FINANSGUNDEM.COM – DIŞ HABERLER SERVİSİ
Ekonomistler, korona virüs salgınının neden olduğu enflasyon ortamının küresel eşitsizlikte yeni bir döneme yol açtığı ve yoksul hanelerin artan fiyatların yükünü taşıdığı konusunda uyarıyor.
CNBC’nin haberine göre bu durumun en önemli deneni bütçelerin daha büyük kısmının maliyet artışı gösteren kategorilerdeki harcamalara ayrılması. Örnek vermek gerekirse, ABD’de gıda fiyatları geçen yıla göre %6,4 arttı. Ülkede benzin fiyatları ise 8'lik bir sıçrama gerçekleştirdi. Dünyanın en büyük ekonomisinde federal teşvik ödemelerinin etkileri kaybolurken birçok insan yüksek fiyatlarla karşı karşıya kaldı.
Columbia Üniversitesi Yoksulluk ve Sosyal Politikalar Araştırmaları Merkezi Başkan Yardımcısı Chris Wimer konuyla ilgili açıklamasında, “Aslına insanların çoğu paralarını idareli kullanmak istiyor. İnsanlar arabalarına benzin koymak, çocuk bakımı için para ödemek ya da masaya yemek koymak arasında zorlu seçimlerle karşı karşıya kalacak” ifadelerine yer verdi.
Finansgundem.com’un derlediği bilgilere göre Pennsylvania Üniversitesi’nin yaygın kullanılan ekonomi modeli olan Penn Wharton Bütçe Modeli’nin yeni bir analizi, ABD’de düşük ve orta gelirli hanelerin harcamalarına ışık tutuyor. Söz konusu analizlere göre 2021’de düşük ve orta gelirli hanelerin satın aldıkları ürünler ödedikleri miktar 2020'de veya 2019'da harcadıklarına göre %7 daha fazla. Bu da ortalama bir Amerikan ailesi için yaklaşık 3.500 doları ifade ediyor.
Buna karşın, varlıklı hanelerin harcamaları sadece %6 oranında arttı.
Varlıklı kesimlerin harcamaları değişiyor
Penn Wharton modelini yöneten Kent Smetters, bu eşitsizliğin enflasyonist dönemlerde tipik olduğunu söyledi. Ancak fiyatların en son bu kadar hızlı yükseldiği 1980'lerden bu yana yüksek gelirli haneler harcamalarının daha fazlasını mallardan uzaklaştırıp hizmetlere kaydırdı. Örneğin, 2020 yılında gıda harcamaları toplumun en varlıklı %5'lik kesimi için bütçenin %12,7'si iken, en alttaki %20'lik kısmın bütçesinin %16'sı oldu.
Bu arada, salgına bağlı arz kesintileri, yoksul hanelerin ihtiyacı olan emtiaların maliyetlerini de artırdı.
Smetters yoksul kesimlerin harcamalarıyla ilgili, “Satın aldıkları şeyler tedarik krizinden daha sert etkilendi. Bu ürünlerin yelpazesi geçmişe göre daha geniş” açıklamasında bulundu.
Smetters’ın ekibinin elde ettiği bulgular, Harvard İşletme Okulu Ekonomisti Alberto Cavallo'nun pandeminin başlangıcında kredi ve banka kartı verilerinin analiziyle aynı doğrultuda. Cavallo’nun analizleri düşük gelirli tüketicilerin, daha zengin olanlarınkine göre fiyat artışlarını kabaca iki katı daha fazla hissettiğini gösterdi.
2019'da Columbia ve Londra Ekonomi Okulu araştırmacılarının ortak bir makalesinde, gelirlerin hissedilen enflasyon oranlarına göre ayarlanması halinde yaklaşık 3 milyon kişinin daha yoksulluk sınırının altına düşeceği tahmin ediliyor.
Uzmanlar şimdilerde, federal yardımların aşamalı olarak kaldırılması ve ABD Başkanı Joe Biden'ın kapsamlı sosyal harcama paketinin ABD Kongresi’ndeki desteğinin zayıflaması nedeniyle yoksulluğun 2022'nin başlarında artmasından korkuyor. Özellikle endişe verici olansa, ailelere 6 yaşından küçük her çocuk için ayda 300 dolar ve büyük çocuklar için 250 dolar teşvik sağlayan aylık ödemelerin sona ermesi. Zira Columbia Üniversitesi verilerine göre yardımlar yaklaşık 4 milyon Amerikalı çocuğun yoksulluktan uzak tutulmasını sağlıyor. Son teşvik çekleri ise 15 Aralık tarihinde düzenlendi.
Düşünce kuruluşu Ninkanen Center’ın Yoksulluk ve Refah Politikaları Direktörü Samuel Hammond enflasyondaki yükselişle ilgili açıklamasında, “Bu bir kıtlık krizi değil. Piyasanın şu anda tedarik edebileceğinden daha fazlasına sahip olmasından kaynaklı herkesi ilgilendiren bir kriz. Sağlam bir ekonomik büyüme istiyorsak, muhtemelen daha yüksek enflasyon ve artan emtia fiyatlarına tolere etmemiz gerekecek, çünkü bu, artan tüketici harcamaları ve yatırımların bir yan etkisidir" ifadelerine yer verdi.
Polonya MB Başkanı, enflasyonun keskin şekilde yükselmesini bekliyor
Enflasyona karşı en iyi korumayı sağlayan kripto para