Kripto varlıklar her geçen gün gündemdeki yoğunluğunu artırıyor. Ve tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de konuya ilişkin hukuki hazırlıklar sürüyor. Peki, bu noktada neler yapılmalı, nasıl yapılmalı? EY (Ernst & Young) Şirket Ortağı Abdulkadir Kahraman, “Kripto varlık ekosistemi nasıl düzenlenmeli?” sorusunu ele alıyor. İşte o görüş...
"Kripto varlıklara olan ilgi tüm dünyada her geçen gün artmaya devam ediyor. Kripto varlıklar alanında, borsalar, alım-satımlar, madenciler ve sabit para ihraç edenlerden oluşan devasa bir ekosistem gelişiyor. Bu ilgiyle birlikte, kripto varlıklara ilişkin kanallar büyüdükçe ortaya çıkabilecek yeni riskler konusundaki duyarlılık ve çekinceler de daha fazla gündeme geliyor. Bu konuyla ilgili olarak son zamanlarda otorite konumunda olan uluslararası kuruluşların konuyla ilgili yaptıkları çeşitli uyarılar da dikkat çekiyor.
Uluslararası Para Fonu IMF’e göre kripto varlıkların toplam piyasa değeri 2021 yılı başından beri on kat artarak Eylül 2021 itibariyle 2 trilyon ABD dolarını aştı. Dolayısıyla “kriptozasyon” kavramının artık küresel bir gerçeklik haline geldiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Tam da bundan dolayı OECD, IMF gibi uluslar üstü organizasyonlar, bu konudaki düzenlemelerin iş birliği içinde yapılmasının önemini vurguluyor.
Kripto paraların kader haftası
IMF tarafından yayımlanan Ekim 2021 tarihli Finansal İstikrar Raporu bunlara sadece bir örnek. IMF Finansal İstikrar Raporu, üç yıl öncesine yani Ekim 2018’e göre kripto varlıkların küresel finansal istikrar için önemli bir risk oluşturmadığını hatırlatıyor ancak kripto varlıklara ilişkin kanalların 2018’den itibaren ciddi oranlarda büyüdüğü ve yeni risk kaynakları oluşmaya başladığına dikkat çekiliyor. Raporda, son dönemde bu varlıkların piyasa değerinin çok fazla büyümüş ve geleneksel varlık sınıflarıyla (ABD tahvilleri gibi) kıyaslanabilir büyüklüklere erişmiş olması da bunun bir nedeni olarak gösteriliyor.
OECD’nin 2020 yılındaki 50 ülkeyi kapsayan “Kripto Paraların Vergilendirilmesi: Vergi Yaklaşımı ve Gelişen Vergi Politika Sorunlarına Bakış” raporu, kripto varlık vergilemesi konusunun diğer ülkelerde de zorluklar içerdiği vurgulanıyor. Raporda, kripto varlıkların vergileme zorluklarının başında, “gelirin elde edilmesi, servet unsuru olup olmadıkları, vergi kayıp ve kaçağının tespiti, mali suçlarla mücadele ve otomatik bilgi değişiminin kripto paraları kapsamaması nedeniyle bu varlıklar ve bunlara dayalı işlemlerin raporlamasının geldiği vurgulanıyor.
Bu alanda düzenlemeler yapmak hem ekosistemi korumak hem de çıkabilecek riskleri bertaraf etmek amacıyla ülkemizde ve dünyada sürdürülen hazırlık çalışmalarına birlikte göz atalım:
Kim Kardashian’ın paylaştığı kripto para çöktü, ortalık karıştı
TÜRKİYE’NİN “KRİPTO VARLIK TEKLİF TASLAĞI”
2021’in özellikle son günlerinde basına yansıyan açıklamalardan Türkiye’nin kripto varlıklarla ilgili düzenlemelerin Ocak 2022 itibariyle gerçekleştirileceği anlaşılıyor. Bu çerçevede, bazı teklif taslakları ortaya çıktı ve bunlar incelendiğinde kripto varlık düzenlemelerinin 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’na (“SPK”) eklemelerle yapılacağı görülüyor. Teklif taslağında SPK’nun 3’üncü maddesindeki tanımlara, “cüzdan, kripto varlık, kirpto varlık alım satım platformu, kripto varlık hizmet sağlayıcı ve kripto varlık saklama hizmeti” tanımları ekleniyor.
Ayrıca kripto varlıklar ile ilgili Kanuna eklenen maddelerle “Kripto varlık alım satım platformları”, “Kripto varlık hizmet sağlayıcılarının usulsüz işlemlerinde uygulanacak tedbirler”, “İzinsiz kripto varlık hizmet sağlayıcılığı faaliyeti”, “Zimmet”, “Kripto varlıklara ilişkin şahsi sorumluluk” ve “Kripto varlıklara özel soruşturma usulleri” gibi daha çok “kripto varlık alım-satım platformları” ile ilgili şartlar ve kötüye kullanmaya ilişkin düzenlemeler yapılıyor.
Kazakistan Bitcoin 'cenneti' parıltısını kaybediyor olabilir
YANSIZ, NÖTR BİR DÜZENLEME OLMALI
Kripto varlıklarla ilgili vergilendirme konusunda Türkiye’de de vergi kanunlarında düzenlemeler yapılması gerekiyor. Bu noktada, vergilemede en önemli ilke kanunilik olmakla birlikte, vergilemenin eşitlik ve adalet ilkelerine de uygun olması temel bir hukuk normudur. Kanunlarla sağlanan bazı istisnalarla “verginin yansızlığı”nın (“nötr”) ortadan kalkmaması, vergilemenin çarpık hale gelmemesi için vergilemede yansızlık (nötr olması) önem arz ediyor.
