Son iki yıldır Kovid-19 salgınının etkileriyle mücadele eden Avrupa Birliği (AB) 2022’de, sağlık krizleriyle baş edebilmek için sürdürebilir stratejiler, aşıların üretimi ve küresel düzeyde dağıtımının yanı sıra savunma ile güvenlikte kendine yetebilirlik, enerji, ekonomik iyileşme, göç ve AB sınırlarının kontrolüne odaklanacak.
2022, AB için Fransa’nın dönem başkanlığı ile başlıyor. 14 yılın ardından görevi üstlenecek Fransa’nın gündeminde iddialı maddeler mevcut.
Kovid-19'la mücadele ve aşılama
2021'de nüfusunun üçte ikisini aşılayan AB, hatırlatıcı doz uygulamalarına hız verirken, dünyanın geri kalanıyla aşı paylaşımını koordine edecek.
AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen 28 Ekim’de AB'nin 2022'de 3,5 milyar doz aşı üretmeyi hedeflediğini, bunların büyük kısmının ihraç edileceğini vurgulamıştı. Von der Leyen, 17-18 Şubat 2022’de düzenlenecek AB-Afrika Zirvesi'nin ana konusunun kıtanın aşı bağımsızlığına kavuşturulması olacağını bildirmişti. AB, opsiyonlar dahil olmak üzere BioNTech-Pfizer ile 2,4 milyar, AstraZeneca ile 400 milyon, Sanofi-GSK ile 300 milyon, Johnson & Johnson ile 400 milyon, CureVac ile 405 milyon, Moderna ile 460 milyon, Novavax ile 200 milyon ve Valneva ile 60 milyon doz aşı almak için sözleşmeler yaptı.
Bu sözleşmeler aşıların yeni varyantlara uyumlu hale getirilmesini içeren maddeler de içeriyordu. AB, ilaç şirketlerinden bu aşıların güncellenmesini ve yeni varyantlara karşı etkili olmasını isteyecek.
AB ile aşı üreticileri arasında tedarik görüşmeleri yoğun biçimde devam edecek.
AB'nin 2021'de uygulamaya koyduğu Kovid-19 aşısı ihracatını sınırlandıran mekanizma ise 2022'nin başlamasıyla sona ermiş durumda. Bu mekanizma AB ile aşı sözleşmesi olan firmaların AB ülkelerindeki tesislerinde üretilen aşıların diğer ülkelere izinsiz satılmasını engelledi. Firmaların aşı üretim kapasitesini artması nedeniyle artık bu tip bir uygulamaya gidilmesi beklenmiyor.
Fikri mülkiyet hakkının kaldırılması düşüncesi yoksul ve bazı gelişmekte olan ülkeler tarafından desteklenirken, Batılı ülkeler ve ilaç şirketleri plana karşı çıkıyor.
AB'nin 2022'de de bu fikre sıcak yaklaşmaması bekleniyor. AB, üretilen aşıların ihraç edilmesi ve aşı üretim kapasitesinin artırılmasına yönelik yatırım uygulanması görüşünü savunuyor.
Schengen sınırları ve göç
Macron, AB’nin dönem başkanlığı için önceliklerini anlattığı konuşmasında, göç, hibrit tehditler ve insani krizler karşısında AB’nin dış sınırlarını daha iyi korumaya odaklanılacağına dikkati çekmişti.
2021 kapanırken AB Komisyonu, üyeler arasında daha fazla koordinasyon için göç ve sağlık krizlerinde üye ülkelerin sınır kontrollerinin son çare olarak devreye girmesini sağlayacak ve Schengen bölgesinin gücünü artıracak yasa teklifi hazırlamıştı. Fransa’nın Schengen kuralları revizyonu ve AB sınırlarının korunması ve daha etkili iş birliğini sağlamak için, özellikle kaçakçılığı önleme noktasında istihbari destek sağlayacak Europol’un reformuna odaklanması, bu konuda üst düzeyli toplantılar yapılması bekleniyor.
AB Komisyonu, 2015'teki göç akınından beri sığınmacıların nasıl dağıtılacağı ve iltica başvuruları reddedilenlerin nasıl geri gönderileceğine yönelik bir çözüm bulunamaması nedeniyle yeni bir tasarı hazırlamıştı ancak üye ülkelerin içerikle ilgili farklı tutumları nedeniyle henüz bir sonuç alınamadı.
Bu çerçevede 2022’de AB’nin kaynak ve transit ülkelerle iş birliği yaparak, üye ülkelerin göç ve ikincil hareketlerle ilgili kurallarında uyum sağlayarak yeni paketle ilgili çalışmalara ivme kazandırılacağı öngörülüyor.
Macron, Fransa’nın düzensiz göç ve geri dönüşlerle ilgili önleyici ve acil tedbirler alacağını duyurmuştu.
