Yazdır
İstanbul Teknik Üniversitesi İşletme Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Öner Günçavdı depremin ardından yaşanın yıkım hesaplamalarının, depremin faturasını ortaya koymakta yetersiz kaldığını söyledi.
"6 Şubat öncesi Türkiye artık yok" diyen Günçavdı; "İsteseniz de istemezseniz de imzalasanız da imzalamasanız da IMF tarzı bir kemer sıkma politikasıyla tanışmamız gerekiyor. IMF ile anlaşmanız gerekmiyor ama IMF’nın onay verebileceği bir politikayı hayata geçirmeniz gerekiyor" yorumunu yaptı.
Günçavdı'ya göre, Kahramanmaraş merkezli depremlerde yıkılan bölgedeki yaşamı eski haline döndürmek için depremzedelerin ekonomik kayıplarının telafisi de şart.
"100 milyardan daha çok kaynağa ve anlayışa ihtiyacımız var”
Öner Günçavdı, “Bu hesaplamalardan ‘100 milyarı bulduğumuz zaman biz yaralarımızı gidereceğiz, telafi edeceğiz’ anlamı çıkar. Böyle bir şey sözkonusu değil. 100 milyar harcama yaptıktan sonra biz deprem öncesi ekonomik duruma gelmiş olmayacağız. Her birini tekrar ayağa kaldırabilmek çok zor. Bunun üzerine kafa yormak lazım. Yani işimiz sadece 100 milyara kalmış değil; 100 milyardan daha çok kaynağa ve anlayışa ihtiyacımız var” şeklinde konuştu.
"Tasarrufları yapmaya razı değilsek dışarıdan borçlanacağız"
Kalkınma iktisatçısı Günçavdı, depremin maliyetinin karşılanmasına yönelik hükümetin önünde iki seçenek durduğu görüşünde: “Bunu kendi içimizde halletmek istiyorsak ciddi manada tasarruf yapacağız ya da eğer bu tasarrufları yapmaya razı değilsek dışarıdan borçlanacağız.”
"6 Şubat öncesi Türkiye artık yok"
Ekonomist Günçavdı seçim öncesi hükümetin tasarruf tedbirlerine gitmesini beklemediğini söyleyerek, “İktidar kendi siyasi ikbalini düşünse de ekonomik olarak böyle bir depremin olmadığı varsayımı üzerinden de gidilemez. 6 Şubat öncesi Türkiye artık yok. Bu paranın bir şekilde öncelikle 2023 bütçesinden sağlanması gerekiyor. Başka yerlerden kaydırmalar yapılması gerekiyor. Ancak bu yetmeyecek." dedi.
"IMF’nın onay verebileceği bir politikayı hayata geçirmeniz gerekiyor"
Günçavdı, “İsteseniz de istemezseniz de imzalasanız da imzalamasanız da IMF (Uluslararası Para Fonu) tarzı bir kemer sıkma politikasıyla tanışmamız gerekiyor. Yani IMF’yle anlaşmanız gerekmiyor ya da illa bir ‘Stand-by’ anlaşmasına ihtiyacımız yok ama IMF’nın onay verebileceği bir politikayı hayata geçirmeniz gerekiyor. Kamuoyu bizi bu konuda yanlış anlıyor. IMF’ye gitmek sadece Türkiye’nin uluslararası piyasalardan borçlanabilme imkanları kazandırması açısından önemlidir” diye konuştu.
Dünya Bankası, deprem hasarının maliyetini hesapladı
SGK deprem bölgesindeki hak ve alacak hacizlerini kaldırdı
