Yazdır

İş dünyası büyümeden umutlu  

Tarih: 30 Kasım 2021 - 13:15

Türkiye 3. çeyrekte yüzde 7,4 oranında büyüdü. İş dünyası temsilcileri yılsonunda çift haneli büyüme bekliyor

Türkiye’nin 2021 yılının üçüncü çeyreğinde yüzde 7,4 oranında büyümesi iş dünyası temsilcileri tarafından olumlu karşılandı.

Elvan: Herkesin büyümeden en iyi şekilde faydalanması temel önceliğimiz

Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı Nail Olpak, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan 2021 yılı üçüncü çeyrek büyüme rakamlarının ekonomi açısından son derece pozitif bir performans ortaya koyduğunu kaydetti.

Olpak, yaptığı yazılı açıklamada , “2021 yılının üçüncü çeyreğinde, gayri safi yurt içi hasıla (GSYİH) bakımından bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 7,4 artış olduğunu görüyoruz. Böylece ilk 3 çeyrekteki kümülatif büyüme oranı yüzde 12 olmuştur. Bu olumlu tablo, Türkiye ekonomisi açısından son derece pozitif bir performans ortaya koyuyor. İkinci çeyrek büyüme rakamları sonrasında, DEİK olarak yılsonu büyümesinin yüzde 9 bandında olacağını ifade etmiştik." ifadelerini kullandı.

"Bugünkü tabloya baktığımızda, son çeyrekte yüzde 4 bandında bir büyüme hesabıyla da yıl sonu büyüme tahminimizi çift hane seviyesinde beklediğimizi belirtmek istiyorum." diyen Olpak şunlara dikkati çekti:

"Büyümenin kaynaklarına baktığımızda, mal ve hizmet ihracatının yüzde 25,6 oran ile en yüksek katkıyı verdiğini görüyoruz. Tüketim harcamaları ve kamu harcamaları ise yüzde 9,1 ve 9,6 büyüme oranları ile büyümenin diğer itici gücü olan ana iki kalem oldu. 2020’nin üçüncü çeyreğinden beri pozitif artan yatırımlar kalemi ise bu çeyrekte ilk defa negatif katkı sağlamış durumda. Detayına baktığımızda; makine teçhizat yatırımlarının arttığını, yatırımlardaki azalmanın ise, daha çok inşaat yatırımlarından kaynaklandığını, ama üretim ve ihracat potansiyelimiz açısından bir sorun olmadığını görüyoruz."

Sektörel bazda değerlendirmede bulunan Olpak, "Alınan makro ihtiyati tedbirlere bağlı olarak geçmiş dönemlerde de inşaat yatırımlarının ve finans sektörünün negatif katkı verdiğini gözlemiyorduk. İlerleyen dönemlerde bu iki kalemin de pozitif katkı yapacağını umuyoruz. Bu çeyrekte, tarım ve ormancılık sektöründen de negatif kakı geldiğini gözlemiyoruz. Geçen yıl pandeminin etkileri sebebiyle turizm sektöründe yaşanan sert daralmanın kısmen toparlandığı, salgınının yıkıcı etkilerinin küresel düzeyde hafiflemesiyle birlikte ihracatın geçen yılki daraltıcı etkisine son verdiği ve net dış ticaretin büyümeye pozitif katkı sağlayan tarafa geçtiği bir görünüm hakim." ifadelerini kullandı.

"Yıl genelinde çift haneli büyüme mümkün"

Olpak, aynı dönemde AB ekonomisinin yüzde 3,9 büyüdüğünü hatırlatarak, "Türkiye AB ülkeleri arasında Romanya’dan (yüzde 8 büyüme) sonra en hızlı büyüyen ülke oldu. Diğer taraftan, Türkiye G20 ekonomileri arasında Çin’i de geride bırakarak en hızlı büyüyen ülke oldu. Üçüncü çeyrek büyüme rakamının, hem bizim beklentilerimiz hem de öncü göstergeler ile uyumlu gelmesinden memnuniyet duyuyoruz. Büyümenin en önemli öncü göstergesi olarak takip ettiğimiz sanayi üretim endeksi bu çeyrekte yüzde 10,8 olarak artmıştı. Yine dış ticarette de üçüncü çeyrekte ciddi bir ivmelenme olduğunu görmüştük ki, bu anlamda ihracatın büyümedeki yüksek payı da son derece değerli." yorumunu yaptı.

