Yazdır
FINANSGUNDEM.COM – DIŞ HABERLER SERVİSİ
İş ve çevre oluşturma söz konusu olduğunda ne bildiğin değil, kimleri tanıdığın önemli hale geliyor. Yoksulluktan kurtulmanın formülü olabilecek bu yaklaşım, ebeveynler için hazine niteliğinde bir formülü de içinde barındırıyor.
Fortune’dan Colin Lodewick’in haberine göre, kişisel ilişkilerin ne kadar etkili ve güçlü olduğunu gösteren bir çalışma, ABD’deki gelir hareketlerinde bu ilişkilerin birincil itici güç olduğunu kanıtlıyor. Nature dergisinde iki bölüm halinde yayınlanan araştırma, bağlı oldukları sosyoekonomik sınıfın dışından insanlarla arkadaş olabilecekleri yerlerde büyüyen düşük gelirli ailelerin çocuklarının refah merdivenini kendi başlarına tırmanma olasılığının ne kadar yüksek olduğunu gösteriyor.
Yüzde 20 daha fazla gelir
Finansgundem.com’un derlediği bilgilere göre, Harvard’da ekonomist olan Raj Chetty’nin liderliğinde gerçekleştirilen araştırma, belirli bir bölgenin ekonomik bağlantılılığını, yani farklı sosyoekonomik statüdeki insanlar arasındaki etkileşim kapasitesini ölçmek için 21 milyardan fazla Facebook arkadaşlık ilişkisini analiz ediyor. Çalışmaya göre, ‘ekonomik bağlantılılığı’ yüksek bir bölgede büyüyen düşük gelirli ailelerden gelen çocuklar, bu imkana sahip olmayanlara kıyasla, yetişkinlik dönemlerinde yüzde 20 daha fazla gelir elde ediyor. Araştırmacılar, bu bulguyu “Bugüne kadar tespit edilen yukarı yönlü hareketliliğin en güçlü ön göstergesi” şeklinde tanımlıyor.
Ekonomik bağlantılılık
Araştırmacılar, bu ekonomik bağlantılılığın kariyer özlemlerini ve normlarını şekillendirmekten, okullar ve kolejler hakkında değerli bilgiler edinmeye, staj ve iş fırsatlarıyla bağlantı sağlamaya kadar her şeyi etkilediğinin altını çiziyor.
Çalışma, Chetty’nin ABD genelinde gelir hareketliliğinin önemli ölçüde değiştiğini gösteren önceki çalışmasına dayanıyor. Bu yeni çalışma için Chetty, ekonomik bağlantılılığa dayalı olarak gelir hareketliliğini haritalayan bir veri görselleştirmesi olan etkileşimli bir ‘Sosyal sermaye atlası’ da ekliyor.
Ekonomik bağlantılılık, kariyer özlemlerini ve normlarını şekillendirmekten, okullar ve kolejler hakkında değerli bilgiler edinmeye, staj ve iş fırsatlarıyla bağlantı sağlamaya kadar her şeyi etkiliyor.
Sosyal sermayenin ölçülerinden biri
Ekonomik bağlantılılık, araştırmacıların başka hangi faktörlerin gelir hareketliliğini etkilediğini görmek için, birinin ilişkilerinin ve topluluklarının gücü olarak tanımladıkları ‘sosyal sermaye’nin sadece bir ölçüsü niteliği taşıyor. Ayrıca sosyal uyum, sosyal grupların kliklere ayrılma miktarı, sivil katılım ve belirli bir alanda bulunan topluluk gruplarına katılım oranı da araştırmada takip ediliyor. Ancak ‘ekonomik bağlantılılık’tan farklı olarak bunların yukarı doğru hareketlilik ile güçlü bir ilişki içinde olmadığı bulunuyor.
Düşük gelirli çocukların daha yüksek gelir diliminden arkadaşlarının olması, gelecekteki iş beklentileri için önemli olsa da araştırmacılara göre bu oldukça nadir rastlanan bir bulgu olarak karşımıza çıkıyor. Araştırmaya göre, ABD’de gelir dağılımının en alt yüzde 10’luk diliminde yer alan insanlar için arkadaşlarının yalnızca yüzde 2’si en üst yüzde 10’luk gelir grubundan geliyor. Gelir dağılımının en üst yüzde 10’luk diliminde yer alan kişiler için ise arkadaşlarının yüzde 34’ü aynı gruptan, yani en üst yüzde 10’luk dilimden oluyor.
Arkadaşlık yanlılığı
Bu rakamlar, ekonomik bağlantılılığı ve gelir hareketliliğini etkileyen başka bir faktörü, aynı sosyoekonomik düzeydeki insanların birbirleriyle arkadaş olma eğilimi olarak tanımlanan “arkadaşlık yanlılığı”nı takip ediyor.
Araştırmacılara göre çeşitli faktörler arkadaşlık yanlılığını etkileyebiliyor. İnsanların paylaşılan ortak geçmişe göre tanımlanan kliklere daha kolay ayrılabildikleri geniş gruplarda arkadaşlık yanlılığına daha çok rastlanırken, dini ortamlarda ise bunun daha düşük düzeyde olduğu araştırmada aktarılıyor.
Araştırma, ABD’de üniversiteye kabul ve uygun fiyatlı konut politikalarındaki değişiklikler de dahil olmak üzere ekonomik ayrımcılığı ortadan kaldırmaya yönelik mücadelelerde, arkadaşlık önyargısının üstesinden gelmenin de bir bileşen olarak kabul görmesi gerektiği belirtiliyor. Araştırmacılar, “Bazı topluluklarda, sınıflar arası etkileşimi artırmak için entegrasyonu artırmaya odaklanmak daha verimli olabilir. Bir diğerinde ise arkadaşlık önyargısını azaltmaya odaklanmak daha etkili olabilir” diyor.
Bezos ve Musk’ı başarıya taşıyan altın kural
Girişimcilik yeniden canlandırılmalı