İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun belediyelerdeki terör soruşturmaları ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ndeki ihmallerle ilgili açıklamalarına İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'ndan tepki gecikmedi. Özlem Güvemli'nin Sözcü'deki haberi şöyle:
İmamoğlu, ’Gündemimizde kayyum ataması yok’ demeye bile cesaret edemez. ‘Lütfetmiş' diyeceğiz, ne kadar büyük iş yapmış?
Yalan söylemeyi ve iftira atmayı kendine huy edinmiş bir kişiyle karşı karşıyayız. Ülkemiz için, milletimiz için gerçekten ciddi bir güvenlik sorunudur sayın bakan.
İnsanlarımızı ve kurumlarımızı bölen bir anlayışa sahiptir. Ülkemize, milletimize zarar veriyor. Şu anki hükümete zarar veriyor. Sayın Cumhurbaşkanı'na zarar veriyor. Tedbir alması gereken kişi Sayın Cumhurbaşkanı’dır
YARGILANANLAR BERAAT ETTİ
İftiralarına ve yalanlarına devam ediyor. Milletimizin hafızasına tekrar kazıyarak söylemek isterim: 3,5 sene önce çıkıp, ‘Ortalama 700 terörist tespit ettik' demiştir.
‘Evet, evet' diye böyle hararetle de ifade etmiştir. Açılan soruşturmalar, yapılan işte mahkeme vesaire… Bir mahkeme açıldı. 41 kişi yargılandı.
Hepsi de beraat etti. ‘Toplamda 700 terörist' diyen bir bakan. Kocaman bir sıfırla sonuç bulmuştur bu süreç.
“MÜFETTİŞLER RAHATSIZ OLUYOR”
O bakımdan yalanı tescilli bir insandır. Yine ‘557 terörist' deyip 86 bin İstanbul Büyükşehir Belediyesi çalışanını zan altında bırakan bir açıklama yapmıştır.
Hem de grup grup terör örgütlerinin ismini vererek sıralamıştır haykırarak. Üstünden 1 seneyi aşkın süre geçmiştir. Ve ortada hiçbir şey yoktur.
Hatta ikinci dereceden, üçüncü dereceden ailelerine giderek, müfettişleri her hafta buraya göndererek, müfettişlik müessesesini bile ne yazık ki ayaklar altına alacak şekilde hareket eden bir bakandır kendisi.
Müfettişlerin nasıl rahatsız olduğunu, bu şehrin denetimini yapmakla yükümlü olan, sürecini yönetmekle yükümlü olan müfettişlerin bile nasıl rencide olduklarını yüzlerinden gören birisiyim. Üzüntüyle geliyorlar.
Ama Türkiye Cumhuriyeti tarihi, böyle yalanla, iftirayla dili dolu olan bir bakanı, kapkara bir leke olarak tarihine geçirmiştir.
Buna sebep olanlar, bir an önce tedbir alsınlar. Tedbir alınması gereken ve bu ülke adına güvenlik tehdidi olan bir zattır.
Söylediği söz için 2,5 sene önce demiştim, ‘Lafa bakarım laf mı diye, adama bakarım adam mı diye.' Bunu ispat edercesine her gün konuşan bir insandan bahsediyorum.
“KURUMLAR CEVAP VERMEDİ”
Yalanına, iftirasına devam ediyor. Yazılar yazacağım, daha önce yazdığım gibi iftiralarına dönük.
Bana cevap bile veremedi kurumlar. Hem bakanlık veremedi hem valilik veremedi. Hatta birbirlerine pas attılar. Şimdi bu iddialar için de yazı yazacağım ben. Bizzat yollayacağım.
Adım gibi eminim, buna da cevap veremeyecekler. Şu an görev yaptığı kurumda, genel müdüründen bakan yardımcısına, valilerinden herkese varıncaya kadar, herkesi zor durumda bırakmaktadır.
Emniyet kuvvetlerinin yöneticilerine varıncaya kadar herkesi zor durumda bırakmaktadır. Güvenlik sorunudur. Bir şehre gelip, o şehrin ilçe başkanıyla, partinin il başkanıyla görüşen ama o şehrin valisini dikkate almayan, o şehrin belediye başkanıyla görüşmeyecek kadar demokrasiden uzak, özel görevli bir insan gibi hareket eden bir anlayışa sahiptir.
Benim bildiğim içişleri bakanı az konuşur, çok iş yapar. Gizemlidir. Çünkü bu ülkenin namusu, şerefi ona aittir, benim de dahil. Ama bu öyle birisi değil. Gizem gösterir.
Oturur. Sakin durur. Ayda bir konuşur. Her gün konuşuyor. Herkesin tweetine cevap veriyor. Her vatandaşa cevap veriyor.
Böyle içişleri bakanı olur mu ya? Evinden bile kovuyorlardır bunu. Milletimiz, memleketimiz inşallah bu kötü dilden, bu kötü ve ahlak dışı dilden, yalan dolu iftira edilen bir an önce kurtulur.
İmamoğlu, “Depremin ardından AK Partili belediyelerden bazı iddialar gelmeye başladı. Bunlardan biri de İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yönelikti. İBB'nin Deprem Risk Yönetimi için ayrılan bütçeyi azalttığı iddiaları var. Bu iddialar doğru mu? Neler söylemek istersiniz” sorusunu da şu şekilde yanıtladı:
Sadece şunu söyleyeceğim bu iddialarda bulunan AK Partili yöneticilere. 20 yılda yaptıkları kentsel dönüşüm uygulamalarıyla bu ülke devam etse, 100 senede daha bitmiyor İstanbul’un kentsel dönüşümü.
Ama bizim 3 senede ortaya koyduğumuz cesaretli duruşla, biz bu şehrin depremle ilgili sorununu 20 yılda çözeriz. Bunlar böyle devam etsinler, yüz yılda çözemezler bakın. 100 yılda İstanbul’un şu anki mevcut hali eskimiş olur.
Beceremediler, başaramadılar. Depremde bir araya gelme teklifini tereddütsüz, kayıtsız, şartsız gittim Sayın Bakan’a dedim ki, ‘Genel Başkan'ımdan izin alarak geliyorum.
Biz, bütün siyasi yeleklerimizi bırakıp, sizin önderliğinizde kurulacak İstanbul Deprem Konseyi’nde görev almaya hazırız' dedim. Endişe ettiler. Bir araya gelemediler. Onun için biz, açığız. ‘Devleti, milleti, milletin geleceğini, bekasını ilgilendiren her hususta, her masaya koşa koşa gideriz' diyoruz.
Ama bu tür mevzuları konuşacağımız -o iddiada bulunan kimse bilmiyorum- belediye başkanları varsa onların bizim masamıza koşa koşa gelmekten endişe edeceklerini net biliyorum.”
“BAZI HUSUSLARA KARŞIYIM”
İmamoğlu, İstanbul Valiliğince İstiklal Caddesi'nde alınan bazı yasaklarla ilgili soruya ise, “Ben, etkinlik vesaire bu tür konulara aynı gözle bakmıyorum. Süreci irdeleyeceğiz. Güvenlik tedbirleri açısından yanında olduğumuz kararlar var, ama bazı hususların süresiz bir şekilde tariflenmesine de bir o kadar karşıyım. Bunların makul süreleri olmalı. Sayın Vali'mizle bir araya geliriz, konuşuruz. Ondan sonra gerekli açıklamayı yaparım” yanıtını verdi.
74 belediyede 88 terör soruşturması!
Ekrem İmamoğlu'ndan Kanal İstanbul çıkışı
İETT'nin 2023 yılı bütçesi İBB Meclisi'nde kabul edildi