Yazdır

Metaverse: Özgürlükler diyarı mı yoksa bir AVM mi?

Tarih: 28 Haziran 2022 - 13:50

Metaverse’ün gelecekte oynayacağı rol ve hayatlarımıza nasıl etki edeceği henüz tam olarak kavranabilmiş değil. Sunduğu imkanlarla bir özgürlükler diyarına benzetilen Metaverse’ü büyük bir AVM’ye benzetmek de pekala mümkün.

FINANSGUNDEM.COM – DIŞ HABERLER SERVİSİ

Bugünün dünyasında insanların neden alternatif bir gerçeklik için can attığını tahmin etmek zor değil: Yeni bir başlangıç yaparak sistemi yeniden kurmak. Sanal alemlere has çekiciliğin altında da bu yatıyor. Sanal dünya gücün tersine çevrilebildiği, hayal kırıklıklarından kaçılabilen ve daha heyecan verici, esnek ve anlamlı şeyler uğruna kapitalist eşitsizliklerin geride bırakılabildiği bir yer olarak hayal ediliyor.

Harvard Business Review’dan Thomas Stackpole’un inceleme yazısına göre, bu açıdan bakıldığında, Fortnite ve Roblox gibi çevrimiçi evrenlerin 400 milyona yakın kullanıcıyı bünyelerine çekmesi ve Decentraland ve Sandbox gibi diğerlerinin de hızla büyümesi şaşırtıcı gelmemeli. Tahminlere göre, bu markalar için pazar büyüklüğü çok yakın zamanda 1 trilyon doların üzerine çıkacak.

Yatırımcıları cezbediyor

Finansgundem.com’un derlediği bilgilere göre, Facebook, sanal bir geleceğe olan inancını göstermek için adını Meta olarak değiştirdi; Microsoft dijital avatarlarla dolu iş yerleri için hazırlık yapıyor. Nike’dan Gucci’ye birçok moda markası Metaverse evreni için giysi ve aksesuarlar tasarlıyor. J.P. Morgan ve Samsung, Decentraland’de mağaza açıyor. Dünyanın en büyük çevrimiçi oyun platformlarından biri olan Roblox’ta oyuncular kendi Forever 21 mağazalarını açarak işletebiliyor ve hatta bu mağazalarda kendi tasarımlarını satabiliyor. Dünyanın en büyük şirketleri Metaverse üzerine büyük yatırımlar yapıyor. Tüm bu olumlu gelişmeler, Metaverse evreni henüz tam olarak anlaşılamamışken gerçekleşiyor. Bu da Metaverse’ün gizemli yanının yatırımcılar için cezbedici olduğunu kanıtlıyor.

Metaverse, dünyanın en büyük teknoloji şirketlerini yatırım yapmaya itiyor.

Deneyim, kimlik ve sahiplik

Tüm bu gelişmeler bizi Metaverse’e yönelik yoğun ilginin nedenini anlamaya itiyor. Üç kitap bu noktada bize yardımcı oluyor. Cathy Hackl, Dirk Lueth ve Tommaso Di Bartolo’un kaleme aldığı Metaverse’de Gezinmek (Navigating the Metaverse); QuHarrison Terry ve Scott Keeney tarafından yazılan Metaverse El Kitabı (The Metaverse Handbook) ve Mark van Rijmenam tarafından yazılan Metaverse’e Giriş (Step into the Metaverse) kitapları, Metaverse dijital evreninin sınırlarını anlamamıza yardımcı oluyor.

Bu kaynaklara göre Metaverse, genellikle merkezi olmayan, artırılmış sanal gerçekliği içeren, verilerin blok zincirlerde depolandığı ve kullanıcıların dijital ürünlere sahip olmasına izin veren birçok evren ve dijital alanın birleşimi şeklinde tanımlanıyor. Aynı internet terimi gibi Metaverse terimi de genişleme özelliğine sahip birçok site ve alan ağını ifade ediyor.

Pratikte ise Metaverse, yeni pazarlar ve ürünlerin yer aldığı bir ortamda çevrimiçi olmak için yeni bir deneyim sunuyor. Bu yeni yapı, üç paradigma kaymasına neden oluyor:

Deneyim: İnsanlar sadece tüketmek istemiyor. Oyunlaştırılmış, belli bir bağlama oturan deneyimler insanlara çok daha ilgi çekici geliyor.

Kimlik: İnsanlar sanal evrende yarattıkları karakterlerine değer veriyor ve onu Metaverse evrenine ve hatta gerçek dünyaya taşımak istiyor.

Sahiplik: İnsanlar zamanlarını nerede geçirmeyi seçerlerse seçsinler, daima bir deriye sahip olmak isterler.

İnsanlar iş bilgisayarlarında oturum açsa da, gece oyun oynasa da bunu aynı kimlikle yapmak istiyorlar.

Kullanıcı değil üye olmak

Başka bir deyişle asıl arzulanan şey, blok zincir üzerinde birleşik bir dijital kimliğe sahip olmaktır. İnsanlar iş bilgisayarlarında oturum açsa da, gece oyun oynasa da bunu aynı kimlikle yapmak istiyorlar. Bu kimliğin, kripto paralarınızın anahtarlarından Decentraland'de yer alan dijital eviniz için satın aldığınız NFT’lere kadar tüm önemli verileri içermesi gerekiyor. Kısacası insanlar Metaverse evreninde bir kullanıcı olmaktan daha çok bu evrenin bir üyesi olmayı arzuluyor.

