Dünya merkez bankaları yüksek enflasyonla müdahale etmek için kararlılıkla sıkılaşma politikaları uyguluyorlar. Ancak merkez bankalarının uyguladıkları sıkılaşma politikalası bir takım riskler barındırıyor. Enflasyonu düşürmek için katlanılan bu risklerden biri de 'sistemik risk'.
Dünay'dan Hilal Sarı'nın konuyla ilgili haberi şöyle: ABD Merkez Bankası (Fed) öncülüğünde rekor enflasyonla mücadele amacıyla başlatılan sıkılaşma döngüsünde finansal sisteme yönelik riskler konusunda uyarılara her gün bir yenisi ekleniyor. Önceki gün Uluslararası Para Fonu’nun “finansal istikrara yönelik riskler önemli ölçüde arttı” uyarısının ardından piyasalarda kafa karışıklıklarına neden olan İngiltere Merkez Bankası’ndan tahvil piyasalarına müdahalelerinde de gerekçe finansal istikrar riskleriydi. Geçtiğimiz haftalarda İsviçre merkezli yatırım bankası Credit Suisse’in CDS’lerinin 2008 düzeylerine yükselmesiyle başlayan endişeler de sürüyor.
BoE: Marj çağrılarını kapatabilmeleri için son 3 gün
Geçtiğimiz günlerde özellikle uzun vadeli hazine tahvillerindeki satış dalgasını durdurmak için iki kez müdahale eden İngiltere Merkez Bankası’nın Başkanı Andrew Bailey, Uluslararası Finans Enstitüsü’nün bir etkinliğinde yaptığı konuya ilişkin açıklamalarında emeklilik fonlarına “alımları cuma günü sonlandırıyoruz” dedi ve marj çağrılarını kapatabilmeleri için ihtiyaç duydukları nakite sadece üç gün daha ulaşabileceklerinin sinyalini verdi. Ancak emeklilik fonları BoE’ye alımları cuma gününden sonraya uzatması için çağrı yapıyordu. Bailey’nin açıklamalarının ardından Financial Times’da bir haberde BoE’nin bankalara “gerekirse cuma gününden sonra da alımların devam edebileceğini” söylediği öne sürüldü ancak BoE sözcüsü çarşamba günü yaptığı açıklamada bankanın geçici alımlarının cuma günü sonlanacağını yineledi. İngiltere’nin emeklilik fonlarını denetleyen otoritesi de fonların BoE’nin alımları sonlanmadan risklerini gözden geçirmeleri ve finansman açıklarını kapatmaları çağrısı yaptı. İngiltere’nin 30 yıllık tahvillerinde getiri BoE’nin mühahele gerektiren düzeylere tekrar yaklaştı ve yüzde 5’i gördü.
"Mortgage portföylerindeki varlık kaliyesinin bozuluyor"
Devlet tahvilleri bankaların bilançolarında da önemli bir yer kaplıyor ve Avrupa genelinde tahvil getirilerinin yükselmesi (ve fiyatlarının düşmesi) banka bilançoları için de olumsuz bir gelişme. Hisseleri 2007 zirvesinin yüzde 93 altında işlem gören Credit Suisse ve hisselerinde benzer bir değer kaybı görülen Deutsche Bank’a ilişkin endişeler, resesyonun ayak sesleri ve artan geçim krizleriyle kötü kredilerin artması endişeleriyle birlikte Avrupa’da yeni bir bankacılık krizi olabileceği konuşulmaya başlandı. Avrupa Bankacılık Otoritesi (EBA) tarafından 10 Ekim’de yayınlanan bir raporda ise Avrupa bankalarının özellikle ‘aşırı ısınan’ konut piyasalarından dolayı aşağı yönlü risklerle karşı karşıya olduğuna dikkat çekildi. AB bankalarının kredilerinin yaklaşık üçte biri mortgage kredilerinde ve EBA mortgage portföylerindeki varlık kaliyesinin bozulmaya başladığına ilişkin işaretler görüldüğünü söylüyor.