Savunma, güvenlik ve dış politika
Joe Biden yönetimindeki ABD’nin, her ne kadar transatlantik ittifaka bağlılığını tazelemiş olsa da odağının daha çok iç gelişmeler ve Çin ile rekabet olduğunun anlaşılması ve AB’nin sınırlarını tehdit eden Rusya’nın Ukrayna sınırındaki askeri yığınağında geri adım atmaması, AB’nin 2022’de “yalnız” bir başlangıç yapacağını gösterdi.
AB liderleri de 2021'de pek çok kez 2022’nin “savunma yılı olacağı”, AB’nin “Savunma Birliği” kuracağı yönünde açıklamalar yaptı. AB’nin savunma ile güvenlik alanlarında NATO ve ABD'den bağımsız hareket edemeyişi nedeniyle Birlik içinde uzun süredir aralıklarla gündeme getirilen “özerk askeri güç” fikri de 2021’de daha çok tartışılır oldu.
ABD’nin ardından NATO'nun da Afganistan'dan çekilmesi ve Fransa’nın, ABD ile İngiltere tarafından denizaltı anlaşmasında devre dışı bırakılmasıyla cereyan eden AUKUS krizi ve yıl ortalarında Belarus yönetiminden yönelen “hibrid” tehdit, AB içinde dikkatleri Stratejik Pusula’ya çevirdi. 5 bin kişiye kadar çıkabilen hızlı intikal kuvveti gibi unsurlar içeren Stratejik Pusula’nın 24-25 Mart 2022’de düzenlenecek AB Liderler Zirvesi'nde kabul edilmesi planlanıyor.
Ayrıca, Haziran 2022'deki NATO zirvesinden önce AB ve NATO'nun, yeni bir siyasi bildiriye imza atması bekleniyor.
Fransa, AB’nin, ABD ve NATO ile olduğu kadar, Hint-Pasifik bölgesine de eğileceğini, kendini daha iyi savunması için, askeri sanayisini güçlendirme stratejileri ve teknoloji yatırımları üzerine de çalışacağını duyurdu.
AB’nin 2022 gündeminde ilerleyebilmesinde, en etkili iki üye Fransa ve Almanya arasındaki farklılıklar da önemli rol oynayacak.
Almanya’da merkez sol üç partinin koalisyonuyla kurulan Olaf Scholz hükümeti, kağıt üzerinde Macron’un, Angela Merkel ile birlikte “AB’nin savunma, güvenlik ve dış politikada daha fazla özerkliği, Rusya ve Çin’e karşı daha sert tutum” üzerine inşa ettiği fikirleri destekliyor görünse de pratikte bu konularda iki aktörün uyum sağlamasının kolay olmayacağı yorumları yapılıyor.
Kamu borcunun artması
AB ülkelerinde kamu borcunun gayrisafi yurt içi hasılaya (GSYH) oranı salgın tedbirleri nedeniyle 2021'de de hızla arttı.
AB kurallarına göre, normal şartlarda üye ülkelerin kamu borçlarının da GSYH'lerinin yüzde 60'ını geçmemesi gerekiyor. AB üyesi ülkeler, salgın nedeniyle söz konusu kuralları askıya alma kararı almış ve kamu harcamalarını yükseltmişti.
Euronews'in haberine göre bu durumun 2022’de de aynı şekilde devam etmesi bekleniyor. AB üyesi ülkelerin yarıdan fazlası kriterlerde belirlenen yüzde 60'lık kamu borcu oranını aştı. Salgının kontrol altına alınamaması halinde bu oranların daha da yükselmesi riski bulunuyor.
Kamu borcunun GSYH'ye oranı son verilere göre Yunanistan'da yüzde 207,2'ye, İtalya'da yüzde 156,3'e, Portekiz'de yüzde 135,4'e, İspanya'da yüzde 122,8'e, Fransa'da yüzde 114,6'ya ve Belçika'da yüzde 113,7'ye ulaştı. Bu oranların 2022'de de zirve yapması bekleniyor.
Enflasyondaki yükseliş
AB ülkelerinde özellikle 2021’in ağustos ayından itibaren enflasyon hızla yükseldi.
Enflasyondaki artış eylül, ekim ve kasım aylarında da devam etti. Euro Bölgesi'nde, kasımda yıllık enflasyon yüzde 4,9'luk oranla son 25 yılın en yüksek seviyesine ulaştı. Tedarik sıkıntıları ve yüksek talebin devam etmesi ile enflasyondaki yükselişin yakın zamanda son bulması beklenmiyor. Özellikle gıda ve enerji ürünlerindeki enflasyon Avrupalıları da rahatsız ediyor. Bu durumun en azından 2022’nin ilk yarısında devam etmesine kesin gözüyle bakılıyor. Enflasyonun yılın ikinci yarısında yavaşlayabileceği beklentisi bulunuyor.
