FINANSGUNDEM.COM – DIŞ HABERLER SERVİSİ
Bugün gelinen noktayı belki de en iyi Henry Kissinger ifade ediyor. Dünyanın en önemli diplomatlarından biri kabul edilen ABD’li Kissinger, 7 Mayıs’ta Financial Times’a verdiği demeçte, Batı, Çin ve Rusya arasındaki ilişkiler hakkında yaptığı değerlendirmede, “İki rakibe, onları bir araya getirecek şekilde düşmanca bir pozisyon almak hiç de akıllıca değil” diyor.
Kissinger, 1972 yılında, Soğuk Savaş’ın tam ortasında, o zamanki ABD Başkanı Richard Nixon ile birlikte Çin’e gittiğinde tüm küresel manzarayı değiştirmiş ve Washington’un Çin’e yakınlaşmasının mimarlarından biri olmuştu. Pekin ve Washinton başlattığı bu ikili ilişkiyle Sovyetler Birliği’nin ve Soğuk Savaş’ın sona ermesini sağlayacak diplomatik ilişkiler geliştirmişti.
ABD ve Çin’in Moskova’ya karşı ittifakından 40 yıl sonra bugün Moskova ve Pekin, ABD’ye karşı birleşmiş durumda.
Küresel ittifaklar değişti
Ancak George Orwell’in 1984 isimli romanında olduğu gibi, küresel ittifaklar değişti. ABD ve Çin’in Moskova’ya karşı ittifakından 40 yıl sonra bugün Moskova ve Pekin, ABD’ye karşı birleşmiş durumda.
RFI’dan Jan van der Made’in haberine göre, 15 Haziran’da Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, Rusya Devlet Başkanı Putin ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi ve ülkeler arasında gerçekleştirilen kalkınma ivmesine vurgu yapıldı. Finansgundem.com’un derlediği bilgilere göre, Resmi Çin haber ajansı, Rusya ve Çin’e yönelik olarak Batılı ülkelerden gelen yaptırımlardan bahsetmekten kaçındı ve karşılıklı ekonomik desteğe güçlü bir bağlılık gösterildi. Global Times’a göre, her iki ülkenin işletmeleri 2024 yılına kadar 200 milyar dolarlık bir ticaret hacmi hedefliyor.
Uzmanlar Çin’in ABD donanmasının gücüne yaklaşmaktan henüz çok uzak olduğunu ifade etse de her yeni deneyimin bir sonraki büyük adıma Çin’i daha da yaklaştırdığı görüşünde.
Ortak tatbikatlar
Rusya, Ukrayna’nın Donhas Bölgesi’ni kendi topraklarına katmaya çalışırken, Çin de Pasifik’teki kendi güvenlik ittifaklarını aktif olarak genişletiyor. Nisan ayında Solomon Adaları ile bir anlaşma imzalayan Çin, sekiz Pasifik ülkesiyle daha gerçekleştirmek istediği daha kapsamlı anlaşma reddedilse dahi şartları zorlamaya devam ediyor.
17 Haziran tarihinde ise Çin resmi haber ajansı Xinhua, Çin donanmasının şu anda dünyanın en büyük ve en modern taşıyıcı gemisi olan ve ABD donanmasında yer alan USS Gerald Ford’undan sonra tasarladığı ve 320 metrelik uzunluğuyla dünyanın en büyük uçak gemilerinden biri olan Fujian’ın yapımını tamamladığını resmen bildirdi. Bu uçak gemisi, Çin’in yapımını tamamladığı üçüncü uçak gemisi olma özelliği taşıyor. Uzmanlar Çin’in ABD donanmasının gücüne yaklaşmaktan henüz çok uzak olduğunu ifade etse de bu yeni deneyimlerin bir sonraki büyük adıma Çin’i daha da yaklaştırdığı görüşünde.
Tüm bunların yanında Çin ve Rusya düzenli olarak ortak askeri tatbikatlar düzenliyor. Japon NHK TV’ye ait web sitesi, Tokyo yakınlarında Chiba Eyaleti açıklarında Pasifik Okyanusu’nda 7 Rus ve 2 Çin savaş gemisi görüldüğünü bildiriyor.
AB’nin tek gündemi Ukrayna
Rusya, ön cephede bulunan Ukrayna şehirlerini bombalar ve Batı’ya gaz arzını keserken, Brüksel, Kiev’in AB aday statüsü hedefini destekleyerek Ukrayna ile güçlü bir dayanışma içinde olduklarını gösteriyor. Açıklama, AB liderlerinin Kiev’de Ukrayna lideri Volodymyr Zelensky’yi ziyaret etmelerinin hemen ardından geldi. Ukrayna, 1 Temmuz tarihinde dönem başkanlığını Çekya’ya devrinden önce, 23-24 Haziran tarihlerinde Fransa’nın başkanlığında yapılacak son AB Konseyi toplantısında da yine gündemin ilk sırasında olacak. AB Komisyonu’nun desteğiyle Ukrayna, üye ülke liderlerinin Brüksel zirvesinde bir araya geleceği hafta başında, AB üyeliği için yarışan ülkeler arasında girebilir.
Putin’i savaşa sürükleyen NATO’nun genişlemesi mi oldu?
1990’dan bu yana doğuya doğru izlediği genişleme planının beşinci fazına geçen NATO’nun sorgulanan rolü de bugün daha belirgin hale gelmiş durumda. NATO’nun genişlemesini Ukrayna işgalinin nedeni olarak açıklayan Putin’e karşı NATO üyesi ülkelerin daha güçlü bir dayanışma içinde oldukları kesin. Hatta bünyesine yeni üyeler de katmak üzere. Rus işgaline tepki olarak NATO’ya katılma talebinde bulunan ve tarafsız Avrupa ülkeler konumunda bulunan İsveç ve Finlandiya da ittifaka katılmak için hazırlanıyor.
Saflar netleşiyor
Tüm bunlara paralel bir gelişme de Avustralya, İngiltere ve ABD arasında başlatılan Aukus stratejik ittifakının yanına ABD, Hindistan, Japonya ve Avustralya arasında başlayan dörtlü diyaloğun da eklenmesi. Güvenlik paktı olarak da nitelendirilebilecek olan Aukus ve Quad, Çin’in genişlemesini kontrol edebilmek için tasarlanan küçük ittifaklar olarak göze çarpıyor. Bu birlikteler aynı zamanda giderek kutuplaşan bir dünya düzenine de katkıda bulunuyor.
AB'nin Rusya'ya uyguladığı yaptırımlar uzatıldı
Rus petrolünü Çin satın alıyor
NATO: Finlandiya ve İsveç PKK'yı terör örgütü olarak tanımladı
Ukrayna, NATO'dan ağır silahlar isteyecek