Yıl genelinde çift haneli büyümeye ulaşılabileceğini belirten Olpak sözlerini şöyle tamamladı:

"Son çeyreği yaşadığımız şu günlerde kurdaki dalgalanmaların getirdiği belirsizlik ve bazı güven endekslerinde gözlemlenen düşüşlerin büyümeye olumsuz yansıması olacaktır ancak yine de ilk 3 çeyrekteki yüzde 12’lik büyümeyi göz önüne aldığımızda, yıl genelinde çift haneli büyüme rakamlarına ulaşmamız mümkün. Salgın koşullarının devam ettiği ve dünya ekonomisi ile küresel ticaret açısından oldukça zorlu geçen bir dönemde, böylesine güçlü bir büyüme performansı yakalamamız önemli bir başarı. Destek veren ve emeği geçen herkese teşekkür ediyoruz. DEİK olarak tüm dünyaya yayılmış 148 İş Konseyimiz ile Türkiye’nin büyümesi ve küresel ticaretten aldığı payı en nitelikli şekilde artırabilmesi için gece gündüz çalışamaya devam edeceğiz."

"Büyümede ihracat rüzgârının son çeyrekte de sürmesi, iç talepteki canlılık ve faiz indirimleriyle ivme kazanacağına inandığımız yatırımların da etkisiyle, 2021 yılı genelinde çift haneli bir büyüme bizler için sürpriz olmayacaktır" 
 
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD), Türkiye ekonomisinin yılın üçüncü çeyreğindeki yüzde 7,4'lük büyüme oranıyla güçlü ve istikrarlı yapısını yeniden bütün dünyaya gösterme imkânı bulduğunu bildirdi.

MÜSİAD'dan yılın üçüncü çeyrek büyümesine ilişkin yapılan açıklamada, 2021 yılının, bütün dünya ülkeleri için olduğu gibi Türkiye ekonomisi için de bir “sınanma yılı” olarak geride kalmak üzere olduğu belirtildi.

Açıklamada, birçok ülkenin Kovid-19 sonrası adeta bir “hayatta kalma mücadelesi” verdiği, Türkiye ekonomisinin ise yüzde 7,4’lük büyüme oranıyla güçlü ve istikrarlı yapısını yeniden bütün dünyaya gösterme imkânı bulduğu ifade edilerek, şunlar kaydedildi:

"Yüzde 7,4’lük bu oran, Türkiye ekonomisinde temel lokomotiflerin artık pozitif büyüme rayına tamamen oturduğunu göstermektedir. Ekonomimizin salgın sonrası normalleşmenin başladığı 2020 yılı üçüncü çeyreğinden itibaren 5 çeyrek boyunca kesintisiz pozitif büyümesi ve 2021 yılının ilk 3 çeyreğine ilişkin büyüme oranının yüzde 12,2’ye ulaşması, sürdürülebilir bir büyümenin sinyallerini vermesi bakımından oldukça önemlidir.

G20 ülkelerinin ortalama büyüme hızına baktığımızda, Türkiye ekonomisinin başarılı performansı daha net bir şekilde anlaşılmaktadır. İngiltere’nin yüzde 6,6, Çin ve ABD’nin yüzde 4,9, Avro Bölgesi'nin yüzde 3,7, Almanya’nın yüzde 2,5 ve Japonya’nın sadece yüzde 1,4 oranında büyüyebildiği bu dönemde Türkiye’nin yüzde 7,4 ile G20’nin zirvesinde yer alması, taraflı/tarafsız herkesin takdirini hak etmektedir."

Üst üste gelen ihracat rekorlarının ardından net dış talebin büyümeye 6,8 puan katkı vermesinin hiç kimse için şaşırtıcı olmadığı aktarılan açıklamada, yüzde 7,4’lük büyüme içerisinde ihracatın katkısının bu denli yüksek olmasının, Türkiye ekonomisinin yalnızca tüketim bazlı büyüdüğüne dair olumsuz algıların da aksini ispatlar nitelikte olduğu vurgulandı.

Açıklamada, "Büyümede ihracat rüzgârının son çeyrekte de sürmesi, iç talepteki canlılık ve faiz indirimleriyle ivme kazanacağına inandığımız yatırımların da etkisiyle, 2021 yılı genelinde çift haneli bir büyüme bizler için sürpriz olmayacaktır." ifadeleri kullanıldı.

"Yüzde 7,4’lük büyüme, üretim, ihracat ve istihdamı önceleyen politikaların devamının önemini bir kere daha göstermiştir”

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, üçüncü çeyrek büyümesinin, Türkiye ekonomisinin gücünü yansıttığını belirterek, "Yüzde 7,4’lük büyüme, üretim, ihracat ve istihdamı önceleyen politikaların devamının önemini bir kere daha göstermiştir." ifadesini kullandı.

Avdagiç, yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye ekonomisinin yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 7,4 büyümesinin özel sektörün potansiyelini ve üretimdeki kararlılığını ortaya koyduğunu kaydetti.

