Cumhurbaşkanı Erdoğan, canlı yayında gazetecilerin gündeme dair sorularını yanıtladı. Türkiye'deki ekonomik duruma ilişkin açıklamalarda bulunan "Hayat pahalılığının yükünü azaltmak için adımlar atıyoruz. Şubat-mart itibarıyla enflasyonda belirgin bir düşüş göreceğiz" ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Canan Yener Reçber'in moderatörlüğündeki TRT ortak yayınında gazetecilerin sorularını yanıtadı. Erdoğan, tahıl koridoru, İsveç'teki terör örgütü yandaşlarının gösterileri ve enflasyona yönelik önemli açıklamalarda bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları:
Tahıl koridoru konusunda uzun süredir aralıksız şekilde yoğun temas ve müzakereler yürüttük. Neticede Ukrayna tahılının Karadeniz üzerinden dünya piyasalarına güvenli şekilde ihracatına yönelik mutabakatın İstanbul'da imzalanmasını sağladık.
"FİYATLARDAKİ DÜŞÜŞ DEVAM EDECEK"
Planın başarılı şekilde uygulanmasıyla vahim boyutlara ulaşmakta olan küresel gıda krizinin etkileri hafiflemeye başlayacak. Fiyatlardaki düşüş devam edecek. En az gelişmiş ülkelerin üzerindeki baskı azalacak. Ortaya çıkacak kıtlıklar peşinen engellenecek.
"OPERASYON İSTANBUL'DAN İDARE EDİLECEK"
Bu tarihi başarıya verdiğimiz katkı, Türkiye'nin küresel meselelerde oynamaya muktedir olduğu rolün önemini bir kez daha ortaya koymuştur. Planın operasyonel boyutu İstanbul'dan idare edilecek.
ANLAŞMA SONRA ODESA LİMANI'NA SALDIRI
Sürecin hala ne kadar hassas olduğunu Cumartesi günü Odessa Limanı'na saldırıdan görüyoruz. Böyle bir şeyi istemezdik ama oldu. Herkesten attıkları imzalara sahip çıkmalarını bekliyoruz. Burada bir başarısızlık hepimizin aleyhine olacaktır. Bunu da kendilerine anlatıyoruz. Savaşın başından beri önceliğimiz, ateşkesin sağlanmasının ardından adil ve sürdürülebilir bir barışın tesis edilmesi. Bu anlayış var. Temenni ederim ki bunu da başarırız.
İSVEÇ VE FİNLANDİYA
Her şeyden önce PKK/YPG ile FETÖ'ye destek verilmeyeceği, bunun kırmızı çizgimiz olduğunu kendilerine orada ısrarla anlattık. NATO Zirvesi'nde de bu teyit edildi. Zirvenin en önemli neticesi bence budur. NATO'nun kayıtlarına bu terör örgütlerinin girmiş olması Madrid Zirvesi'nin en önemli noktasıdır. İsveç ve Finlandiya'dan teröre destek verilmemesi noktasında somut beklentilerimiz var. Bakın İsveç caddelerinde polis korumasında bunlar yürüyüş yapıyorlar. Ama İsveç vatandaşının sağ duyusu da ortada. 'Türkiye-Erdoğan istiyorsa, bunlar madem terörist, verilmesi lazım' diyor.
"TÜRKİYE'DEN KİMSE TAVİZ BEKLEMESİN"
Oradaki iktisatlı yapıların da kapatılması gerekiyor. Bunu da istedik. Orada da şimdi iade ve mal varlığı taleplerimize karşılık bir cevap bekliyoruz. Bu hususta Dışişleri Bakanlığımız ve ilgili kurumlar ilgileniyor. Kesinlikle Türkiye'den bu konuda taviz beklenmesin. Orada görüşmeleri yaptık. Bu görüşmelerden sonra geldik. Gel gör ki daha evvelsi gün bu teröristler Stockholm sokaklarında gösteri yapıyorlar. Yani İsveç somut bir adım atma konusunda uzak görünüyor.
