İngiltere'de sağlık sistemi ekonomiye de darbe vuruyor

FINANSGUNDEM.COM – DIŞ HABERLER SERVİSİ

İngiltere, başta enerji krizi ve yüksek enflasyon olmak üzere birçok ciddi sorunla karşı karşıya. Bu sorunları gidermek amacıyla radikal önlemlerle iş başı yapan Başbakan Liz Truss, kamuoyunun ve diğer ekonomilerin desteğinden yoksun kalınca, sorunlara bir finans krizini de eklemiş oldu ve bugün itibariyle görevinden istifa ettiğini açıkladı. Eğer İngilizler, Truss’un istifasıyla yeni bir başlangıç yapamazlarsa, İngiltere ekonomisini daha zor günlerin beklediği kesin gibi gözüküyor.

Edinburgh Üniversitesi'nde Küresel Halk Sağlığı Başkanı olan Prof Devi Sridhar, The Guardian'da kaleme aldığı yazıyla, İngiltere’nin önemli bir sorununa daha dikkat çekiyor: Sağlıksız iş gücü. Artan sayıda uzun vadeli rahatsızlığı olan insanlarla başa çıkmak için hükümetin çok az sayıda girişimi olduğunu belirten Sridhar, eski sağlık sekreteri Jeremy Hunt’ın Bakan olarak atanmasını ise olumlu bir gelişme olarak değerlendiriyor.

Finansgundem.com’un derlediği bilgilere göre, Prof Sridhar, sağlıklı bir iş gücünün sağlıklı bir ekonomi anlamına geldiğini söylüyor. Sridhar, İngiltere’nin ise bu kadar fazla sayıda hasta insanı tedavi etmek için yeterli girişimde bulunmadığının altını çiziyor.

Ne istihdam ediliyorlar ne iş arıyorlar

İngiltere’de artan sayıda uzun vadeli hastalığı olan insanlarla başa çıkmak için çok az girişim bulunuyor. Eski sağlık sekreteri Jeremy Hunt'ın Bakan olarak atanması, İngiliz ekonomisinin karşı karşıya olduğu en büyük sorunlardan biri göz önüne alındığında, özellikle zamanında bir girişim olarak gözüküyor. Çünkü İngiltere’de ekonomik olarak aktif olmayan çalışma çağındaki yetişkinlerin sayısı giderek artıyor; yani ne istihdam ediliyorlar ne de iş arıyorlar çünkü uzun süreli hastalıklarla boğuşuyorlar. Uzun süreli hastalık ise iki temel faktör tarafından yönlendiriliyor: Uzun süreli Kovid ve insanların Ulusal Sağlık Sistemi (National Health Service – NHS) bakımına erişene kadar hastalanması.

Kovid-19 için ölüm oranı aşılama ve tedaviler yoluyla önemli ölçüde düşerken, salgın hala kronik hastalıkların nedenini oluşturuyor. Enfekte olanların tahminen yüzde 5.5'inde yorgunluk, tekrarlayan ateş, bilinç bulanıklığı ve kalp, akciğer ve böbrek hasarı gibi zayıflatıcı semptomlar bulunuyor. Lancet'te yakın zamanda yapılan bir araştırma, uzun süreli Kovid'li kişilerin yaklaşık yüzde 22'sinin sağlık sorunları nedeniyle çalışamadığını ve diğer yüzde 45'inin daha az çalışma saatleri almak zorunda kaldığını tahmin ediyor. Araştırmaya göre, birçok ülkede her üç ayda bir Kovid dalgaları görülmeye başlayacak ve bu da daha fazla insanın kronik hastalığa yakalanmasına ve iş gücünden ayrılmasına neden olacak.

Ameliyat için aylarca sıra bekleniyor

Diğer önemli faktör ise zamanında NHS bakımına erişememe olarak öne çıkıyor. İnsanlar ameliyat ve özel hizmetler için aylarca sıra bekliyor. Birleşik Krallık Ulusal İstatistik Ofisi (Office for National Statistics – ONS) verileri, hastalık veya engellilik gibi sağlıkla ilgili bir durum nedeniyle önceki işini bırakanların yüzde 35'inin NHS bekleme listesinde olduğunu gösteriyor. NHS, ihtiyaç duyulan bakımın hacmi ve kalitesiyle başa çıkamıyor.

Oysa odak hala büyüme ise, bunun yolu, çalışacak kadar sağlıklı olmaları için insanlara yatırım yapmayı gerektiriyor.

Oysa İngiltere’nin kafelerde çalışacak veya posta dağıtacak insanlara ihtiyacı var. Çöp kutularını boşaltacak veya çocuklara yeni şeyler öğretecek insanlara ihtiyacı var. Hükümet daha yüksek bir GSYİH istiyor fakat daha fazla mal ve hizmet üretmek için aktif işçilere ihtiyacı olduğunu göremiyor.

İnsan sermayesi

Bu yeni bir bilgi değil. 1980'lerden bu yana, Dünya Bankası düşük ve orta gelirli ülkelerde sağlık ve beslenmeye yapılan yatırımları haklı çıkarmak için ‘insan sermayesi’ kavramını teşvik ediyor. Örneğin, 2005 yılında Dünya Bankası'nın beslenmeyle ilgili belgesinde şöyle deniyor: “Kalkınmanın zorlukları güçlü bir insan kaynağı temeli gerektirir; fiziksel olarak güçlü, zihinsel olarak uyanık ve sağlıklı bir iş gücü. Ancak yetersiz beslenme bir ülkeyi bu kaynaklardan uzaklaştırır.” Bu mantık, Hindistan'da sağlığı iyileştirmek için yapılan yatırımları haklı çıkarmak için kullanıldı. Plana göre, üretkenlik ve büyümenin faydaları, sağlığı iyileştirmeye harcanan parayı çok geride bırakacaktı. Eğer yetersiz beslenme doğru düzgün ele alınsaydı, Hindistan'da GSYİH yüzde 2 ila yüzde 3 arasında artırılabilirdi.

1980'lerin Hindistan'ından alınabilecek bu ders, İngiltere’de unutulmuş gibi görünüyor. Oysa odak hala büyüme ise, bunun yolu, çalışacak kadar sağlıklı olmaları için insanlara yatırım yapmayı gerektiriyor. Mevcut politikalar ise İngiliz nüfusunu daha da sağlıksız hale getiriyor. Sonuç olarak, bir ekonominin ancak içindeki insanlar kadar sağlıklı olabileceğinin bilinmesi gerekiyor ve bu temel ilkeyi anlayan bir hükümete sahip olmamızın zamanı geldi de geçiyor.

İngiltere Başbakanı Liz Truss görevinden istifa etti

İngiltere'de skandal iddia: Milletvekilleri zorla oy verdi!

İngiltere'de bankalardan Bakanlığa mektup

İngiltere'nin yeni İçişleri Bakanı Grant Shapps oldu

İngiltere'de demir yolu çalışanları yeniden greve gidecek

İngiltere'de işletmelerin ekonomiye güveni azaldı