Enerji krizi
Avrupa'da özellikle 2021’in sonbahar aylarıyla beraber doğalgaz ve elektrik gibi enerji ürünleri fiyatları hızla yükseldi. Talebin canlanması ve arz sıkıntılarının sebep olduğu bu artış soğuk kış mevsimiyle zirve yaptı.
Bu durum, kış aylarında yüksek faturalarla karşılaşan tüketicileri rahatsız ediyor.
Doğalgaz ihtiyacının yüzde 90'ını ithal eden AB ülkeleri enerji konusunda alınacak önlemler konusunda ortak tutum belirlemeye çalışırken, yakın zamanda bir uzlaşı sağlanması beklenmiyor.
Avrupa'da Fransa, İspanya ve İtalya'nın başını çektiği bir grup ülke, bu durumdan doğalgaz ve elektrik piyasalarının faaliyet biçimini de sorumlu tutuyor. Bu ülkeler, elektrik üretimindeki kaynak fiyatlarının ayrıştırılmasını da talep ediyor. Enerji fiyatlarının 2022 yılında önceki yılların ortalama seviyelere dönmesini bekleyen Almanya ve Hollanda gibi ülkeler, artan enerji fiyatlarına karşı AB elektrik piyasasının revize edilmesine karşı tutum sergiliyor.
Başını yine Fransa'nın çektiği 10 civarında ülke ise nükleer enerji santrallerinin AB sürdürülebilir ve yeşil finansal yatırım sınıflandırmasında yer almasını talep ediyor.
Buna ilave olarak Polonya ve Macaristan'ın da arasında olduğu bir grup ülke, enerji fiyatlarındaki yükselişten AB'nin iklim dostu dönüşümünü sağlamayı hedefleyen Yeşil Mutabakat ile ilgili politikalarını sorumlu tutuyor.
Bu gruplaşmalar sonucunda enerji konusunda AB ülkelerin ortak bir politika belirlemesi kolay görünmüyor. Enerji alanındaki tartışmaların, fiyatlar yüksek seyrettiği sürece yoğun biçimde devam etmesi bekleniyor.
AB dönem başkanlığı Slovenya'dan Fransa'ya geçti
Avrupa Birliği (AB) dönem başkanlığını 1 Ocak'tan itibaren 6 aylığına Fransa devraldı.
Fransa'nın 6 ay boyunca önceliklerinin başında AB'nin özerkliğinin artırılması geliyor.
Fransız hükümeti, dönem başkanlığında önceliklerini aktarırken Avrupa'nın "gerçekten egemen" olması için çalışacaklarını belirtiyor. Gerçek egemenlik ise AB'nin çıkarlarını ve değerlerini savunmak için dünyada "var olma" kabiliyeti edinmek olarak tanımlanıyor.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, aralık ayında ülkesinin önceliklerini anlatırken "Fransa'nın başkanlığını bir cümle ile özetlemek gerekirse, hedefimiz sınırlarımızın içinde iş birliği yapan Avrupa'dan, dünyada tamamen egemen, kararlarında ve kaderinde özgür olan bir Avrupa'ya geçmek." ifadesini kullanmıştı.
Fransa, Avrupa'nın sınırlarını kontrol edebilmesi ve Schengen bölgesinin yeniden düzenlenmesi gerektiğini de savunuyor. Bunun için kriz durumlarında harekete geçirilecek "acil sınır destek mekanizması" kurulması hedefleniyor.
Dönem başkanlığında seçim yapılacak
Fransa, AB dönem başkanlığını yürütürken aynı zamanda seçimlere gidecek. Fransa cumhurbaşkanı seçiminin ilk turu 10 Nisan'da, ikinci turu 24 Nisan'da yapılacak.
Fransa'da yönetimin mart ayından nisan sonuna kadar seçimlere odaklanması ve en az 2 ay boyunca kendi iç gündemleriyle meşgul olması bekleniyor.
Fransa'nın dönem başkanlığı sırasında 17-18 Şubat'ta Brüksel'de AB-Afrika Zirvesi de düzenlenecek. Macron, bu konuyu değerlendirirken Avrupa'yı Afrika'daki terörle mücadeleye dahil edeceğini ifade etmiş, Avrupa ve Afrika arasında bilimsel, kültürel ve akademik göçü destekleyeceğini aktarmıştı.
Fransız dönem başkanlığında yeni iş imkanlarının yaratılması ve işsizlikle mücadeleye de önem verilmesi hedefleniyor. Bu çerçevede "Avrupa'nın yenilik, üretim ve istihdam yaratma kıtası" olması amacıyla 10-11 Mart'ta Paris'te bir zirve toplantısı düzenlenmesi planlanıyor.
Dönem başkanlığını Slovenya'dan devralan Fransa'nın ardından AB dönem başkanı 1 Temmuz 2022'den itibaren Çekya olacak.
Türkiye Ege'de 3 yeni Navtex ilan etti
Avrupa yeni yıla rekor sıcaklıklarla girdi
Almanya son altı nükleer santralden üçünü devre dışı bıraktı