Yazdır
FINANSGUNDEM.COM – DIŞ HABERLER SERVİSİ
Enflasyonun son 40 yılın zirvesinde olduğu, faiz oranlarının yükseldiği, petrol fiyatlarının her geçen gün arttığı ve borsaların korkunç düşüşlerle yatırımcılarını adeta eğlenceden yoksun bir roller coaster macerasına sürüklediği bugünlerde en çok dillendirilen kavram doğal olarak resesyon oluyor. Tüm bu olumsuz gelişmelerin yanında kripto para piyasalarının da çökmesi hatta emeklilik fonlarının dahi değer kaybetmesi, oturduğunuz yerde resesyonun gelmesini beklemek yerine sizi bir şeyler yapmaya ya da yanlış şeyler yapmamaya itiyor.
Kısacası, işlerin yolunda gitmediğini hissetmenizin yeterli olmadığı bir dönemden geçiyor olabiliriz. Bu nedenle, olası bir resesyonda daha güçlü kalabilmek için yapmanız gereken bazı şeyler bulunuyor.
Resesyon dönemleri ortalama 11 ay sürüyor
The Washington Post’tan Michelle Singletary’nin haberine göre, anketler ABD vatandaşlarının büyük çoğunluğunun enflasyonun daha da kötüleşmesini beklediğini gösterse de bu durum resesyondan korkmanıza neden olmamalı. Korkmak, özellikle de durgunluk dönemlerinde hata yapmanıza neden olabilir. Bilmeniz gereken, resesyonun sonsuza dek sürmeyeceğidir. ABD’li finans şirketi Ally Financial Para ve Piyasalar Baş Stratejisti Lindsey Bell’e göre, resesyon dönemleri ortalama 11 ay sürüyor. Tarihsel olarak kaydedilen en kısa resesyon dönemi ise 2020 yılında pandemi kaynaklı yaşanan durgunluk dönemi olarak öne çıkıyor.
Finansgundem.com’un derlediği bilgilere göre, hamlelerinizi bu bilgiler doğrultusunda yapmanız, durgunluk dönemlerini atlatmanıza yardımcı olacaktır. O yüzden, bir resesyon dönemine girecek olsak da olmasak da yapacağınız bazı hamlelerle en kötü senaryoya dahi kendinizi hazırlıklı kılabilirsiniz.
1950 yılından beri yaşanan ayı piyasaları ortalama 418 gün sürüyor.
Ayı piyasasından korkmayın
Ayı piyasasının adını duyması korkmasına yeten yatırımcılardan olmayın. S&P 500, geçen hafta zirve noktasından yüzde 20 oranında düşerek ayı piyasası bölgesine girdi ve bir panik havası oluştu. ABD’li finansal hizmetler şirketi Ameriprise Financial Küresel Piyasalar Stratejisti Anthony Saglimbene’ye göre, ayı piyasası dönemlerinde yatırımcıların bakış açılarını değiştirmeyi ve piyasayı bir fırsata çevirmeyi bilmeleri gerekiyor.
1950 yılından beri yaşanan ayı piyasalarının ortalama 418 gün sürdüğünü belirten Saglimbene’ye göre, böyle dönemlerde yatırımcıların güçlü bilanço ve güçlü nakit akışına sahip şirketlere odaklanması gerekiyor. Ayrıca yatırımcıların böyle dönemlerde, ihtiyaç duydukları ve sıklıkla kullandıkları ürünlerin sahibi şirketlere yatırım yapmaları, riski minimuma indirmesi açısından önem taşıyor.
ABD’li finansal hizmetler şirketi Morningstar Bireysel Finans Direktörü Christine Benz ise ayı piyasası tarihine bakıldığında, sağlık ve zorunlu tüketim ürünlerine sahip şirketlerin, ekonomik ortamdan bağımsız olarak resesyon dönemlerinde başarılı olduklarının gözlendiğini söylüyor. Bunda insanların bu ürünlere ihtiyaç duyması büyük önem taşıyor.
Öte yandan, ayı piyasaları, piyasadaki iniş ve çıkışlardan bağımsız olarak aynı miktarda parayla düzenli olarak yatırım yapmayı ifade eden ‘ortalama dolar maliyeti stratejisi’ için de uygun ortam anlamına geliyor. Hisse senetleri ise şu an için bir darbe alsa da tarihsel olarak bakıldığında, resesyon dönemlerinden sonra olumlu anlamda toparlanabiliyor.