Öncelikle kripto varlıkların niteliği net bir şekilde tanımlandıktan sonra bu varlıklara dayalı işlemler; “madencilik”, “alım-satım” ve “aracılık” gibi faaliyet bazında ele alınarak düzenleme yapılmalıdır. Örneğin, AB ülkelerinde kripto varlıkların KDV’den istisna olması, Türkiye’nin ise benzer ihraçları KDV’ne tabi tutma politikası benimsemesi Türkiye’deki ihraçların AB ülkelerine kaybedilmesine neden olacaktır.
Bu nedenle, Türkiye’de yapılacak dolaysız (gelir üzerinden alınan vergiler) veya dolaylı (harcama üzerinden alınan vergiler) vergi düzenlemelerinin diğer ülke düzenlemeleri ile paralel olması sağlanarak “verginin yansızlığı” sağlanmalıdır. Aksi takdirde, Türkiye’deki işlemlerin yurtdışına kayması ve Türkiye’de mevcut ekosistemin çok büyük zarar görmesi söz konusu olacak; Türkiye’nin mali suçlarla mücadele gücü zayıflayabilecektir.
Singapur, kripto şirketlerinden hizmetlerini halka tanıtmamalarını istedi
KRİPTO VARLIKLARIN DÜZENLENMESİNDE DÜNYADAN ÖRNEKLER
Kripto varlıklarla ilgili düzenlemelerin yapılması tüm dünyada gündemde. Bu konuda halihazırda birçok ülkede titiz çalışmalar yürütülüyor. Öncü nitelikteki bu çalışmalardan bazılarını şu şekilde sıralayabiliriz:
Avrupa Birliği tarafında AB Konseyi, 24 Kasım 2021 itibariyle “dijital finans paketi” ile “Kripto Varlık Piyasalarına İlişkin Düzenleme” (Markets in Crypto Assets, “MiCA”) ve “Dijital Faaliyet Dayanıklılık Kanunu” (Digital Operational Resilience Act, “DORA”) olarak adlandırılan iki teklifi kabul etti.
AB MiCA teklifi ile kripto varlıklarla ilgili hizmetlerin gerçekleştirilmesi ve sunulmasına ilişkin çerçeve oluşturmak suretiyle, yenilik ve adil rekabetin desteklenmesi amaçlanıyor. Ayrıca, kripto varlık piyasalarında ileri düzeyde tüketici ve yatırımcı koruması ile piyasa bütünlüğünü sağlamanın yanı sıra; kripto varlıkların ve finansal piyasalarda dağıtık defter teknolojisine dayalı çözümlerle yaygın bir kullanımdan kaynaklanabilecek finansal istikrar ve para politikası risklerine karşı önlem almayı hedefliyor.
Bitcoin fiyatında 43 bin dolar tedirginliği
MiCA ayrıca kripto varlıkları “varlık referanslı jeton” ve “e-para jetonu” olarak tanımlıyor. Ayrıca, e-para jetonlarının AB’de halka arz edilebileceğini veya yalnızca ihraççının bir kredi kuruluşu veya bir “elektronik para kuruluşu” olarak yetkilendirilmiş olması durumunda bir kripto varlık alım-satım platformunda işlem görmesine izin verileceğini ve yetkili mercilere “izahname” sunması gereğini düzenliyor.
DORA teklifiyle ise finansal hizmetlerde devam eden dijitalleşme doğrultusunda finansal sektör kuruluşlarının dijital faaliyet dayanıklılığını güçlendirmeyi hedefliyor. Özellikle DORA, bilgi ve iletişim teknolojisi (BİT) ile ilgili risklerin sıkı ve sağlam şekilde düzenlenmesini içeriyor. Bu çerçeve, finansal kuruluşların dijital risk yönetimini derinleştirecek ve BİT risk yönetimi uygulamalarını geliştirecek ve düzene sokacak kapsamlı bir test oluşturacak. DORA’nın gayesi, siber saldırıları önlemek ve azaltmak için tüm işletmelerin bilgi ve iletişim teknolojileri ile ilgili her türlü aksama ve tehdide dayanabilmelerini sağlayacak dijital faaliyet direnci konusunda düzenleyici bir çerçeve oluşturmak şeklinde açıklanıyor.
DÜZENLEME 360 DERECE BAKIŞ AÇISIYLA YAPILMALI
Tüm dünyada piyasa değerleri ve işlem hacmi ciddi boyutlarda artan bir varlık türü ile ilgili düzenlemenin AB örneğinde olduğu gibi daha kapsamlı olması hem “Türkiye’de oluşan ve küresel ile entegre” ekosistemin korunması hem de İstanbul Finans Merkezi (“İFM”) projesine katacağı ivme nedeniyle önem arz ediyor. Yapılacak düzenleme aceleye getirilmemeli, tüm paydaşları içinde alan üç yüz altmış derecelik bir bakış açısıyla hazırlanıp yasalaştırılmalıdır. Örnek vermek gerekirse, kripto varlık ihracında ihraççılar ve ihraççıların nitelikleri, Non-Fungible Token (“NFT”) kapsamda olup olmadığı Kanun ile belirlenmelidir. Aksi takdirde, platformlarda işlem görecek kripto varlıkların belirlenmesi dahil olmak üzere düzenleyici Kurula verilecek yetki ile sorunları çözmek yerli ve yabancı yatırımcıya güven vermede yetersiz kalabilecektir.