FINANSGUNDEM.COM – DIŞ HABERLER SERVİSİ
Ukrayna'nın savaş alanındaki hızlı ilerlemesi hem Vladimir Putin'i hem de Xi Jinping'i bu hafta gerçekleştirilecek Orta Asya zirvesine doğru rahatsız bir pozisyona sokuyor. Moskova’nın zirveden beklentilerini düşük tutması bekleniyor.
Yaklaşık üç yıllık Kovid-19 izolasyonunun ardından jeopolitik cephe hatlarına dönüş evresinde Xi Jinping zafer turuna çıkmayı seçti. Xi Jinping, Çarşamba günü Kazakistan'dan başlayarak Orta Asya'yı ziyaret edecek ve ardından Özbekistan'daki Şanghay İşbirliği Örgütü zirvesine katılacak. Zirvede, Şubat ayında Pekin Olimpiyatlarının açılışına gitmesi, meslektaşıyla el sıkışması, ‘daimi’ bir dostluk ilan etmesi ve ardından Ukrayna'ya bir saldırı başlatmasından bu yana Rus lider Putin ile ilk kez yüz yüze buluşacak. Buluşmanın, siyasi açıdan tam anlamıyla bir gösteriye sahne olmasının yanı sıra savaş alanında artan baskı altında gücü kısmen de olsa tartışılmaya başlayan Moskova'nın bu görüşmelerden beklentisinin oldukça düşük olacağı tahmin ediliyor.
Kırmızı çizgiler yeniden çiziliyor
Bloomberg’den Clara Ferreira Marques’in haberine göre, Xi ise güzergahını tesadüfen seçmemiş gözüküyor. Rusya'nın Ukrayna’yı işgali, Rus azınlıklar başta olmak üzere önemli etnik grupların bulunduğu Ukrayna’nın güney bölgelerini epey sarstı. Sadece bu da değil, Moskova'nın etkileyicilikten uzak, disiplinsiz askeri performansı, ülkenin güvenliğinin garantörü olarak hareket etmesi gereken diğer ülkeler tarafından da gerektiği gibi ve detaylıca not ediliyor. Bu da Orta Asya'nın kırmızı çizgilerinin yeniden çizildiği ve etki alanlarının yeniden şekillendiği bir sürecin başlangıcı anlamına geliyor. Çin, Parti Kongresi'ne haftalar kalmış olsa bile, bu gelişmeleri ajandasının dışında tutamıyor.
Önce Rusya sonra Pekin
Finansgundem.com’un derlediği bilgilere göre, dünyanın bu bölgesindeki gelişmelerin Pekin için kötü seyrettiğini söylemek yanlış olmaz. Çinli yetkililer, Kazakistan'daki kargaşaya hazırlıksız yakalandılar ve protestoları başlangıçta bir ‘iç mesele’ olarak görmeyi tercih edip reddettiler. Putin ise tam tersine hızla kolları sıvadı ve Başkan Kasım Cömert Tokayev'in yardım çağrısına Rus liderliğinde bir grup olan Kolektif Güvenlik Antlaşması Örgütü'nden asker göndererek yanıt verdi. Rejimi kurtarmaya ve düzeni yeniden sağlamaya yardımcı oldu ve Kremlin'in koruyucu rolünü güçlendirdi. Pekin'in bölgede artan ekonomik etkisine ilişkin tüm söylemlere rağmen, Carnegie Uluslararası Barış Vakfı'ndan Temur Umarov, “Ocak ayında krizi gerçek anlamda anladığını gösteren ve olayları yönlendirmeyi başaran Rusya'ydı. Pekin ise konuyla daha yakından ilgilenmesi gerektiğini sonra anladı” diyor.
Ardından, üstü kapalı tehditlerle birlikte savaş geldi. Ağustos ayında, hızla silinen bir sosyal medya gönderisinde (daha sonra bilgisayar korsanlarına atfedildi), fazlasıyla şahin olduğu bilinen eski Rus devlet başkanı Dmitry Medvedev, Kazakistan'ı ‘yapay bir devlet’ olarak nitelendirdi. Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmytro Kuleba ise geçen hafta bir Özbek gazetesine verdiği röportajda daha net konuştu: “Kaybedersek sıranın sende olacağını herkesin anlamasını istiyorum.”
Kazakistan, petrol ihracatı için alternatif yollar arıyor ve bir NATO üyesi olan Türkiye ile askeri istihbarat iş birliğini ilerletmeyi planlıyor.
Türkiye ile Kazakistan arasında askeri istihbarat iş birliği
Kazakistan, Ukrayna'ya insani yardım göndererek ve Kiev ile temas halinde kalarak Moskova'nın sözünü dinleme konusunda çarpıcı şekilde isteksiz davrandı. Haziran ayında Putin'in yanında sahneye çıkan Tokayev, Doğu Ukrayna'nın kendi kendini ilan eden Donetsk ve Luhansk halk cumhuriyetlerini tanımayacağını açıkladı. Ülke, petrol ihracatı için alternatif yollar arıyor ve bir NATO üyesi olan Türkiye ile askeri istihbarat iş birliğini ilerletmeyi planlıyor.