IMF: Sistemik risk unsurları artıyor
Uluslararası Para Fonu da küresel ekonomik görünümde Ukrayna Savaşı’yla birlikte bahar aylarından bu yana görülen bozunmanın küresel finansal sistemin istikrarına yönelik riskleri artırdığını bildirdi. IMF’nin 6 ayda bir yayınladığı küresel istikrar raporunda ‘finansal krizi götüren’ sistemik risk unsurlarının artmaya başladığına dikkat çekilerek dolar finansman maliyetlerinin arttığı, CDS’lerin yükseldiği, likidite koşullarının faizlerin hızla artmasıyla bozulduğu ve varlık fiyatlarının da volatil hale geldiği belirtiliyor.
IMF:Bankacılık dışı finans sistemine uygun regülasyonlara ihtiyaç var
IMF’nin para ve sermaye piyasalarından sorumlu direktör yardımcısı Fabio Natalucci, ABD’li ekonomi yayını Barrons’da yer alan habere göre küresel finansal krizden bu yana yapılan reformlarla bankacılık sisteminin daha güçlü hale geldiğini ancak risklerin - finansal kaldıraç ve likidite uyuşmazlıkları da dahil - başka bir tarafta birikmeye devam ettiğini söyledi. Natalucci küresel volatilitenin arttığı bu dönemde finansal sistemin uyarı atışları yaptığını söyledi. IMF’nin para ve sermaye piyasaları direktörü Tobias Adrian ise İngiltere’de emeklilik fonlarında yaşanan sorunların ABD’ye de sıçrayıp sıçramayacağı sorusu üzerine “IMF’nin geçmişte bir çok kez emeklilik fonlarının da yer aldığı bankacılık dışı finans sistemindeki riskler konusunda uyardığını, bu alanda uygun regülasyonlara ihtiyaç duyulduğunu” belirtti. IMF’nin endişe kaynağı olarak gördüğü diğer bir alan ise yatırım fonlarının aralarında yüksek getirili tahviller ve gelişmekte olan ülke hisse ve tahvilleri gibi daha az likit olan varlıklara yatırım yapıyor olması.
Euro/dolar paritesinde zayıf seyir sürüyor
20 yılın zirvesinden düşmeyen dolar endeksi beklentilerin üzerinde gelen ABD ÜFE verisi sonrası TSİ 15:53 itibariyle 113,279 düzeyinden işlem gördü. Tutanaklarda FOMC üyelerinin faiz artışlarına ilişkin görüşleri ve bugün açıklanacak ABD TÜFE verisi dolarda yeni hareketler getirebilir. ABD’de üretici fiyatları eylülde yüzde 0,2 artması beklenirken 0,4 aylık artış kaydetti. Yüzde 8,7’ten 8,4’e gerilemesi beklenen yıllık ÜFE de bu artışla yüzde 8,5’e geriledi. Euro/dolar paritesinde ise boruhattı sabotajları sonrası hem doğalgaz arzına ilişkin endişeler hem de birliğin resesyona daha yakın durması nedeniyle zayıf seyir sürüyor. 20 Eylül’den bu yana eşitlik düzeyine çıkamayan parite TSİ 15:58 itibariyle 0,97 düzeyinden işlem gördü. İngiltere ekonomisinin ağustosta özellikle imalattaki daralmaya bağlı olarak yüzde 0,3 daralması sonrası 1,09 düzeyine kadar gerileyen sterlin de dolar karşısında tarihi diplerine yakın seyrediyor. Dolar Japon yeni karşısında da 24 yılın zirvesini gördü.
Janet Yellen: Finansal piyasalarımızda istikrarsızlık belirtileri görmedik
IMF'den uyarı: Finansal maliyetler arttı
Finansal Hizmetler Güven Endeksi düştü
Enerji sorunu finansal krize dönüşebilir
CEO'lar 'hafif ve kısa süreli' bir resesyon bekliyor