Bu durum yepyeni bir olasılıklar dünyasının kapılarını açıyor. Buna göre örneğin Roblox’ta insanlar oyunlar ve oyun alanları tasarlayarak sosyal medya sitelerinde yapamayacakları etkinlikleri düzenleyebilir hale geliyor. Buna en iyi örnek olarak ise Paris Hilton’ın Roblox üzerinde düzenlediği yılbaşı kutlaması verilebilir. Partilerin geleceği olarak tanımlanan bu kutlamaya yılbaşı zamanı Times Square’e akın eden insanlardan daha fazla katılımcının dahil olması da bunu kanıtlıyor.

Kullanıcılar Metaverse'te hemen her şey üzerinde pay sahibi olabiliyor. Kullanıcı sahipliği olarak nitelendirilen bu yeni durum gerçek bir devrim niteliği taşıyor çünkü bu özgürlük, yeni bir ekonomi yaratmak anlamına geliyor.

Yeni devrim: Kullanıcı sahipliği

Metaverse ve Web3 hakkında en çarpıcı olan şey ise sahiplik vurgusu olarak öne çıkıyor. Kullanıcılar hemen hemen her şey üzerinde pay sahibi olabiliyor. Ait oldukları topluluklar ve kullandıkları uygulamalarla ilgili alınması gereken kararlarda oy sahibi olabiliyor. NFT üretip satabiliyor ve hatta sunucular yerine eşler arası ağlarda çalışan merkezi olmayan uygulamalarda oyun oynayarak ödeme alabiliyor. Kullanıcı sahipliği olarak nitelendirilen bu yeni durum gerçek bir devrim niteliği taşıyor çünkü bu özgürlük, yeni bir ekonomi yaratmak anlamına geliyor. Bu sayede kullanıcılar özgürleşirken topluluklar ve dijital ürünler de platformlar arasında kolayca taşınabiliyor. Kullanıcılar bu sayede dijital varlıklarını satarak, kiralayarak ve onlar karşılığında borç alarak gelir elde edebiliyor.

Dopamin yerine kripto para

Bu durum insanların arama motorları ve sosyal medya platformları aracılığıyla var oldukları internet ortamındaki tüketilen nesne konumundan çıkarak üreten konuma yükselmeleri anlamına geliyor. Bu sayede kullanıcılar örneğin oyunlarda yer alan karakterler yaratarak bunları diğer oyunculara satabiliyor, Decentraland'de bir markanın elçisi olarak serbest çalışabiliyor ya da ürettikleri dijital sanat eserlerini satabiliyor. Bugünün internet ortamında ‘beğeni’ almanın sonucunda elde edilen dopamin artışı yerine ise Metaverse evreninde insanlar kripto para elde ediyor.

Bu heyecan verici bir adım anlamına geliyor çünkü eski web tabanlı internet ortamına hakim olan reklam tabanlı model, kullanıcıların bilgilerini ürün haline getiriyor. Bu bilgilere sahip olan birkaç dev şirket, sahip oldukları bu gücü paylaşmamak için yeni düzenlemelere gitmekten kaçınıyor. Metaverse bu anlamda internetin yerleşik gücünün bir kısmını kırabilme ve internete bir canlılık kazandırabilme potansiyeli taşıyor.

İş oyuna değil, oyun işe dönüşüyor

Metaverse’ün vadettiği yeni dünyanın elbette distopik bir tarafı da bulunuyor. Bu dünyada iş oyun haline değil, oyun iş haline geliyor. Metaverse’ün bugün hayal edilen hali, dijital özgürlük ve mülkiyet sunmak yerine kullanıcılara daha fazla sorumluluk yüklüyor gibi gözüküyor. Peki insanlar diğer tüm ilgi alanlarını ve ilişkilerini gerçekten bir kenara bırakıp boş zamanlarında yaptığı her şeyi Metaverse evrenindeki kimlikleriyle yapmak istiyor mu? İnsanlar hobilerini bir işe dönüştürmeyi gerçekten istiyorlar mı? En önemlisi ise hayatlarının daha fazla bir bölümünü sanal bir evrende geçirmek istiyorlar mı? Bu soruların cevaplarını henüz bilebilmek mümkün değil.

Özgürlükler diyarı mı yoksa bir AVM mi?

Metaverse gerçekten de insanların geleceğinin ilk aşaması mı? Meta ve Microsoft gibi şirketler böyle düşünüyor gibi görünüyor. Heyecan, yeni deneyimlere aç olma dürtüsü ve paranın insanları yeni bir dijital gerçeklik biçimine ittiği açık. Korkulan ise Metaverse evreninin hayal edilen özgürlükler yerine bir alışveriş merkezine dönmesi. Tüm bunlara en iyi cevabı ise zaman verecek.

MetaVerse’ten beklentiler çok yüksek

 

Meta, Metaverse’de kıyafet mağazası açıyor

 

İnfo Yatırım’dan Metaverse daveti! İnfoVerse’de avatarlı tur

 

 

Site adresi: https://www.finansingundemi.com/haber/metaverse-ozgurlukler-diyari-mi-yoksa-bir-avm-mi/1670994