Piyasaların dip ve zirvelerini tahmin etmeye çalışmak öngörülerinize çok ters sonuçlar doğurabilir.
Dip ve zirveleri bulmaya çalışmayın
Piyasaların dip ve zirvelerini tahmin etmeye çalışmak beklenenden çok daha kötü sonuçlar verebilir. Piyasanın zamanlamasını tahmin etmeye çalışmamalısınız. Pek çok yatırımcı işler düzelene kadar piyasadan çıkmak veya yatırımlarını azaltmak isteyebilir. Piyasayı zamanlamaya çalışmak anlamına gelen bu davranış, neredeyse imkansız bir hayalin peşinde koşmaktan farksızdır çünkü piyasalardan çıkmak ya da piyasalar girmek için en iyi zamanın ne olduğunu bilmek mümkün değildir.
Finans hizmetleri şirketi Bankrate’in Kıdemli Ekonomi Analisti Mark Hamrick, çoğu insanın doğru zamanda doğru hamleyi yapmayı beceremediğini belirtiyor ve ekliyor: “Buna Warren Buffett de dahil.”
Kredi kartı borçlarınızdan kurtulun
ABD’li kredi alım satım şirketi Lendingtree Baş Kredi Analisti Matt Schulz, resesyon dönemlerinde, kredi kartı kullanıcılarının yapması gereken ilk işin borç bakiyelerini mümkün olan en kısa sürede kapatmalarını olduğunu söylüyor. Schulz, resesyon ihtimali kuvvetliyken ve faiz oranları her geçen ay yükselirken, bu hamlenin çok daha anlamlı ve doğru olduğunu altını çiziyor.
Enflasyon, işinizi kaybetmeniz ya da maaşınızın enflasyona yenik düşmesi halinde çok daha ciddi bir sorun haline gelebilir.
Tasarrufa gidin
Olası bir resesyon, ekonomik refahınızı aniden değiştirebileceğinden, hala geç kalmamışken tasarruf etme yolunu seçmek önemlidir. Bunun için tatil planınızı iptal edebilir ya da öncelikleriniz arasında yer almayan bir yenileme projenizi erteleyebilirsiniz. Hamrick, birçok insan için ciddi bir sorun olan enflasyonun işinizi kaybetmeniz ya da maaşınızın enflasyona yenik düşmesi halinde çok daha ciddi bir sorun haline gelebileceğine dikkat çekiyor.
Tahvil yatırımını es geçmeyin
Yatırım portföyünüzü çeşitlendirmek özellikle de portföyünüzde tahvil seçeneklerine yer vermek hisse senetleri düştüğünde zararınızı karşılamanızı sağlar. İçinde bulunduğumuz dönemde tahvil piyasaları da hisse senetleri piyasası gibi darbe almış olsa da şu anda iyi performans göstermemeleri onlardan tamamıyla vazgeçmeniz anlamına gelmemeli. Benz, tahvil yatırımı yapmanın özellikle emekli olan ya da emekliliği yaklaşan yatırımcılar için çok daha mantıklı olduğunu belirtiyor.
Ek iş fırsatlarını değerlendirin
Bir resesyona giriyor olduğumuz teorisini zayıflatan belki de en önemli gösterge olan istihdam rakamları sevindirici seviyede seyrediyor. Pandemi sonrası süreçte yeni iş olanaklarında bir azalmadan ziyade artış söz konusu. Ulaşım, depolama, eğlence, konaklama, eğitim ve sağlık hizmetleri gibi sektörler başta olmak üzere iş olanakları oldukça yüksek seyrediyor. Dolayısıyla, içinde bulunduğumuz bu riskli dönemde, iş fırsatları hala bu kadar yüksekken ek iş fırsatlarını kovalamanız, işsizlik rakamlarının artma ihtimaline karşı korunaklı bir alan elde etmenizi sağlayacaktır. Şu anda paraya ihtiyacınız olmasa bile, gelir ve tasarruflarınızı artırmak için ikinci bir iş ya da bir yan iş bulmak gerçekten de çok doğru bir zamanlama olabilir.
JPMorgan’ın resesyon tahmini yüzde 85
Piyasalarda resesyon endişesi yeni haftaya taşındı
Yellen: Resesyon korkulduğu kadar yakın değil