İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'in, dün gece İzmir'in kurtuluşu törenlerinde yaptığı konuşmaya AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'den tepki geldi.
İzmir'in düşman işgalinden kurtuluşunun yıl dönümde yaptığı açıklamayla Osmanlı'yı hedef alan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'e tepki gösteren AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, sosyal medya hesabından paylaştığı mesajda, "Güzel İzmir’imizin düşman işgalinden kurtuluşunun yıldönümünde, ülkemize yapılmış düşmanlıklara karşı konuşması gerekenlerin Osmanlı Devleti’ni hedef alması şuursuzluktur" ifadesini kullandı.
İzmir'in düşman işgalinden kurtuluşunun yıl dönümde yaptığı açıklamayla Osmanlı'yı hedef alan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'e tepkiler dinmiyor.
Güzel İzmir’imizin düşman işgalinden kurtuluşunun yıldönümünde, ülkemize yapılmış düşmanlıklara karşı konuşması gerekenlerin Osmanlı Devleti’ni hedef alması şuursuzluktur.
— Ömer Çelik (@omerrcelik) September 10, 2022
Çelik'in paylaşımı şöyle:
"Güzel İzmir'imizin düşman işgalinden kurtuluşunun yıldönümünde, ülkemize yapılmış düşmanlıklara karşı konuşması gerekenlerin Osmanlı Devleti'ni hedef alması şuursuzluktur. Daha önce de ifade etmiştik; kim Osmanlı Devleti ile Türkiye Cumhuriyeti'ni kavga ettirmeye çalışıyorsa, milletin egemenlik hakları ile sorunu vardır. Bütün siyasi misyonu Cumhuriyetimiz ile Osmanlı Devleti'mizi kavga ettirme üzerine kurulmuş olanlar var. Cumhuriyetimize sahip çıkmak için tarihimizin büyük köklerinden Osmanlı Devleti ile kavga etmek milletimizin kimliğine saldırıdır. Cumhuriyet de bizim, Osmanlı Devleti de."
BAHÇELİ: İFLAH OLMAZ CAHİLLİK
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de, Soyer'e tepkisini "Vatan topraklarına kanlı çizmeleriyle basan müstevlilere tek kelime edemeyen bugünün işbirlikçi siyasetçilerin, 9 Eylül 1922 tarihinin 100'üncü yıl dönümünde tarihimizi düşman gözüyle yorumlaması iflah olmaz bir cahillik, tedavisi imkansız devşirme hastalığıdır" ifadesiyle gösterdi.
Bahçeli, '741'inci Söğüt Ertuğrul Gazi'yi Anma ve Yörük Şenlikleri' nedeniyle yazılı açıklama yaptı. 400 çadırlık bir Türkmen beyliğinden cihan imparatorluğuna gidilen süreçte, Söğüt'ün eşsiz bir stratejik konumu, emsalsiz bir jeopolitik şartları, desteği olduğunu aktaran Bahçeli, "Büyük ceddimiz Ertuğrul Gazi ile başlayan gelişme, müteakip çağlarda yalnızca Türklerin değil, dünya tarihinin de akışını değiştirecek dinamikleri peş peşe tetiklemiştir. 624 yıllık cihanşümul bir kudrete Söğüt'ten atılan inançlı adımlarla ulaşılmış, coğrafyalar Türk milletinin muazzam atılımlarıyla yeni baştan biçim ve şekil almıştır. Bu muvaffakiyet hali, ilhamını Oğuzlar'ın gücünden, duasını Hayme Ana’dan, desteğini Gündüz Alp'ten alan Ertuğrul Gazi'yle ivme kazanmıştır. Ertuğrul Gazi ve onun yeşerttiği anlayış, önceki dönemlerin çapsız kavgalarından, derin ihtilaflarından ders ve sonuçlar çıkarmış, çatışarak, çarpışarak, cepheleşerek, bölünerek, ayrışarak, farklılaşarak büyük ülkülere ulaşılamayacağını kavramıştır" ifadelerini kullandı.
'DEVŞİRME HASTALIĞI'
"Dönemin jeopolitik şartlarının gereği olarak Söğüt'ü yurt tutan 400 çadırlık Türkmen varlığı, iç çelişkilerin aşıldığı takdirde dünya üzerinde nasıl bir küresel güç mertebesine vasıl olunacağını da açıklıkla göstermiştir" diyen Bahçeli, mesajına şöyle devam etti:
"Bugün de korkulan esasen budur. Büyük Türk milletinin tarihi tekerrür ettirerek böylesi bir mevkiye erişmesini sekteye uğratmak maksadıyla alçak tertipler planlanıp tatbik edilmektedir. Tuzaklar kurulmakta, karanlık oyunlar sahnelenmektedir. Ecdadımıza ve tarihimize hakaretler edilmektedir. Vatan topraklarına kanlı çizmeleriyle basan müstevlilere tek kelime edemeyen bugünün işbirlikçi siyasetçilerin, 9 Eylül 1922 tarihinin 100'üncü yıl dönümünde tarihimizi düşman gözüyle yorumlaması iflah olmaz bir cahillik, tedavisi imkansız devşirme hastalığıdır. Geldiğimiz bugünkü aşamada, Türkiye'miz Söğüt müktesebatıyla, Ertuğrul Gazi neslinin onuruyla bütün iç ve dış tehditlere direnmekte, çok şükür zalim ve zillet kuşatmayı her noktadan parçalamaktadır. Türkiye Cumhuriyeti, Türk milletinin yüksek yönetim mirasının bir devamı, yüzyıllardır milli vicdanda taşınan kutlu veraset zincirinin son halkasıdır. Bu şuurdan mahrum gafillerin ecdadımıza karşı nefret ve ihanet suçu işlemesi fıtratlarının gereğidir. Bununla mündemiç olmak suretiyle, son zamanlarda muhatap kaldığımız sıkıntılar, iç ve dış işgal cephesinin genişleyen tahrikleri dünden devraldığımız tarihi mirasa alenen husumet beslendiğini de göstermektedir. 400 çadırlık Türkmen ruhuyla, aynı şekilde dünyaya meydan okuyan milli varlıkla her neviden düşmanca muameleye karşı duracağımız herkesçe çok iyi bilinmelidir. Sultan Alparslan'la başlayan ve Ertuğrul Gazi'yle birlikte hakimiyetimizin daha da tescillendiği Anadolu coğrafyası uğruna verdiğimiz şehitlerle beraber vatan yapılmıştır. Böylelikle Türksüz Anadolu arayışındaki Haçlı zihniyetine yönelik en kati ve keskin cevap verilmiştir. Yüzyıllardır hapsoldukları karanlık mahzenden çıkmak için uygun zaman kollayanlar, Türk milletinin hayat hakkını gasp etmek için projeler hazırlayanlar şimdilerde tekrar doğrulsalar da kaybetmeye mahkum oldukları kaçınılmaz bir hayat ve tarih gerçeği olarak karşımızdadır. Elbette dün içimize fitne sokmaya çalışan tekfurlara, Türk milletini yok etmeyi hedefleyen zalim ve zillet emellere nasıl muktedir duruş gösterilmişse bugün de bu büyük milletin iradesinin yeniden şahlanarak hak edenlere Osmanlı'nın şamarını indireceği muhakkaktır. Hiç kuşkusuz inancımız ve beklentimiz de budur."
İzmir'in kurtuluşunun 100. yılında büyük coşku