FINANSGUNDEM.COM - DIŞ HABERLER SERVİSİ
Credit Suisse’in 2022 yılına güçlü bir şekilde başlama planları suya düştü. Geçtiğimiz hafta Credit Suisse Yönetim Kurulu Başkanı António Horta-Osório’nun sürpriz istifası, soru işaretlerini de beraberinde getirdi. Horta-Osório aralık ayında korona virüse yakalanmasına rağmen, karantina kurallarını ihlal etmiş, bankanın adının yeniden skandallarla anılmasına neden olmuştu. İstifanın karantina skandalından çok daha büyük nedenlerinin olabileceği düşünülüyor.
Horta-Osório’nun istifası, halefi Axel Lehmann üzerinde de, eski yönetim kurulu başkanının başlattığı dönüşümün devam edeceğini gösterme konusunda baskı oluşturuyor. Wall Street Journal’ın haberine göre birçok yatırımcı Horta-Osório’nun korona virüs karantinası kurallarını ihlal etmesinden doğan sorunların üstesinden gelinebileceğini düşünmüştü. Horta-Osório’nun istifası, yönetim kurulunun kural ihlallerinin tolere edilmeyeceği yönündeki mesajı olarak algılandı.
Ancak daha endişe verici bir yorum daha var: Kimileri karantina ihlalinin, bir kişiden kurtulmak için fırsat oluşturmuş olabileceğini düşünüyor. Portekizli bankacı İngiliz bankası Lloyds’da, 2008 finansal krizinin ardından katı bir lider olarak şöhret kazandı. Geçtiğimiz yıl nisan ayında Credit Suisse’de göreve başladığında, banka bir casusluk skandalından yeni çıkmış, hemen ardından Archegos ve Greensill’in iflası nedeniyle patlak veren skandallar nedeniyle büyük finansal kayıplar yaşamıştı.
Horta-Osório liderliğe geldiğinde, üst düzey yönetimde bazı değişiklikler yaptı. bunlar arasında Alex Lehman’ı yönetim kuruluna dahil etmek de yer aldı. Kasım ayında, Horta-Osório bankanın risk kültürünü güçlendirmek ve “girişimci ruhunu” korumak konusunda bir strateji açıkladı. Aynı zamanda hızlı bir değişim olmayacağı ve yapacak çok iş olduğu konusunda da uyarıda bulundu. Bunun karşısında bazıları dramatik ve hızlı bir değişim umudu taşıyordu. Yeni lider ise Horta-Osório'nun açıkladığı stratejiye sadık kalmayı planladığını söyledi.
Uluslararası yatırımcılar için ortaya çıkan bir olumsuzluk ise Lehmann’ın selefinden daha az tanınan bir isim olması. finansgundem.com'un derlediği bilgilere göre Lehmann bankanın rakibi UBS’te 10 yıldan uzun süre üst düzey pozisyonlarda görev yaptı. aynı zamanda yaklaşık 20 yılını da Zurich Insurance Group’ta geçirdi. Buna rağmen bir bankanın doğrudan yönetiminde yer almadı.
Mevcut strateji, yeni krizler olmadığı takdirde devam edecek. Horta-Osório’nun bu hafta açıklanan istifası ise bir kriz olarak algılanmasa da, bankanın cevaplamasını güç kılacak bazı soruları gündeme getiriyor. Bankanın hisseleri pazartesi günü %2 düşüş gösterdi ve değerinin yaklaşık yarısı seviyesinde seyretmeye devam ediyor. Yatırımcılar Lehmann’ın Greensill skandalına yönelik yeni bir raporu nasıl değerlendireceğini izleyecek.
Buna rağmen, bankanın finansal kayıplarını telafi etmek için sürdürdüğü hukuk mücadelesi Lehmann’ın seçeneklerini sınırlayabilir. Bu durumda Lehmann’ın bankanın güçlü bir işleyişi olduğunu göstermesi için başka ikna edici yollar bulması gerekecek.
Goldman Sachs bilançosunu açıkladı
Bank of America: TL'deki değer kaybı kredi genişlemesine bağlı
Dream Games’in değeri 2,75 milyar dolara ulaştı