Yazdır
FINANSGUNDEM.COM – DIŞ HABERLER SERVİSİ
Hepimiz kazandığımız paranın hak ettiğimiz kadar yüksek olup olmadığını sorgularız. Hatta bunu başkalarının maaşları üzerinden yapmak ister ve bunun bizi rahatlatacağını düşünürüz. Özellikle çalışma arkadaşlarımızın ne kadar kazandığını öğrenmek, tuhaf hissetmemize neden olabilir. Bizden daha fazla mı kazanıyor, birçoğu bunu hasetle karşılar; bizden daha az mı kazanıyor, birçoğumuz bunu küçük bir teselli olarak algılar.
İki ucu keskin bir bıçağa benzeyen bu durum, yine de bizleri başkalarının maaşlarını öğrenme isteğinden alıkoyamaz. Yine de bu, yani çalışma arkadaşınızın maaşını öğrenmek, belli zorlukları da beraberinde getirebilir.
Fortune’dan Jane Thier’in haberine göre, yeni bir çalışma, maaş şeffaflığının çalışma şeklimizi ve çalışma arkadaşlarımıza karşı tavrımızı nasıl değiştirdiğini gösteriyor. Ekonomik Davranış ve Organizasyon Dergisi’nde (Journal of Economic Behavior & Organization) yayınlanan bir araştırma, Colorado Üniversitesi’nde ekonomi doktorası olan James Flynn’i 1990 yılına götürüyor. Maaş şeffaflığının davranışlarımızı nasıl etkilediğini anlamak isteyen Flynn, Montreal Gazetesi’nin her Ulusal Hokey Ligi oyuncusunun maaşını yayınladığı günlere geri dönüyor.
Düşük maaş alanlar, yüksek maaş alanların işine soyunuyor
Finansgundem.com’un derlediği bilgilere göre, araştırmanın sonuçları ilginç veriler sunuyor. Buna göre, hücum oyuncuları savunma oyuncularına kıyasla daha çok kazanıyor. Savunma oyuncularının buna tepkisi ise şaşırtıcı oluyor. Düşük ücretli hokey oyuncuları, kazançlarını artırmak için gol sayılarını belirgin şekilde artırıyor. Bu hareket ilk bakışta oldukça mantıklı görünüyor. Daha yüksek kazanç elde etmek isteyen savunma oyuncuları, asıl hücum oyuncularının görevi olan gol atmayı kendilerine hedef olarak seçiyor ve aslında bunda başarılı da oluyorlar.
Ancak bu noktada bir başka sorun ortaya çıkıyor. O da savunma oyuncularının hücuma öncelik vermeleri nedeniyle savunmayı boşlamaları. Elbette bunun beklenen bazı sonuçları oluyor. Savunmaya daha az odaklanan savunma oyuncuları, rakiplerinin kendilerinden daha fazla gol atmasına engel olamıyorlar ve savunma oyuncularının tavrındaki bu değişiklik sonrasında takım performansında belirgin bir düşüş gözleniyor.
'Sessiz istifa' yerine daha çok çaba
Bu örnek, çalışanların adaletsizlik olarak değerlendirdikleri bir duruma karşı, bugünün moda tabiriyle ‘sessiz istifa’ yöntemini seçmediklerini gösteriyor. Oysa savunma oyuncuları, kendilerine yapılan adaletsizlik karşısında mücadele isteklerini kaybedebilir ve fazla çaba göstermeyebilirlerdi. Ancak tam tersi oluyor ve düşük ücret alanlar, davranışlarını ve hedeflerini daha fazla ödeme yapılan pozisyona uygun şekilde geliştirme yolunu seçiyor.
Ödeme-performans ilişkisi
Fynn, 1990 yılına kadarki sezonlarda, maaşların açıklanmasına kadar geçen zamanda, genel takım maaş bordrosunun takım performansıyla ilişkili olmadığını belirtiyor. Ancak Flynn, “Maaşların açıklanmasının ardından, takım performansı ve maaş ilişkisi, yüksek maaşlı takımların sürekli olarak düşük maaşlı takımlardan daha iyi performans göstermesiyle anında ve kalıcı olarak bağlantılı hale geldi” diye yazıyor.
Bu ilişki zamanla daha az belirgin hale geliyor. Flynn bunu, takım sahiplerinin tutarsızlıkları ele alma konusundaki maharetine bağlıyor. Flynn, düşük ücretli oyuncuların da yeni bir sözleşme için müzakere edebilir hale geldiğini söylüyor. Ancak çalışma, ödeme-performans korelasyonunun o zamandan beri oldukça önemli olduğunu kanıtlıyor.
Çalışanlar neden şeffaflık ister ve patronlar neden bundan nefret eder?
Çalıştığınız ofiste maaşlarınız konusunda ağzınızı sıkı tutmak, gerçekten sadece patronlara yardımcı olur, bundan en büyük zararı ise ofisin sesi çıkmayan çalışanları görür. Ulusal Kadın Hakları Merkezi (National Women’s Law Center) bugün tam zamanlı bir kariyere başlayan bir kadının, sırf bu nedenle, 40 yıllık kariyeri boyunca 417.400 dolardan mahrum kaldığını hesaplıyor. Eğer siyahi bir kadınsanız, bundan daha fazlasını kaybetmeye hazır olmalısınız.
Şeffaflık şoku
Flynn'in ötesinde geniş bir araştırma grubu, ödeme şeffaflığının somut faydalarını ortaya koyuyor. Utah Üniversitesi Eccles School of Business'tan araştırmacılar, yaklaşık 100 bin ABD'li akademisyenin ücretlerini ve üretkenliklerini yirmi yıl boyunca izliyor ve maaş bilgilerini paylaşmanın ‘cinsiyetler arasındaki ücret farkını ve diğer ücret eşitsizliği biçimlerini önemli ölçüde azalttığını’ keşfediyor.
Araştırmaya göre, yüksek eğitim kurumları ücret şeffaflığını artırdığında, akademisyenler arasında cinsiyetler arasındaki ücret farkının yüzde 50'ye kadar düştüğü gözleniyor. Araştırmacılar, maaşları önemli ölçüde değiştirdiğini söyledikleri maaş bilgilerinin aniden ortaya çıkması durumunu ‘şeffaflık şoku’ olarak adlandırıyor.
Düşük ücret veren şirketler şeffaflıktan yana değil
Flynn, çalışanlarına düşük ücret ödeyen şirketlerin, maaş bilgilerini gizli tutmak için güçlü bir dürtüyle hareket ettiğini, çalışanlarına görece yüksek ücret ödeyen şirketlerin ise maaş şeffaflığını artırmak için tasarlanmış politikalardan yararlandığını yazıyor.
Maaşların ifşa edilmesi veya başka bir şekilde herkese açıklanması durumunda, görece eksik ödeme yapan firmaların, ekiplerinin tamamen dağılması sonucu batmamak için ödeme yapmaktan başka pek bir seçeneği kalmıyor. Daha yüksek maaş şeffaflığında ödeme yapmak ise ekip ruhunu, moralini ve takım performansını artırmaya yarıyor.
Kariyer değişikliği için atılması gereken 6 adım
İngiltere'de çoğu şirket haftada 4 gün çalışmayı kalıcı hale getirecek
İş yerinde ne kadar etkili olduğunuzu nasıl anlayabilirsiniz?
İş yerinde ağlamak sağlıklı bir davranış mı?
Toksik bir iş yerinde çalıştığınızı gösteren 5 işaret
Z kuşağının önerisi: İş yerinde tembellik