anlamda ölümsüz hale getireceği ve sonsuza dek dijital alemde yaşayacağı varsayılıyor.
Kritik bir sorun
Teknolojinin potansiyeline rağmen, aktarılan verilerin kelimenin tam anlamıyla bilincimiz olması pek olası değil. Bunun yerine, gelişmiş bir AI sistemi tarafından yürütülen, bilincimizin bir simülasyonunun yaratılması planlanıyor. Plan, kendimizin bu dijital versiyonunun bize benzeyeceği, bizim gibi davranacağı, hatta bizim gibi düşüneceği ama biz olmayacağı gibi bir ön kabule yaslanıyor.
Ele alınması gereken etik ve felsefi sorular da bulunuyor. Örneğin, kendimizin dijital bir kopyasını yaratırsak, bunun sahibi kim olacak? Onu kontrol etme ve ona erişme hakkı kimde olacak? Onu silmek cinayet sayılacak mı? Çoğaltma mümkün olacak mı? Dijital bir kopyanın bilinçli olduğu kabul edilirse, bu sorular daha da karmaşık hale geliyor.
Dahası, dijital ölümsüzlük fikri, bilincin doğası ve insan olmanın ne anlama geldiği hakkında soruları da gündeme getiriyor. Bilincimiz bir dizi nöral patikaya indirgenebiliyorsa, bunun benlik duygumuz ve canlı olmanın ne anlama geldiğine dair anlayışımız hakkında bize ne söylemesi gerekiyor?
Bu karmaşıklıklara rağmen, hem gen terapisi ve yeni ilaçların geliştirilmesi gibi geleneksel yollarla hem de dijital ölümsüzlük gibi daha alışılmadık yöntemlerle ölümsüzlük arayışı devam ediyor. Bunlardan herhangi birinin nihayetinde sonsuz yaşama götüreceğine dair bir garanti olmasa da, ölümsüzlük arayışı devam ediyor.
Milyarderler ‘ölümsüzlük’ peşinde
Jeff Bezos'tan 'ölümsüzlük' için yeni yatırım