FINANSGUNDEM.COM – DIŞ HABERLER SERVİSİ
İngiltere’de Liz Truss’ın başbakan olarak göreve başlamasının ardından Deutsche Bank’dan ada ülkesine ilişkin önemli bir uyarı geldi. Banka stratejistleri ülkenin aşırı makroekonomik olaylardan, özellikle de ödemeler dengesi krizinden kaçınması için önümüzdeki haftalardaki politika açıklamalarının çok önemli olacağını belirtiyor.
Finansgundem.com’un derlediği bilgilere göre Liz Truss, İngiltere eski Maliye Bakanı Rishi Sunak’la çekişmeli bir yarışa girmesinin ardından geçtiğimiz gün iktidardaki Muhafazakar Parti’nin lideri olarak Boris Johnson’ın yerini aldı. Başbakanlık oylamasında Muhafazakar Parti’nin desteğini alan Truss 81.326 oy alırken Sunak 60.399 oyda kaldı.
Truss’ın başbakanlığını ilan etmesinin ardından sterlin pazartesi günü öğleden sonra dolar karşısında yükselişe geçti. 1,15 dolar sınırını aşan İngiltere Sterlini salı günü itibariyle 1,16 dolardan işlem görüyor.
CNBC’nin haberine göre Deutsche Bank’ın Döviz Stratejisti Shreyas Gopal ise bir ‘sterlin krizi’ ihtimalinin küçümsenmemesi gerektiği uyarısında bulundu. Gopal konuyla ilgili açıklamasında, “Cari işlemler açığı halihazırda rekor seviyelerde olduğu düşünülürse, sterlinde yatırımcı güveninin artması ve enflasyon beklentilerinin düşmesiyle desteklenecek büyük sermaye girişleri gerektirmektedir. Ancak şu anda tam tersi oluyor” ifadelerine yer verdi.
İngiltere’deki enflasyon krizine dikkat çeken Gopal, “İngiltere, G10 ülkeleri arasındaki en yüksek enflasyon oranından ve zayıflayan büyüme görünümünden muzdarip. İngiltere Merkez Bankası'nın görev süresindeki potansiyel değişikliklerin eşlik ettiği büyük, finanse edilmemiş ve hedeflenmemiş bir mali genişleme, enflasyon beklentilerinde daha da büyük bir artışa ve aşırı derecede mali nüfuzun ortaya çıkmasına neden olabilir” açıklamasında bulundu.
Truss, kampanyası sırasında İngiltere Merkez Bankası'nı ve Başkan Andrew Bailey'i sıkı sıkıya hedef tahtasına koydu, merkez bankasını enflasyonun 40 yılın en yüksek seviyelerine yükselmesine izin vermekle suçladı ve bankanın görev süresinin gözden geçirilmesini düşündüğünü açıkladı. İngiltere Başbakanı ayrıca İngiltere ile Avrupa Birliği arasındaki Brexit sonrası çekilme anlaşmasının önemli bir parçası olan Kuzey İrlanda protokolünün hurdaya çıkarılmasını önerdi ve bu durum AB tarafında misilleme yapılmasını gerektirecek bir hareket olarak görülüyor.
Gopal, İngiltere’nin ticaret politikasına ilişkin ek belirsizliklerin makroekonomik tabloyu daha da bulanıklaştıracağını ve yatırımcı güvenini azaltacağını öne sürdü:
“İngiltere yaldızlı tahvillerinin risk primleri alışılmadık derecede büyük miktardaki yabancı çıkışlarıyla birlikte halihazırda yükseliyor. Yatırımcı güveni daha da aşınırsa, bu tablo yabancıların İngiltere'deki dış açığı finanse etmeyi reddetmesine sebep olacağından kendi kendini gerçekleştiren bir ödemeler dengesi krizi haline gelebilir.”
Deutsche Bank, İngiltere'nin ticaret açığını 10 yıllık ortalamasına döndürmek için ticaret ağırlıklı sterlinin %15 daha düşmesi gerektiğini tahmin ediyor.
Gopal, “Bir ödemeler dengesi finansman krizi kulağa aşırı gelebilir. Ancak bu benzeri görülmemiş bir durum da değil: Agresif mali harcamaların, şiddetli enerji şokunun ve sterlindeki düşüşün bir kombinasyonu, İngiltere'nin 1970'lerin ortalarında bir IMF kredisine başvurmasıyla sonuçlanmıştı. Bugün, İngiltere ekonomide ani bir duraklamaya karşı bazı kilit savunma hatlarını koruyor, ancak risklerin artmasından yine de endişe duyuyoruz” açıklamasında bulundu.
Liz Truss'ın kriz planı belli oldu: 130 milyar sterlin ayırdı!
Liz Truss, İngiltere’nin yeni Başbakanı
Boris Johnson şimdi parayı mı seçecek, siyasete devam mı diyecek?
İngiltere'de perakende satışlarda artış yavaşladı