FINANSGUNDEM.COM - DIŞ HABERLER SERVİSİ
İklim değişikliğiyle mücadele kolay bir iş değil. Ancak yeni bir araştırma giderek daha fazla finans kurumunun iklim değişikliği risklerini yönetme konusunda ilerleme kaydettiğini gösteriyor. Bu durum yatırımlar açısından oldukça önemli çünkü birçok anket çalışması yatırımcıların, özellikle de genç yatırımcıların paralarını nereye koyacaklarına karar verirken şirketlerin ‘yeşil’ verilerini göz önünde bulundurduğunu gösteriyor. Wall Street’te bulunan finans devleri bu mesajı aldı.
JPMorgan Chase nisan ayında önümüzdeki on yıl içinde iklim değişikliği ve toplumsal eşitsizlik alanında mücadele için 2,5 trilyon dolarlık yatırımlar yapacağını açıkladı. Forbes’un haberine göre BlackRock ve Vanguard gibi dev kurumsal yatırımcılar da yatırım dağılımlarında çevresel değerlendirmeler yaptıklarını ve şirketlerin iklim risklerini daha şeffaf bir şekilde raporlaması gerektiğini söyledi. Çevresel, toplumsal ve yönetişim (ESG) ilkeleri emeklilik fonları, eğitim yatırımı fonları ve kurumlar için giderek daha önemli hale geliyor.
Örneğin birçok üniversite, fosil yakıtlardaki yatırımlarını geri çekiyor. Global Association of Risk Professionals (GARP) tarafından yapılan anket çalışmasına göre önde gelen 72 finans şirketinin yöneticilerinin %90’ı iklim değişikliği değerlendirmesi ve yönetimi çabaları içinde. Bu şirketlerin yönetim kurullarının büyük bir bölümü de iklim değişikliği riskleri yönetiminde rol oynuyor. Dahası iklim riskleri konusunda işe alımlar, geçtiğimiz iki yılda ankete katılan şirketlerde %91 oranında artış gösterdi.
Şirketlerin %90’ı işe alımların gelecek iki yılda %90 artış göstermesini bekliyor. Düzenleyicilerin de bu alana yönelik dikkati artıyor. Bu durum da şirketlerin iklim değişikliği konusunda daha ciddi adımlar atmasının aciliyetinin altını çiziyor. Şirketlerin %65’i düzenleyici kurumların, iklimle ilişkili riskler konusunda rapor talep ettiğini söylüyor. Bu durumun olumsuz yanı ise iklim risklerinin ölçülmesi ve izlenmesinde kapsamlı bir tutarsızlık olması.
finansgundem.com'un derlediği bilgilere göre ölçüt niteliğinde kabul edilen herhangi bir verinin ya da ortak bir kanının bulunmaması, kurumsal şirketlerin iklim mücadelesinin nasıl ölçüleceği konusunda belirsizlik yaratıyor. Buna ek olarak çalışmada iklim risklerinin uygun şekilde fiyatlanmadığı da ortaya çıktı. İklim riskleri ürünlerin fiyatlandırılmasında ya dikkate alınmıyor ya da kısmi olarak fiyatlanıyor. Giderek daha fazla şirket senaryo analizi adı verilen bir yöntem kullanıyor.
Bazıları ise gerçekte var olan durumları, yapmaları gerekenler için ölçüt kabul ediyor. GARP Risk Kurumu Başkanı Jo Paisley, “geçtiğimiz birkaç yılda, finansal kurumlar tarafından geliştirilen iklim riski yönetimi ile stratejilerine baktığımızda şirketlerin kapasitesini önemli ölçüde artırdığını görüyoruz” dedi. Devamında, “giderek daha fazla şirket iklim senaryosu analizleri gerçekleştiriyor ve bunu temel alarak harekete geçiyor, ancak kantitatif ölçütler konusunda kat edilen yolun oldukça az olması dikkat çekici” ifadelerini kullandı.
Paisley, “iklim değişikliğinin uygun şekilde fiyatlandığını düşünen birkaç şirket var, bu nedene değerlemelerde önemli değişimler ile finansal performans üzerinde etkiler görülebilir” açıklamasında bulundu.
Bakanlıktan çevre için 30 milyarlık finansman paketi
Kademeli doğal gaz tarifesinde sona gelindi
Küresel ekonomide 2021'in gündemi 'enflasyon' oldu