2 yıldır korona virüsün pençesinde olan dünya son dönemde Omikron ile mücadele ediyor. Delta varyantından kat kat daha bulaşıcı olan Omikron dünyanın dört bir yanında vaka satılarında ciddi artışa neden oluyor.
Omikron'un daha önceki varyantlara göre daha bulaşıcı ancak daha az ölümcül olduğunun ortaya çıkmasının ardından 'Omikron salgının sonunu mu getirecek' sorusu yüksek sesle sorulmaya başlanmıştı. Dünyaya umut olan bu ihtimal DSÖ'den gelen uyarılar sonrası bir kez daha rafa kaldırıldı.
Son dönemde sıkça dile getirilen 'Kovid-19 ile grip ile yaşadığımız gibi yaşamalıyız' iddiasına yanıt veren DSÖ'nün Kovid-19 özel elçisi Dr David Nabarro, 'Bu harika tahminleri yapan insanların benim ve DSÖ'deki meslektaşlarımın bilmediği neyi bildiklerini merak ediyorum' dedi.
"OMİKRON SON DEĞİL"
İngiliz Sky News'e konuşan Nabarro şu ifadeleri kullandı;
'Bu hala çok tehlikeli bir virüs. Ayrıca mutasyona uğrayabilir ve varyantlar oluşturabilir. Dolayısıyla bunun grip gibi ya da gerçekten başka bir şey gibi düşünülmesi gerektiğini söylemiyoruz.'
Avrupa'daki ülkeler için pandeminin sonunun görünüp görünmediği sorulduğunda, Dr Nabarro şu cevabı verdi;
'Son görünüyor, ancak oraya varmak ne kadar sürer? Yolda ne gibi zorluklarla karşılaşacağız? Bunlar hiçbirimizin cevaplayamayacağı sorular çünkü bu virüs bize zorluklar ve sürprizler sunmaya devam ediyor.'
DAHA BULAŞICI AMA DAHA HAFİF!
Öte yandan ilk bulgular Omikron'un Delta ve Wuhan versiyonlarına kıyasla daha bulaşıcı ancak daha hafif olduğu yönünde.
Omikron varyantının daha düşük şiddette seyretmesi hem bu varyantın özelliklerine, hem de aşı ve enfeksiyon sayesinde artan bağışıklığa bağlanıyor.
Londra'daki Imperial College'da yapılan analizler, Omikron mutasyonlarının onu Delta varyantına göre daha hafif bir virüs haline getirdiğini gösteriyor.
Koronavirüse karşı hiçbir bağışıklık olmaması halinde, delta varyantına kıyasla Omikron varnatında hastanenin acil servisine başvurma ihtimali yüzde 11 daha az. Ancak aşı ve enfeksiyon seviyesi yükseldiği için bu durum artık daha az kişi için geçerli.
Nüfus içinde gelişen bağışıklık durumu da gözetildiğinde, Omikron enfeksiyonu ile hastaneye yatma riski yüzde 25-30 düzeyinde azalırken, hastanede bir günden fazla kalma riski de yüzde 40 düşüş gösteriyor.
Imperial College araştırmasını yürüten ekipten Prof. Neil Ferguson, bunun "bir ölçüye kadar iyi haber" olduğunu söylüyor. Ancak bu düşüşün modellemede büyük bir değişiklik yaratacak düzeyde olmadığını belirterek, Omikron'un hızlı yayılması nedeniyle hastaneye başvuran kişi sayısının hala yüksek seyredebileceği ve bunun sağlık servisi üzerinde baskı oluşturabileceği uyarısında bulunuyor.
Omikron'un laboratuvar incelemeleri, bu varyantın neden daha hafif olabileceğine dair veriler sunuyor.
Hong Kong Üniversitesi araştırmaları, Omikron'un üst solunum yollarını enfekte etmede etkili iken, daha fazla hasara yol açabileceği akciğer dokusuna inemediğini göstermişti.
Cambridge Üniversitesi araştırmaları da Omikron varyantının akciğer hücrelerini birbirine yapıştırmada diğer varyantlar kadar etkili olmadığını ortaya koymuştu. Ağır hastaların akciğerlerinde genellikle bu sorun ortaya çıkıyordu.
Omikron'da bu belirtiye dikkat!
Aşı olmayı reddeden Djokovic için kötü haber!
Pfizer/BioNTech aşısıyla ilgili dikkat çekici sonuç: Dört ay sürüyor