FINANSGUNDEM.COM – DIŞ HABERLER SERVİSİ
Fed, yıl boyunca artan fiyatların zorunlu kıldığı bir politika değişikliğine giderek enflasyonu yakalama oyunu oynadı. Ancak artık kritik bir karar vermek zorunda. Kötü olamayacak kadar iyi ve iyi olamayacak kadar riskli bir ekonomiyi yönetme noktasında Fed’in hamlesinin belirleyici bir rol oynaması bekleniyor.
Finansgundem.com’un derlediği bilgilere göre, Fed’in vereceği faiz kararının, ekonomiyi resesyona mı sokacağı yoksa enflasyonu frenleyerek yumuşak iniş mi sağlayacağı merak ediliyor. Piyasalarda Fed’in şu ana kadarki en riskli kararı vereceğine kesin gözüyle bakılıyor.
Ekonominin bu kadar sevilmediği bir dönem olmadı
Reuters’tan Howard Schneider’in analizine göre, geçen yıl boyunca acımasızca artan fiyatların acil hale getirdiği bir politika değişikliğinde enflasyonu yakalama oyununu oynadıktan sonra, Amerikan Merkez Bankası (Fed) şimdi de ekonominin daha da yüksek faiz oranlarını kaldıracak kadar güçlü mü olduğu veya bir çöküşün hemen öncesinde mi olduğu noktasında daha incelikli bir yargıyla karşı karşıya. Finans piyasaları ve profesyoneller ikincisine daha hazır görünüyor.
Kripto mağdurlarından endeks fonu müdavimlerine kadar hemen her ABD'li yatırımcı, piyasalar 40 yılın en hızlı Fed faiz artışları altında zayıflarken bu yıl 8 trilyon doları aşan kayıplar yaşadı. Tahvil piyasaları bir durgunluğun geleceğine ikna olmuş görünüyor. Yapılan anketlere göre, ekonomistlerin de aynı fikirde olduğu görülüyor.
Ancak bu görünüşte stresli ortam, Latinler ve Siyahlar için rekor seviyede düşük işsizlik oranlarının da devam ettiği bir atmosferde gerçekleşiyor. Ücret artışları güçlü seyrediyor ve ABD ekonomisinin temel dayanağı olan tüketim, enflasyona göre ayarlandıktan sonra bile artmaya devam ediyor.
Ekonominin ne zaman resesyona girip girmediğini birçok faktör etkiliyor ancak artan işsizlik ve azalan tüketim her zaman ana belirleyiciler oluyor. Oxford Economics ABD Ekonomisti Bob Schwartz, Fed yetkililerinin iki gün sürecek politika toplantısında inceleyecekleri ‘çift kutuplu’ koşulları ortaya koyan yakın tarihli bir analizde, “Ekonominin bu kadar sevilmediği bir dönem yaşanmamıştı” diye yazıyor.
Resesyon için yeteri kadar kanıt var
Tüketici hissiyatı ekonominin pandeminin sancıları içinde olduğu zamandan bile daha kötü seviyelerde seyrediyor ancak hem banka hesapları hem de harcamalar sağlıklı gözüküyor. İmalat daralıyor, ancak hizmet sektörü bunu kanıtlamak için aylık iş ve ücret artışlarıyla adeta kükrüyor. Gaz ve benzin fiyatlarının bir yıl önceki seviyelerine geri dönmesiyle birlikte enflasyonun hafiflediğine dair bazı kanıtlar oluşuyor ancak fiyatlar hala birçok kişinin hayatı boyunca hiç görmediği kadar yüksek seyretmeye devam ediyor.
Artan gıda ve diğer maliyetler nedeniyle hanehalkı bütçeleri ise zorlanmaya devam ediyor. Kısacası, yakın zamanda yaşanması olası bir durgunluk anlatısını beslemek için yeterli zayıflık kanıtı bulunuyor. Conference Board Baş Ekonomisti Dana Peterson, “Muhtemelen resesyonun ilk anlarını yaşamak üzereyiz” diyor.
Büyüme senaryosu için de yeteri kadar kanıt var
İlginç olan, devam eden bir büyüme hikayesi anlatmak için de yeterli ve güçlü kanıtlar olması. Linkedin Baş Ekonomisti Guy Berger, “İş gücü piyasasının soğuduğuna dair işaretler var. Piyasa biraz erozyona uğradı ancak kesinlikle çatlama yok ve durgun görünmüyor” şeklinde konuşuyor. Berger, aylık 250.000'den fazla devam eden yeni iş kazanımı ve bazı sektörlerde kronik personel açığı olduğunun altını çiziyor.
