Yazdır
FINANSGUNDEM.COM – DIŞ HABERLER SERVİSİ
Sosyal medyada, birinin yakın zamanda hukuk fakültesini kazanmış olmasına, yeni bir köpek edinmesine veya nişan yüzüğüne göz atabiliriz, ancak bu onların bu değişikliklerine gerçekten ortak olduğumuz anlamına gelmiyor. İnsanların birbirlerinden uzaklaşmaları oldukça normaldir ancak hayatımız ekrana taşındığından beri ilişkileri sürdürmek veya ilk iş arkadaşımızla tanışmak ya da öğle yemeğine giderken bir iş arkadaşımızla karşılaşmak eskisi kadar kolay olmayabiliyor. Teknoloji, insanları radarımızda tutmamızı sağlıyor ancak onları hayatımızda tutmamıza izin vermiyor.
Fortune’dan Alexa Mikhail’in haberine göre, ünlü psikoterapist ve New York Times'ın en çok satan yazarı Esther Perel de gerçek bir ilişkiyi çok daha zorlu hale getiren modern faktörlerin varlığını kabul ediyor. Çiftler ve aileler için danışman olarak çalışan Perel, ilişkisel zeka ihtiyacını acil bir mesele olarak görüyor. Perel, işte ve yaşamda sahip olduğumuz güçlü ilişkileri sürdürmekteki zorluğumuzu inceliyor ve bu ilişkileri yok olmaktan kurtarmanın yollarını araştırıyor. Esther Perel, “Hayatımızın kalitesini belirleyecek olan ilişkilerimizin kalitesidir. Fakat ilişkileri ölçmek zordur, sürdürmek ise çok daha zordur” diyor.
Kalıcı ilişkiler kuramamak bizim suçumuz değil
Finansgundem.com’un derlediği bilgilere göre, birini rahat bırakmanın onunla iş yerinde yüz yüze konuşmaktan veya bir fotoğrafını beğenip yorum yapmaktan daha kolay olduğunu öne süren modern normlarla birleştiğinde Perel, bağlantıdan kopuk hissetmemizin bizim suçumuz olmadığının altını çiziyor. Ayrıca Perel, belirli ‘sosyal mekanizmaların’ hiçbir zaman var olmadığı iş yerinde, genç işçilerin yaşayabileceği zorlukların da altını çiziyor. Perel, “Bugün ilişkiler büyük değişiklikler geçiriyor. Normlar ayaklarımızın altından kayıyor ve ‘Tercih etmemiz gereken iletişim nedir?’ sorusu hala yeteri kadar açık bir soru değil” diyor. Bu sorunun cevabını araştıran Perel, empati geliştirmekten yanlış iletişim, güç dinamikleri ve sınırlarla başa çıkmaya kadar ilişkilerimizi geliştirebilecek sayısız faktörü araştırıyor.
Nasıl görünüyorum?
Buna göre Perel, önce insanlardan bir ilişkide nasıl göründüklerini düşünmelerini istiyor. Perel, güçlü ilişkiler kurmanın ileriye bakmakla ilgili olduğunu söylüyor. “İlişkilere girme şeklim hakkında ne öğrenebilirim? Getirdiğim miras nedir? Resmi olmayan özetim nedir?” diye kendimize sormamızı isteyen Perel, bir ilişkide nasıl göründüğünüzü ve geçmiş deneyimlerinizin bağlantı kurma yeteneğinize nasıl katkıda bulunduğunu anlamanın zorunlu olduğunu söylüyor.
Perel, “Verme, paylaşma ve yardım isteme deneyimleri bile yeni bir ilişkide görünme şeklinizi etkileyebilir. İnsanlara ve duygulara tepki verirken rahatlığınızı yansıtmanız önemlidir” diyor. Perel, bizden, başkalarıyla nasıl karşılaşabileceğimizi ve bunun ne kadarının potansiyel olarak geçmişimizden etkilendiğini anlamamızı talep ediyor.
İlişkiyi güçlendiren durumlara odaklanın
“Sık sık ilişkisel olarak, bizi her zaman en parlak ışık altında göstermeyen ve çok tekrarlayan kalıplara saplanıp kalırız” tespitinde bulunan Perel, bu kalıplardan bazılarının bazen bilinçaltımızda yatan beklentilerimizle filtrelenebildiğine dikkat çekiyor.
Bir ilişkide nasıl görüneceğinizi belirlemenin ve iyileştirmenin bazı yolları olduğunu belirten Perel, “İnsanların sizi dışlayacağını düşünüyorsanız veya çoğu zaman takdir edilmediğinizi hissediyorsanız, bu inancı daha sık fark ederek yeni alanlara yönelebilirsiniz. Bu önyargıya gerçekten meydan okuduğunuz zamanları göz ardı edebilir ve yalnızca ‘ilişkiyi güçlendiren’ durumlara odaklanabilirsiniz” diyor.
İlişkisel zeka ve öz farkındalık
Öz farkındalığı ilişkisel zeka oluşturmanın anahtarı olarak gören Perel, ilişkide sınırların nasıl korunacağını ve etkili bir şekilde nasıl iletişim kurulacağını tanımlıyor. Perel, “Örneğin, kendinizi insanları memnun eden biri olarak düşünüyorsanız, ‘kendi bölgenizi korumaya çalışıyor’ ve sizden beklendiği gibi davranıyorsunuz demektir” diyor.
Perel, bizi alışkanlıklarımızı değiştirmeye ve zamanımızı korumaya teşvik ederek bu düşünceye meydan okumaya çağırıyor. Perel, “Kendimiz için ortaya çıkabilirsek, başkaları için daha iyi görünebiliriz” tavsiyesinde bulunuyor.
Telefonunuzu ne zaman kapatmak istediğinize karar vermelisiniz
Çağlar önce sınırların bugüne kıyasla çok daha belirgin olduğunun altını çizen Perel, “Çiftlikte işin güneş battığında bittiğini herkes bilir. Bir karar vermek zorunda değilsindir” diyor. Ancak bu sınırlar bugün hiç olmadığı kadar muallak. Yine de bu sınırları belirlemenin zor olsa da refahımız için zorunlu olduğunu belirten Perel, “Bütün hayatınız telefonunuzda ve onu ne zaman kapatmak istediğinize karar vermelisiniz” diyor.
“Hiç kimse uzaktan çalışmanın bazıları için norm olacağını ya da insanların online olarak tanışmasını beklemiyordu. Bizi ilişkilerimizde uyum sağlamaya zorlayan yeni bir norm her zaman olacaktır” diyen Perel, “Yaşadığımız sürekli değişim ve akışkan yaşam, öncelikle ilişkisel becerilerimizin değişebilmesini gerektiriyor” diyor. Perel bu çevikliğin ise sadece öz-farkındalıkla başlayabileceğinin altını çiziyor.
Arkadaşınızı doğru seçin, sağlığınızı bozabilir
Türkiye'de arkadaşlara güven giderek azalıyor
Zengin arkadaşlar edinmek çocukları daha başarılı kılıyor
İş yerinde ne kadar etkili olduğunuzu nasıl anlayabilirsiniz?
İş yerinde ağlamak sağlıklı bir davranış mı?
Toksik bir iş yerinde çalıştığınızı gösteren 5 işaret