BİST-100’ün 2020 yılı kapanışı 1476.72 seviyesinde. O zamandan bu yana gördüğü en yüksek seviye 2406.87. Yani 2020 yıl sonu kapanışından bu yana maksimum sağladığı getiri TL bazında yüzde 63. Bu haftaki ortalamalara göre ise bu getirinin yaklaşık yarısını son düzeltme ile geri vermiş durumda. Üstelik bu, TL bazındaki getiri… Dolar kurunun geçen yılki kapanışından bu yana TL karşısındaki değer artışı yüzde 83. Bu oran bir ara yüzde 147’ye kadar çıkmıştı. Dünya'dan Barış Erkaya'nın derlediği habere göre; Dolar bazlı endekse bakıldığında ise BİST-100 aslında son bir yılda reel olarak en az yüzde 24 eridi. Bu erime bir ara yüzde 30’lara kadar çıktı. Şimdi işin içine bir de bilançoları katalım. Rasyonet ve bazı yabancı bankalar BİST-100 endeksine dahil şirketlerin 2021 son çeyrek kâr tahminlerini açıkladı. Bir eleme sonucunda birden fazla kurumun tahminde bulunduğu toplam 63 şirket için kâr tahminleri ortalaması çıktı. Yaptığımız hesaplamaya göre BİST-100’e dahil 63 şirketin 2020 yıl sonu toplam kârı 86 milyar TL seviyesindeyken bu yıl aynı şirketlerin toplam kârı (2021 yıl sonu tahminlerine göre) 189 milyar TL’ye ulaşabilir. Bu rakamlarda elbette bir sapma olabilir. Fakat gösterge olması açısından geçen yıla göre kârlılıktaki artış yüzde 118 seviyelerinde. Yani endeks TL bazında bile aslında kârlılık artışının sadece yarısını fiyatlarına yansıtabilmiş.
ABD borsaları haftanın son gününü yükselişle kapadı
Şimdi yatırımcılar açısından gerçekten oturup sağlam bir düşünme zamanı. Kovid etkisinin Omikron’la birlikte bu yılın ortalarına doğru güç kaybetmeye başlaması bekleniyor. Enflasyonun gecikmeli etkisi ve bu süreçte piyasaları finanse etmek için global bazda yaratılan paranın daraltılması ile ilgili Fed planı da netleşti. Yani global bazda sıcak para açısından parasal daralma dönemine girilecek. Fed faizleri yükseltecek. Sıcak para uzun süredir var olduğu riskli varlıklardan uzaklaşmaya başlayacak. Bu açıdan borsalar elbette risk altında. Hedef ise enflasyonu indirmek olacak.
Öte yandan bir süre daha yükseleceği kesin olan enflasyondaki düşüş, aslında şirket bilançoları açısından büyük fırsatlar da yaratabilir. Düşükten yükseğe eğilim gösteren enflasyon ortamı şirket bilançolarında yarattığı etkilerle, sermaye erimesine, ekstra finansman ihtiyacına, fiktif ama sürdürülemez kârlara neden olurken, bunun tam tersi yani yüksekten düşüğe eğilim gösteren enflasyon ise giderek azalan sermaye ihtiyaçlarına, azalan finansman maliyetlerine ve reelleşen kâr verilerine doğru hareket edebilir.
Borsada önemli bir fırsat dönemine giriliyor olabilir. Hele ki finansal performanslar hisse fiyatlarına doğru düzgün yansımamışken. Bu açıdan enflasyonun zirve yapacağı tahmin edilen bu yılın ilk yarısından sonrasına doğru gerçekten uzun vadeli çok cazip hisse alım fırsatları ortaya çıkabileceğine inanılıyor. Enflasyonun tekrar düşüşe geçeceği dönem ise bu yatırımların haşatının alınmaya başladığı dönem olabilecek. Uzmanlar, son çeyrek bilançoların bu hafta açıklanmaya başlamasıyla bu türden alımların ilk yarıda hız kazanabileceğine dikkat çekiyor. Elbette finansal açıdan da iyi yönetilen kurumsal şirketlerin tercih edilmesi şartıyla. Bugün alayım yarın satayım diyenler içinse arkasına bile bakmadan kaçma dönemi.
ABD borsaları haftanın son gününü yükselişle kapadı
Bu hafta borsa, altın ve euro kaybettirdi, dolar kazandırdı