Dünya genelindeki büyük merkez bankaları korona virüsünün ekonomi üzerindeki olumsuz etkileriyle mücadele etmek için yaklaşık iki yıl önce başlattıkları acil durum varlık alımlarını azaltmayı ele alsalar da, bu hafta yapacakları para politikası toplantılarında yeni Omicron varyantının risklerini değerlendirecek.
Küresel denge kurulumu çabaları, bugün ABD Merkez Bankası’nın (Fed) yapacağı iki günlük toplantıyla başlayacak ve Fed’in Çarşamba günü açıklayacağı yeni para politikası ve faiz kararıyla devam edecek. Avrupa Merkez Bankası (ECB) ve İngiltere Merkez Bankası (BoE) Perşembe günü, Japonya Merkez Bankası (BoJ) ise Cuma günü toplanacak.
‘ÇALKANTILI YIL’ MESAJI
Analiz habere göre, büyük merkez bankaları aynı açmazın farklı türleriyle karşı karşıya. Enflasyona karşı koruma sağlama ve mevcut düşük faiz oranları ile varlık alımları dönemini sonlandırmanın yeni Omicron varyantı kaynaklı ekonomik tehditten daha mı acil olduğu konusunda merkez bankaları ikilem yaşıyor. Ancak merkez bankalarının farklı yaklaşımları çalkantılı bir yıla neden olabilir.
Enflasyon, iş gücü piyasaları ve virüsle ekonomik performans arasındaki bağ büyük ekonomiler arasında farklılaşmakta. Bu durum, büyük ekonomilerin küresel salgının bir sonraki aşamasını nasıl yöneteceği konusunda potansiyel olarak keskin yol ayrımlarına girmesine neden oluyor. Bu da, 2020’nin baharında çıkan küresel sağlık krizi sırasında büyük ekonomilerin senkronize ve devasa destek programı oluşturmaya dair vardıkları uzlaşmayla ters düşüyor.
SALGIN BELİRLEYİCİ ROLDE
İngiltere Merkez Bankası son zamanlarda yüksek enflasyona karşı faiz oranlarını arttırmanın eşiğinde gözükmesine karşın, Omicron varyantının hızlı yayılması ve ülkede yeni kısıtlamaların ilanı yetkililerin faiz artışı hamlesinden vazgeçmelerine yol açtı. BoE’nin bu haftaki toplantısında borçlanma maliyetlerini sabit tutması bekleniyor. Bu da, corona virüsü salgınının hâlâ belirleyici bir rolde olduğuna işaret ediyor.
Kasım ayında faiz artırımı lehinde oy kullanan iki BoE yetkilisinden biri olan Michael Saunders bu ay başındaki açıklamasında, “Omicron’un halk sağlığına olan muhtemel etkisi ve dolayısıyla ekonomiye olan etkisi konusunda daha fazla bulgu elde etmek için beklemenin belli avantajları olabilir” diye belirtmişti. Bu açıklamadan beri Omicron’un İngiliz ekonomisine olan riskleri arttı.
İKİ MERKEZ BANKASI İÇİN FAİZ TAHMİNİ
Euro bölgesinde ve Japonya’daki enflasyonun daha düşük olması ve ekonomik büyümedeki artışın daha az olmasına bağlı olarak varlık alımlarının bir kısmını azaltarak ECB geçici hamlelerini sürdürebilir, BoJ ise muhtemelen bu geçici hamlelere başlayabilir. Her iki merkez bankasının da faizleri artırması uzak ihtimal.
Reuters’in haberine göre, ECB’nin para politikasını belirlemeden önce Avrupa Birliği’nin (AB) içindeki büyük ayrılıklara dikkat etmesi gerekiyor. Kriz dönemi desteği konusunda büyük bir geri adım atılması halinde, İtalya gibi ülkelerin yüksek borç yüklerinin sürdürülebilirliğine dair istenmeyen sonuçlar oluşabilir.
Dünyanın diğer bölgelerini kasıp kavuran enflasyon sorunu Japonya’da yok. Bu nedenle, Japonya’da kurumsal varlık alımlarının yalnızca sınırlı olarak azaltılması tartışılıyor.
Öte yandan Fed ise gelecek yıl daha da kesin hale gelebilecek politika değişikliğini şiddetlendirebilir. Fed’in para politikasındaki keskin değişim yıkıcı bir sürpriz oluşturma riski taşıyor.
Fed, şu anda yüzde 2’lik resmi enflasyon hedefinin iki katını aşmış enflasyonla baş etmekte. Enflasyonun kalıcılığı nedeniyle Fed yetkilileri ‘geçici’ enflasyon tabirini kullanmayı bıraktı. ABD’deki iş gücü piyasası corona virüsü salgını öncesine göre birkaç milyonluk istihdam açığına sahip. Düşük işsizlik oranı ve artan maaşlar tam istihdama yakında ulaşılabileceğini gösteriyor.
BİLİNMEYENLERE KARŞI KOYMAK
Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) eski yöneticilerinden Gian Maria Milesi-Ferretti, ekonomik tahminleri ters yüz eden salgının başlamasından iki yıl sonra bugün küresel mali piyasaların kaderinin ABD’de daha fazla insanın iş bakmaya başlayıp başlamayacağı gibi daha çok yerel konulara bağlı olduğunu ve belirsizlik seviyesinin yüksek kaldığını belirtti.
Milesi-Ferretti’ye göre, eğer ABD’de iş gücüne katılım durursa ve yetkililer tam istihdama ulaşıldığı yönünde karar verirlerse, “Fed’in beklenenden daha çabuk sıkılaşmaya gitmesi mümkün olabilir.” Milesi-Ferretti, böyle bir durumun küresel varlık piyasalarında bozucu etkilere yol açabileceğini ve bilhassa dolar kurundaki artışın sıkıntı yarattığı gelişmekte olan ülkeler için sorun yaratabileceğini ifade etti.
Fed’in bu haftaki toplantıda Hazine tahvili ve ipoteğe dayalı menkul kıymetler için yaptığı aylık alımların sonlandırılma sürecini hızlandırması bekleniyor. Böylece varlık alımları gelecek yıl Haziran yerine Mart’ta sonlandırılmış olacak.
Yatırımcılar Fed’in 2022’de 0.25 yüzde puanlık üç faiz artışı yapmaya onay vermesini bekliyorlar. Bir önceki ay Omicron varyantının çıkmasından beri bu tahminler daha da güçlendi. Bu da, siyasi ve ekonomik olarak ABD’deki yüksek enflasyonun yeni varyant kaynaklı ekonomik risklerden daha baskın olduğunu gösteriyor.
Piyasalar yılın son faiz kararına odaklandı
Oktay: Kur dalgalanmaları Türkiye’nin kaderi olamaz
Stoltenberg Merkez Bankası başkanlığına soyundu: Motiveyim