Merkez bankalarının enflasyonla mücadele etmek amacıyla varlık alımlarını sonlandırmaya başlaması ve faizleri yükseltmesi tahvilde satış dalgası getirerek birçok büyük ekonomide tahvil getirilerini yıllardır görülmemiş düzeylere yükseltti. Bunun sonucunda da sabit getirili varlıkları izleyen Bloomberg küresel toplam tahvil endeksine göre negatif faizli borç toplamı Aralık 2021 ortasındaki 14 trilyon dolar düzeyinden keskin bir düşüşle 2,7 trilyon dolara geriledi. Yatırımcıların borçlanması için merkez bankalarının üzerine para verdiği ‘bedava’ niteliğindeki borç enflasyonla mücadele nedeniyle sadece 4 ay gibi kısa bir sürede 11 trilyon dolar erimiş oldu. Negatif faizli tahvil stoku bu düşüşle 2014’ten bu yana en düşük düzeye geriledi.
Nominal getiri yükselse de enflasyon reel getiriyi eritiyor
Uzmanlar yatırımcılara üstüne para verilen negatif faizli borçlanmadaki bu ani düşüşün, ABD Merkez Bankası (Fed) başta olmak üzere, İngiltere Merkez Bankası ve Avrupa Merkez Bankası (ECB) gibi büyük merkez bankalarının enflasyonla mücadele amacıyla varlık alımlarını sonlandırmaya ve faizleri yükseltmeye başlamasından - veya planlamasından - kaynaklandığını aktarıyor. Fidelity International Makro Stratejiler Direktörü Salman Ahmed, negatif faizli borç stoğundaki bu sert düşüşün yüksek enflasyondan kaynaklandığını belirterek “Evet nominal (tahvil) getirileri yükseliyor ancak uzun vadeli yatırımcı reel getiriye bakar. Asıl önemli olan enflasyondan arta kalan getiridir ve şu anda enflasyon çok çok yüksek” diyor. 10 yıllık ABD tahvilinde getiri yüzde 2,827 ile 3 yıldan uzun bir sürenin zirvesindeyken, 10 yıllık Almanya tahvili Bund’un getirisi de yüzde 0,84 ile 8 yılın zirvesinde. İngiltere’de de 10 yıllık tahvil getirisi yüzde 1,89’la 7 yılın zirvesinde. Euro Bölgesi’nde mevduat faizi yüzde -50’de.
“ECB normalleşme fırsatını kaçırdı, faizi yükseltmesi zorlaştı”
Dünya'dan Hilal Sarı imzasıyla yer alan habere göre ECB perşembe günü yapılan açıklamada tahvil alım programını 3. çeyrekte sonlandırmayı planladığını duyurdu. Faiz artışının ise ancak varlık alımları sonlandıktan sonra başlayacağı vurgulandı. Tahmin piyasalarında Euro Bölgesi’nde faizlerin bu yıl içinde Aralık 2014’ten bu yana ilk kez sıfırın üzerine çıkacağı fiyatlanıyor. ECB’nin güvercin yorumlanan açıklamaları sonrası piyasa bu yıl 70 değil 63 baz puanlık bir artışı fiyatlamaya başladı. ING’ye göre temmuzda varlık alımları bitecek ve faiz artışı eylül toplantısında başlayacak. Öte yandan bazı uzmanlara göre ECB normalleşme için fırsat penceresini kaçırdı ve Ukrayna savaşı ve ona bağlı olarak artan enerji fiyatları nedeniyle faizi yükseltmekte eskisine göre daha da zorlanacak. FT’ye konuşan Fidelity International Makro Stratejiler Direktörü Ahmed, “Bence ECB para politikasında normalleşme için fırsat penceresini kaçırdı çünkü Ukrayna savaşının büyüme şoku Avrupa için çok daha ağır olacak. Biz bu yıl faizin sıfıra çıkamayacağı görüşündeyiz, bu da negatif faizli tahvillerin şimdilik bitmeyeceği anlamına geliyor” diyor. Ahmed’e göre ECB şu anda piyasalarda fiyatlanan faiz artışlarını yapmazsa - ECB’nin temmuzda faiz artışlarına başlaması fiyatlanıyordu - negatif faizli borç stoku muhtemelen yeniden yükselecek.
Düşüşte aslan payı Euro Bölgesi'nin
Japonya ve Euro Bölgesi, negatif faizli borç stokunun en yüksek olduğu bölgeler. Aralık ayından nisana kadar yaşanan satış dalgasının büyük bir kısmı Euro Bölgesi’nden geldi. Aralık itibariyle Almanya tahvilleri de dahil birlikte negatif faizli tahvil stoku toplamı 7 trilyon doların üzerindeydi. Bu rakam 400 milyar dolara düşmüş durumda.
Negatif faizli tahvilin yüzde 80’i Japonya’da
Fed, ECB ve BoE’nin sıkılaşma döngüsüne katılmamakta direnen Japonya küresel ekonomideki negatif faizli tahvil stokunun yüzde 80’inden fazlasını oluşturuyor.
Enflasyonda dünya beşincisiyiz
Enflasyon gelişmiş ekonomiler için akut bir sorun haline gelse de, bu ekonomilerin enflasyon oranlarında görülen tarihi rekorlar Türkiye’ye göre çok daha düşük düzeylerde kalıyor. Tüketici enflasyonu mart itibariyle ABD’de yüzde 8,5 ile 40 yılın, İngiltere’de yüzde 7 ile 30 yılın, Almanya’da yüzde 7,6 ile 40 yılın ve Euro Bölgesi’nde yüzde 7,5’le veri tarihinin zirvesinde. Fakat artan gıda, enerji ve hammadde fiyatları enflasyonu gelişmekte olan dünyada çok daha sert yükseltiyor. Türkiye dünya genelinde enflasyonu en yüksek 3. ekonomi. 2019’dan bu yana siyasi krizle boğuşan ve pandemi ve savaş öncesinde de fiyatların arttığı Sudan son açıklanan enflasyon verisi (Eylül 2021) yüzde 365. 2017’de temerrüte düşen Venezuela yüzde 284’ü aşan Mart 2022 enflasyonuyla 2. sırada. Krizden çıkamayan Lübnan yüzde 214 enflasyonuyla 3. yüzde 72 enflasyonuyla Zimbabwe 4. sırada. Yüzde 61,1 enflasyonuyla Türkiye ise tüketici fiyatlarının en yüksek olduğu 5. ekonomi. Yine pandemiden önce temerrüte düşen Arjantin ise yüzde 55,1’lik (Mart 2022) enflasyonuyla Türkiye’nin ardından 6. sırada geliyor. Enflasyon, artan geçim maliyetleri nedeniyle halkın sokaklara döküldüğü Sri Lanka’da yüzde 17,5, Tunus’ta yüzde 7,2, Pakistan’da yüzde 12,7.
MB zorunlu karşılık faizini sıfırladı
Enflasyon döneminde uzmanların yatırım stratejileri
ECB anketinde analistlerin enflasyon tahmini iki kat arttı