"SÜREÇ ŞU AN İŞLİYOR, MADRİD'DEKİ BİR DAVETTİR"
Bu iş öyle zannedildiği gibi kolay bir iş değil. Makedonya 11 yıl sürdü. Ha dedik tamam hemen NATO'ya alsınlar. Yok böyle bir şey. Biz orada da bütün dostlara, arkadaşlara bunu söyledik. Süreç şu an ilerliyor. Bu ilk etap. Madrid'deki bir davettir. Bu davetin neticesi ne olacak? Onu da bu eylemler belirleyecek. Siz hale bu teröristleri caddelerinizde koruma altında yürütürseniz, biz de takip ediyoruz. Sadece İsveç-Finlandiya değil. Maalesef Almanya, Fransa, İngiltere, İtalya, İskandinav ülkelerinin tamamı böyle. Liderlerle yaptığımız görüşmede kendilerine bunu söyledik. 'Siz ne yapacaksınız böyle sürdürecek misiniz?' E gülüyorlar. Bizim parlamentomuz var. Böyle devam ederse olumlu bakmaz.
"ALMANYA, FRANSA, İNGİLTERE VE İTALYA DA BÖYLE"
Sadece İsveç ve Finlandiya değil; Almanya, Fransa, İngiltere ve İtalya böyle. Diğer İskandinav ülkelerinin tamamı böyle. Liderlerle görüşmede ben bunu kendilerine söyledim. Emmanuel'le yaptığım görüşmede, 'Siz ne yapacaksınız böyle devam mı edeceksiniz?' dedim. 'Bu böyle devam ederse, önümüze geldiği anda kusura bakmayın, bizim Parlamentomuz var, bu işe olumlu bakmaz' dedim.
TÜRKİYE-İRAN
Türkiye - İran 7. Yüksek Düzeyli İş Konseyi'nin daha sonra Astana Formatı'nda görüşmeler yaptık. İran'la 8 belge imzaladık. Şu anda 7,5 milyar dolar. Türkiye-İran yakışmıyor. Ticaret hacmini yeniden 30 milyar dolara çıkarmalıyız. Sayın Reisi ile mutabık kaldık. Biz İran'dan petrol, doğalgaz alıyoruz. Bunu artırmamız halinde bunu yakalarız. Süratle bu yılın ilk yarısını tamamlıyoruz. 8 milyar doları yakaladık. Yıl sonuna kadar bunu katlayabiliriz. Diğer taraftan Putin ile olan görüşmemiz gerçekten çok daha farklı geçti. Şu anda Putin-Zelenski olayında biz çok önemli bir rol oynuyoruz. Biz kimseye düşman nazarıyla bakmıyoruz. Bu bakışımız iki tarafın da samimi yaklaşımını getiriyor."
YUNANİSTAN VE MİÇOTAKİS
Vahdettin Köşkü'nde Miçotakis'le yemek yedik. Kendisine "Bundan sonra aramıza 3. bir ülkeyi sokmayalım. Biz ne yapacaksak direkt hat kuralım, görüşmelerimizi yapalım" aradan geçti 2-3 hafta ABD'deki Kongre'de aleyhimizde birçok şey söyledi. Oradan gidip Davos'ta benzer şeyler yaptı. Biz Türkiye'yiz ya kabile değiliz. Sonra kalkıp, "Türkiye şunu yaptı, bunu yaptı." Türkiye'ye herhangi bir olumsuz adım attığında, siyasetçi olduğum için ilk işim halkıma anlatabileceğim güçlü malzemelerimin olması lazım. Sonra Efes tatbikatı yaptık. Yüksek Düzeyli İş Birliği Konsey görüşmelerini iptal ettim.
Yunanistan'da 5+4= 9 adet ABD üssü var. Bunları da söylediğin zaman kendileri inkar ediyor. Bunları da adalara yerleştirme niyetleri var. Rusya'ya karşı savunmak için olduğunu söylüyorlar. Sizin ne gücünüz var? Bunu ABD bile yapamaz. Yunanistan bizim güvenlik ihtiyaçlarımız için uçak almamızı engellemeye çalışıyor. ABD'ye Fransa'ya saldırarak "Türkiye'ye vermeyin" diyorlar. Ama biz duruşumuzla konumumuzu koruyoruz. Buradan gereken dersi almışlardır. Yunanistan'ın sürdürdüğü bu faaliyetler sadece Lozan anlaşmasına değil, Paris Anlaşması'na da ters. Bu adaların egemenliğinin gayri askeri statü altında kalmasıyla verildiğini sanırım Miçotakis bilmiyor. Sanırım öğrenecek."