Fed yetkilileri, toplantıya başladıklarında yeni tüketici fiyat verilerini almış olacaklar ve verilerin Ekim ayında sekiz aydır ilk kez yıllık bazda yüzde 8'in altına düşmesinin ardından fiyat artışlarının yavaşlamaya devam ettiğini göstermesini umacaklar.
Fed yetkilileri ekonomiyi soğutmaya ve fiyatları kontrol altında tutmaya çalışırken, şimdilik faiz oranlarını yükseltmeye devam etme planlarını açıkladılar; ancak daha küçük adımlarla ilerlemeyi planladıklarının da altını çizdiler. Bu yıl bir dizi büyük, 75 baz puanlık artışın ardından, hedef politika faizini Mart ayında sıfıra yakın bir seviyeden yüzde 3,75 ila yüzde 4 aralığına ittikten sonra, Fed’in bu iki günlük toplantıda faiz oranlarını 50 baz puan artırması bekleniyor.
Daha küçük adımlarla hareket etme kararı, hem Fed politika yapıcılarının bu yılki agresif faiz hareketlerinden sonra bir durma noktasına yakın olabileceklerini hem de buradan atılan her adımın çok ileri gitme riskini artırdığını kabul etmesi anlamına geliyor. Ancak bugüne kadar, Fed yetkililerinin hadlerini aştıklarını düşündüklerine dair bir işaret bulunmuyor.
Fed üyesi Christopher Waller, Fed'in bu yılki para politikası değişikliği hakkında “Ekonomiyi çökertme ve finansal piyasaları kırma konuşmalarına rağmen, bu gerçekleşmedi" diyerek Fed’in para politikasını savunuyor.
Fed sahnenin merkezinde
Ancak olası bir çöküşün bugüne kadar yaşanmamış olması, bundan sonra da yaşanmayacağı anlamına gelmiyor olabilir. Fed yetkilileri, açıklayacakları son faiz kararıyla birlikte, yüksek faiz oranlarının ne kadar hareket etmesi gerektiğini düşündüklerini, yüksek faiz seviyelerinde ne kadar kalacaklarını ve ekonominin bu kararlarına nasıl tepki vereceğini güncel tahminler sunarak açıklayacaklar. Bu, Fed’in iş piyasasına ciddi bir zarar vermeden enflasyonu düşürebileceğine hala inanıp inanmadığını gösterecek ve 2024 ABD başkanlık kampanyasının ilk aşamalarında ABD ekonomisi tartışmalarının da tonunu belirleyecek.
Tahvil yatırımcıları, geleneksel olarak bir durgunluk işareti olarak görülen faiz oranı getiri eğrilerinin ‘tersine dönmesi’ ile pozisyonlarını belirlemiş görünüyor. Ulusal İşletme Ekonomisi Birliği (NABE) ve Philadelphia Fed tarafından yapılan ayrı anketlerdeki ekonomistlerin tümü, 2023 için sıfıra yakın bir büyüme ve tam bir gerileme olasılığının yüksek olduğunu belirtiyor. NABE'nin 51 profesyonel tahminciden oluşan anketi, ne olursa olsun, Fed'in sahnenin merkezinde yer alacağını söylüyor.
Anket katılımcılarının üçte ikisi, ABD'nin 2023'e kadar ekonomik görünümüne yönelik en büyük aşağı yönlü riskin ‘çok fazla parasal sıkılık’ olduğunu belirtiyor. Katılımcılar, Fed ekonomiyi resesyondan kaçınarak hedeflenen ‘yumuşak iniş'e doğru yönlendirirse, en büyük yukarı yönlü riskin ise yine para politikası eylemleriyle bağlantılı olacağını ifade ediyor. Her iki durumda da, 2023 yılının hikayenin geri kalanını anlatacağına kesin gözüyle bakılıyor.
Fed Başkanı Powell, yumuşak bir inişin ‘ihtimal dahilinde’ olduğunu söyleyerek sonuca yönelik açık bir tahminde bulunmayı reddediyor. Buradan, her şeyin enflasyonun nasıl seyredeceğine bağlı olduğu anlaşılıyor. Düşen kiralar gibi gelişmeler, dezenflasyona dair ipuçları veriyor. Ancak sürecin, iş gücü piyasası verilerine göre de şekilleneceği düşünülüyor.
Fed piyasalara büyük bir sürpriz yapabilir
FED’in ‘kıyamet’ senaryosunda piyasalarda ne olacak?
Cramer: FED sıkılaşmadan vazgeçemez
Üç büyükten 50 baz puanlık faiz artışı bekleniyor