Pekin’den Tokayev’e destek
Dolayısıyla Xi'nin ziyareti bir provokasyon niteliği taşımasa da -Kazakistan 2013'te Çin’in Kuşak/Yol Projesi’ni başlatmayı seçtiği yerdi ve ülke Çin, Rusya ve ABD ile ilişkilerini uzun süredir dengede tutuyordu- Tokayev'e gözle görülür bir destek verme anlamı taşıdığı ise kesin. Çin bu tavrıyla, kaynak açısından zengin Orta Asya'da başka komşular da olduğunu Moskova'ya hatırlatıyor. Mücadelesinde yanına çekebileceği destekçiler arayan Putin'in ise bölgede kendi seyahat planları olmasına şaşırmamak gerekiyor.
Ama elbette, bir ihtiyacı olan bir arkadaş gerçek bir arkadaştır ve Xi de zaten Putin'i yarı yolda bırakmaya pek niyetli gözükmüyor. İki lider de ortak askeri tatbikatlardan yeni çıkmış Washington'a yönelik muhalefetlerinde hâlâ otokrat tavırlarını sürdürüyor.
Şangay İşbirliği Örgütü’nün ise Hindistan ve Pakistan'ın katılmasıyla dünya nüfusunun beşte ikisinden fazlasını temsil etse de, etki gücü bakımından bu parçaların toplamından daha az bir kapasiteye sahip olduğunu belirtmek gerekiyor.
Rusya’ya ‘beklentini düşük tut’ mesajı
Pekin, Moskova yerine görünüşte tarafsız bir yerde buluşarak ve toplantıları Şangay İşbirliği Örgütü'nün oturum aralarında planlayarak Rusya’ya beklentilerinin düşük olması gerektiğini anlatmaya çalışıyor. Şangay İşbirliği Örgütü’nün ise Hindistan ve Pakistan'ın katılmasıyla dünya nüfusunun beşte ikisinden fazlasını temsil etse de, etki gücü bakımından bu parçaların toplamından daha az bir kapasiteye sahip olduğunu belirtmek gerekiyor. Varşova'da bulunan Doğu Araştırmaları Merkezi'nde Çin’in uluslararası ekonomi politikasını araştıran Jakub Jakobowski “Şangay İşbirliği Örgütü, herhangi bir uluslararası gelişmeye tutarlı bir yanıt veremiyor ancak propaganda için uygun bir zemin sunuyor. Bu, askeri bir vaadi bir kenara bırakın, önemli bir ekonomik taahhüt anlamına bile gelmiyor” şeklinde konuşuyor.
Ukrayna’nın savaş alanındaki başarısı
Ukrayna'nın son birkaç güne yayılan hızlı ilerlemesi ise Çin'i kesinlikle rahatsız bir durumun içine sokuyor. Xi, Putin'i desteklemek için maliyetli veya riskli adımlar atmaya isteksiz bir tavır sergiliyor ancak yine de Pekin, Xi'nin prestijine kötü etki edecek ve istenmeyen bir istikrarsızlık yaratması muhtemel bir yenilgiyi de görmek istemiyor.
Ama Rusya düşmüş gözüküyor. Şimdilik, Çin'in Şubat ayından bu yana yaptığı şeyi yapmaya devam etmesi, özellikle Çin için en iyi seçenekmiş gibi duruyor. Pekin, Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinden bu yana Rusya ile yüz yüze görüşmelerinde sınırlı bir diplomatik ilişki kuruyor. Pekin, her ne kadar istediği sonuçları elde edemese de Rusya'yı Kuzey Kore ve İran'a gitmeye zorlayarak Batı'nın özellikle teknolojik ve askeri alanlardaki üstünlüğüne meydan okumasını sağlamaya çalışmak yerine, Hindistan’ın yaptığı gibi, pragmatik bir şekilde ucuz hammadde satın almayı tercih ediyor.
Rus ekonomisi sırtını Çin’e dayıyor
Tüm bunlar, Rusya'nın emtia devleri için kar akışının devam edeceği anlamına geliyor. Ancak Pekin’e olan bağımlılığı sayesinde ekonomisini ayakta tutabilen Rusya da, yeni düzende kartları elinde tutanın Pekin olduğunun farkında gibi gözüküyor. Rusya’da yayınlanan Kommersant gazetesine göre, Rusya'nın Çin'e ihracatının yılın ilk sekiz ayında yüzde 50 artması, Rusya'nın Çin'den ithalatının ise bu süreçte yüzde 8,5 oranında artması da bu farkındalığın bir işareti olarak kabul ediliyor.
Xi, Özbekistan'da kendini baskı altına hissedeceğe benziyor. Xi’nin dengeleme stratejisinin ise her zamankinden daha rahatsız edici olduğu ancak henüz sona ermediği görülüyor. En önemlisi ise Pekin, Putin'in gidecek başka bir yeri olmadığını çok iyi biliyor.
Rusya Çin yakınlaşması Batı’yı neden rahatsız ediyor?
Rusya, Balakleya ve İzyum şehirlerinden çekiliyor
Rusya, Azerbaycan ve İran'dan, Kuzey-Güney Ulaştırma Koridoru anlaşması
Çin Devlet Başkanı 3 yıl sonra ilk kez yurt dışında
Biden, Çin'e yönelik ihracat kısıtlamalarını genişletecek