"ENFLASYONDA ŞUBAT-MART AYLARINDA DÜŞÜŞÜ GÖRÜRÜZ"
Hayat pahalılığının yükünü azaltmak için adımlar atıyoruz. Toplamda 1,8 milyon hesap açıldı. Kur Korumalı Mevduat'a vatandaşımızın ilgisi yüksek oldu. Son haftalarda petrol fiyatlarında yaşanan düşüş, ulaştırma konusunda ve diğer konularda dolaylı etkilemeyi sürdürecek. Enflasyonda Şubat- Mart itibarıyla düşüşü görürüz.
Bu hafta sonu Ordu'da fındık fiyatlarını açıklayacağız.
2023 SEÇİMLERİNİ TÜM SEÇİMLERİNDEN DAHA ÖNEMLİ GÖRÜYORUZ"
AK Parti olarak öncelikle girdiğimiz her seçimi bir öncekinden önemli gördük. 2023 seçimlerini de bu zamana kadar girip galip çıktığımız seçimlerden daha önemli görüyoruz. Bu seçimi de bir dönüp noktası olarak görüyoruz. Seçimlerin kazası, telafisi olmaz. Sen ben değil, bütün bir ülke kaybeder. AK Parti'nin kazanması Türkiye'nin kazanması demek. Basitinden söyleyeyim; sadece havalimanlarına baktığımız zaman, göreve geldiğimizde 26 tane vardı, şimdi ise 58 tane var. Türkiye'de havalimanımızın olmadığı yer kalmadı. Bu sayı 58'e çıkınca, gittiğinizde her havalimanından evinize yarım saatte, bilemediniz 45 dakikada gidebilmenizdir. Şu anda personel noktasında pilot bulmakta sıkıntılar yaşanıyor. Şimdi THY pilot yetiştiriyor. Bu pilotların yetişmesiyle birlikte uçak kiralama ve satın alma noktasında adımlar atılacak. Bizim en çok sevindiğimiz denizin üzerinde 5 tane havalimanı var. Birisi Ordu-Giresin diğeri de Artvin oldu. Bütün bunlarla beraber eğitim sistemine baktığımız 76 üniversiteden 208 üniversiteye çıktık. Bu da tabi 81 vilayetin tamamında var. Bu da bizim eğitimde, sağlıkta şehir hastaneleri var. Bu şehir hastaneleri olmasaydı koronavirüsü atlatamazdık.
MUHALEFETİN ADAYI
Cumhur İttifakı olarak kendimizden sorumluyuz. Bizim partilerimizin arasında bir sorun söz konusu değil. Adayımız belli. Aşk ile koşan yorulmaz dedik. 2023 seçimlerinde 20 yılı aşan bir tecrübeyle milletimizin karşısına çıkıyoruz. Millet, zillet ne derseniz deyin adına. Bu ittifak ne aday çıkarır bizi ilgilendirmiyor. Biz kendimize bakarız. Masanın altında farklı, masanın üstünde farklı olaylar dönüyor. Kemal Bey, İstanbul'a belediye başkanı adayı olmuştu. Kağıthane'ye 'kağıttepe' dedi. Ankara'da da nüfus cüzdanını mı ne kaybetmişti oyunu kullanamamıştı. Masadakilerin işi gücü yalan dolan, fitne bölücülük. Ve ortak noktaları siyasetçilik oynamaktan zevk almaları. Terör örgütünün savunucu olmaları. Şu anda ortaklıklarını açıklayamadıkları partinin de durumu ortada. Onlar nasıl bir ihanetin içinde olduklarını kendileri düşünmesi lazım. O makamlara kendileri layık oldukları için gelmediler. Onlara makam verildiyse hepsi de onlara bir irade makamları verdi. Onlar bunun kadir kıymetini bilmedi. Şu anda masanın etrafında dönüp dolaşıp bir şeyler yapmaya gayret ediyorlar. Biz milletimizin ferasetine inanıyoruz. Kimin ne olduğunu net görür. Oyunu ona göre kullanır.
Finansal İstikrar Komitesi toplantısı sonrası, Nebati'den açıklamalar