FINANSGUNDEM.COM - DIŞ HABERLER SERVİSİ
İniltere’de çalışan bankacıların kriz sonrası dönemde ‘öcü’ gibi görüldüğü zamanları geride bırakması yıllar aldı. Bu yılın bonus sezonu ise aynı dönemi geri getirme tehdidiyle karşı karşıya. İngiltere’nin en büyük dört bankası gelecek hafta 2021 bilançolarını açıklayacak. Analistler bankaların karlarının 34 milyar dolar seviyesinde olacağını düşünüyor. Maliyet gelir oranları göz önünde olacağı gibi, net faiz marjları ve yatırım yapılan sermayeden elde edilen gelirler de bonuslar konusunda dikkate alınacak.
Zamanlama ise oldukça kötü. Financial Times’ın haberine göre yükselen enflasyon, düşen maaşlar ve yaşam masraflarının kriz haline gelmesi bankaların bonus ödemelerini yüksek tutmak konusunda işini zorlaştırıyor. 2008 finansal krizinde olduğunun aksine ekonomik zorlukların faturası bankalara kesilmiyor. Bankaların karları ise pandeminin ilk yılında herkesin beklentilerinin üzerinde gerçekleşen bir toparlanmadan kaynaklanıyor.
O dönemde Lloyds, NatWest ve Barclays defter değerlerinin piyasa değerlerine indirilmesiyle 12,2 milyar dolar zarar etti. HSBC ise 8,8 milyar kaybetti.
Ancak bankalar yine de geçtiğimiz iki yılda piyasalara yönelen yatırım dalgasından fayda gördü. Bu durum ise kredi kayıplarının düşük kalmasını ve şimdi marjları yükselten faiz oranı artışlarına neden olan yükselişin tetiklenmesini sağladı. Aynı zamanda ucuz krediye kolay erişim, 2020’nin eylül ayından bu döneme kadar şirket birleşmeleri ve satın alımlarını yükselterek yatırım bankalarına fayda sağladı. Ancak bankalar halkın zararı pahasına kar etmedi. Buna rağmen, birçok kişinin geçim zorlukları çektiği bir dönemde yüksek bonus ödemeleri yapmak, Londra bankalarını kamunun gözünde herkes geçim sıkıntısı çekerken kar eden kurumlar haline getirebilir.
Bundan önceki dönemlerde İngiltere bankaları kısıtlamalar altındaydı. Özellikle de özel sermaye karşısında. 2014 yılından bu yana Avrupa Birliği’nin bonus ödemelerine getirdiği üst limit, yatırım bankacılarının bonus ödemelerini, maaşlarının iki katı seviyesiyle sınırlı tuttu.
7 yıllık bu süreçte üst düzey bankacıların harcama planları da kısıtlandı. Yatırım bankacılarının büyük işverenlerinin, İngiltere’de basının daha az ilgisini çeken Wall Street bankaları olması da fayda sağlıyor. finansgundem.com'un derlediği bilgilere göre NatWest, 2008 finansal krizinde eski ismiyle RBS’i neredeyse iflas ettiren yatırım bankacılığından çekildi. HSBC yatırım bankacılığı faaliyetlerini sürdürse de, daha küçük ölçekli bir hale getirdi.
Buna ek olarak personel giderleri, Londra bankalarının giderek daha sıkıcı olduğu algısını yaratıyor. Lloyds geçtiğimiz yıl tanınan bir isim olan António Horta-Osório’yu yönetime getirdi ve bir önceki CEO’dan %20 daha az maaş verdi. İngiltere’nin en büyük yatırım bankası Barclays ise Jes Staley’i kaybetti. Bankanın yeni CEO’su CS Venkatakrishnan yönetiminde, strateji değişmeyebilir ancak bir takım değişikliklerin de gerçekleşmesi bekleniyor.
Geçtiğimiz yıl bankacılık sektörü oldukça hareketli bir yıl geçirdi. Finans alanında patlamalar yaşandı. Wall Street’in en büyük bankalarında maaşlar %15 arttı. İyi geçen bir yılda bankaları kar etmekle suçlamak ise mantıklı değil. Hissedarlar da, çalışanlar gibi bu durumdan fayda görecek. Tek sorun ise İngiltere Merkez Bankası (BoE) Başkanı Andrew Bailey’in son dönemde yaptığı açıklamalar. Bailey’in maaş kısıtlamaları konusundaki yorumları, bankacılara finansal kriz yıllarını hatırlattı.
Bu durum banka yöneticileri tarafından çözülemeyecek siyasi bir konu olabilir. Bu nedenle banka yöneticileri, şirketlerinin en üst düzey temsilcisi olarak 2020 yılında olduğu gibi kendi maaşlarında kesintileri kabul edebilir.
Ekonomik toparlanmanın önündeki büyük risk
Çalışanlar için 3600'ün avantajları neler
ECB Yönetim Kurulu Üyesi: Varlık alımları Ağustos’ta sonlandırılmalı