İhracatçılar, paritedeki oynaklıklardan endişe duyuyorlar. Dolar endeksli girdi maliyetlerine karşın, Euro cinsinden gelirlerinin olması nedeniyle Euro'daki değer kaybının ihracatçılara parite zararı olarak yansıması söz konusu.
Dünya'dan Osman Kılıç ve Nihat Delibaşı'nın haberinde geçtiğimiz ay 1,18 olan Euro/Dolar paritesi şimdilerde 1’in de altında seyrediyor. Euro’nun AB Doları karşısında gerilemesinin ihracatta yüzde 10’a varan oranda gelir kaybına neden olduğunu belirtiyor. İhracatçılar, Euro ile ithalat yapan AB ülkeleri yerine dolar üzerinden işlem yapan ülkelere yönelmenin hesabı yapıyor. İhracatçılara göre, Euro/Dolar paritesindeki gerileme resesyondan daha büyük risk oluşturuyor. Parite, dış ticaretin dışında da büyük öneme sahip. Türkiye’nin turizm gelirlerinin yüzde 40’ından fazlası, doğrudan yatırımlar ve portföy yatırımlarının yüzde 50’den fazlası da Avrupa’dan geliyor ve işlemler Euro üzerinden yapılıyor.
Parite nedeniyle, ticaretteki hedeflerinin şaşması durumunun da söz konusu olduğunu dile getiren İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Adil Pelister, “Umarım kalıcı olmaz. Dolar/ Euro paritesi 1’in altında ve AB Merkez Bankası’nın faiz artırmaması ile beraber Euro 0.90’a kadar inebilir. Bu seviyelerin altına düşer ise bizim hem iş dünyamızın hem kamu mali sitemimizin de buna ilişkin başka önlemlere başvurması gerekecek gibi gözüküyor” değerlendirmesinde bulundu.
“Euro’dan dolara geçişimiz kolay değil”
Euro ağırlıklı ihracat yaptıkları için doların güçlenmesinin aleyhlerine olduğunu ve ihracat-ithalat dengesini olumsuz etkilediğini kaydeden Pelister, “Türk ekonomisine, dış ticaretine ve Türkiye’nin mali sistemine olan etkileri açısından Avrupa ile olan dış ticaretimizde Euro’dan ABD Doları’na geçişin kolay olmayacağını düşünüyoruz. Bizim Avrupa ile olan dış ticaretimizin hem sosyal hem de ekonomik açıdan dolara dönüşmesi kolay değil” dedi.
Avrupa Birliği Merkez Bankası’nın faiz artırması ile Rusya- Ukrayna krizi ve enerjide oluşabilecek sıkıntıların bu paritenin üzerindeki etkilerin bir kısmını oluşturduğunu aktaran Pelister, “Ancak AB Merkez Bankası’nın hızlı bir şekilde faiz artıramayacağı da görülüyor. Çünkü faiz artırdığında Avrupa’da zaten var olan resesyon riskinin daha da hızlanacağı ve realize olacağı düşünülüyor. Bu nedenle paritenin bir süre bu şekilde düşük seyredeceğini öngörebiliriz” açıklamasında bulundu.
“Paritenin geriye gelmesi sektörde kayba neden oluyor”
İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) Başkanı Ahmet Öksüz de paritenin dolar lehine hızlı bir şekilde artmasının istemedikleri bir durum oluşturduğunu dile getirerek, “Çünkü, sektörümüzün ağırlıklı ihracatı Euro üzerinden oluyor” dedi. Avrupa’nın Türkiye’de yüzde 50’den fazla pazar payı olduğunun da altını çizen Öksüz, “Hammaddenin ticareti de daha çok dolar ile yapıldığı için, hammaddeyi dolar ile ithal etmekteyiz. Bundan dolayı bir sıkıntı yaşıyoruz” şeklinde konuştu. Bunun etkilerini de değerlendiren Öksüz, “Euro/ dolar paritesinin hızlı bir şekilde geriye gelmesi sektörde kar kaybına sebep oluyor” açıklamasında bulundu. Uzakdoğu’ya alternatif olunması durumunu da değerlendiren Öksüz, “Bizim de birim fiyatlarımızı Euro bazında artırıyor olmamız lazım” dedi.
Parite endişesi hazır giyimcileri de sardı
Sektörün tüm girdilerinin dolar, gelirlerinin ise büyük oranda Euro cinsinden olduğunu belirten Ege Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birlik (EHKİB) Başkanı Burak Sertbaş, “Sektörün pamuktan, ipliğe, boyadan ambalaja enerjiden işçiliğe tüm girdileri dolar üzerinden hesap edilirken, ihracat gelirimiz Euro cinsinden. Dolar-Euro paritesindeki gerileme resesyondan daha büyük risk” diye konuştu.
AB’ye ABD Doları ile satış yapan Çin başta olmak üzere Uzakdoğu ülkelerine karşı rekabette avantajın paritedeki gerileme ile ortadan kalktığını kaydeden Sertbaş, “Paritedeki gerileme yaklaşık yüzde 20’yi buldu. Yani yüzde 10 daha pahalı alıyor, yüzde 10 daha ucuza satmak zorunda kalıyoruz. Endişemiz resesyon değil, paritedeki gerileme. Sektör fiyatlandırmada büyük sıkıntı yaşıyor, alıcılarla çetin pazarlıklar yaparken fiyat tutturamıyoruz” dedi.
Rus ve Arap alıcıların ilgisine dikkat çeken Sertbaş, şöyle devam etti, “Şu an siparişlerde bir azalma var. Bu azalmanın mevsim geçişi ile alakalı olduğunu düşünüyorum. Öyle büyük sipariş iptalleri yok. Sektörde işçi çıkarmalar da bulunmuyor. Ama yeni yatırım planlayanlar beklemeye geçmiş olabilir.”
Sıkıntı var ama umutsuz değiliz
Ege Giyim Sanayicileri Derneği (EGSD) Başkanı Hayati Ertuğrul artan resesyon belirtilerine karşın siparişlerde iptaller yaşamadıklarını söyledi. Euro/Dolar paritesindeki gerilemenin ihracatı olumsuz etkileyebileceğini belirten Ertuğrul, “Paritedeki gerileme fiyatlara yansıyor. Alıcılarla pazarlıklar çetin müzakereler şeklinde geçiyor” dedi. Euro/ Dolar paritesindeki gerileme ve getirdiği risklere karşın gelecek adına iyimser olduğunu dile getiren Ertuğrul, şöyle devam etti: “Sektör, Temmuz ayı sonuna kadar tam kapasite ile çalıştı. Şu an mevsim geçişinden kaynaklandığını düşündüğüm bir tempo düşüklüğü var. Ben resesyon belirtilerine karşın Ekim-Kasım aylarından sonra siparişlerin artarak devam edeceğini öngörüyorum. Zira, dünyanın büyük üreticileri Ukrayna Savaşı sonrası Rusya operasyonlarına son verdi, mağazalarını kapadı. Rusların Türkiye pazarına ilgisi çok arttı. Bu ilgiden İzmir de nasibini aldı. Rus alıcıların artan ziyaretlerini tespit ediyoruz. Ancak fiyat tutturmaktan ve ABD Hazine Bakanlığı’nın Rusya ile iş yapan firmalara yönelik yaptırım uygulamasından endişe taşıyoruz” dedi.
Euro/dolar paritesi son 20 yılın en düşük seviyesini gördü