Türkiye’nin, yönünü cari açığı sıfıra indirmeyi esas alan politikalara çevirmesinin çok değerli olduğunu vurgulayan Avdagiç, "İnanıyorum ki 2020’ler, Türkiye üretim ve ihracat tarihinin bir kırılma noktası olarak kayıtlara geçecektir. Bu süreci başarıyla tamamladığımızda cari açık, kur, enflasyon gibi meseleler kalıcı olarak rafa kalkacaktır. Cari açığın gündemimizden çıkarılması, Türkiye'yi hem ekonomik hem de siyasi olarak çok daha iyi bir seviyeye taşıyacaktır. İhracat ve sanayi üretiminde elde edilen artışın devamı ve buna bağlı olarak enflasyon-kur-faiz üçlüsünün uyumu da büyüme trendinin sürekliliğini sağlayacaktır." değerlendirmesinde bulundu.

"Türkiye ürettikçe büyüyecek, büyüdükçe daha da güçlenecektir"

Büyümenin niteliğinin önemine dikkati çeken Avdagiç, şunları kaydetti:

"Üçüncü çeyrek büyümesi, Türkiye ekonomisinin gücünü yansıtıyor. Türkiye, küresel salgın şartlarında yılın üçüncü çeyreğinde de büyüme trendini sürdürmeyi başarmıştır. Gücünü ihracattan alan yüzde 7,4’lük büyüme, üretim, ihracat ve istihdamı önceleyen politikaların devamının önemini bir kere daha göstermiştir. Türkiye ürettikçe büyüyecek, büyüdükçe daha da güçlenecektir. Makina-teçhizat yatırımları kaleminde ilk iki çeyrekten sonra üçüncü çeyrekte de yüzde 17,5’lik yüksek bir artış var. Bu artış 2020’nin üçüncü çeyreğindeki güçlü baz etkisine rağmen elde edilmiştir. Diğer yandan özellikle yüksek talep sebebiyle stoklardan kullanım da devam ediyor. Böylesi bir küresel talebe hem yeni yatırımlarla hem de stoklarımızla var gücümüzle cevap veriyoruz."

Bugün açıklanan sanayi ve ihracattan beslenen büyüme rakamının, Türkiye’nin geleceğinin sağlam temeller üzerine inşa edildiğinin de bir ispatı olduğunu vurgulayan Avdagiç, “Pandeminin başından bu yana üst üste 5 çeyrektir büyüyen ekonomimiz ile yakaladığımız bu trendin geçici olmadığını anlıyoruz.” ifadesini kullandı.

"Yılı çift haneli bir büyüme ile bitireceğiz ama büyümenin topluma yansıması daha önemli"

Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Nurettin Özdebir, 2021 yılı üçüncü çeyrek büyüme rakamlarının beklentilere yakın gerçekleştiğini belirterek, "Yılı çift haneli bir büyüme ile bitireceğiz ama büyümenin topluma yansıması daha önemli." değerlendirmesinde bulundu.

Özdebir, yaptığı açıklamada, üçüncü çeyrek büyüme rakamının beklentilere paralel yüzde 7,4 olarak gerçekleştiğini anımsattı.

Büyümenin unsurlarına bakıldığında dış talep ve kamu harcamasına dayalı büyüme performansının ön plana çıktığını anlatan Özdebir, ihracatın büyümeye net katkısı artarken, ithalatın azalmasının dış talebe dayalı bir büyüme performansı ortaya koyduğunu ifade etti. Özdebir, net dış talep katkısının cari açığa olumlu katkısının gelecek dönemde daha net görüleceğini vurguladı.

Sanayi üretiminin, yılın üçüncü çeyreğinde ortalama yüzde 10 artışla büyümenin önemli bir lokomotifi olmaya devam ettiğine dikkati çeken Özdebir, şunları kaydetti:

"Yüksek maliyet ve likiditeye ulaşma imkanının zorlaştığı bir döneme rağmen sanayi sektörü ekonomimizin yüz akı olmuş ve büyümeye önemli katkı sağlamaya devam etmektedir. Diğer taraftan sabit sermaye yatırımlarındaki yüzde 2,4’lük düşüş gelecek dönemde büyümede yavaşlamaya işaret ediyor.

Son 5 çeyrektir büyümemize rağmen bence önemli noktalardan biri büyümenin topluma yeteri kadar yansımamasıdır. Yılı çift haneli bir büyüme ile bitireceğiz ama büyümenin topluma yansıması daha önemli. Sağlıklı büyüme; üretim odaklı, yüksek katma değer yaratan ve ithalata bağımlı olmayan bir üretim modeli ile gerçekleşir. Sürdürülebilir bir enflasyon ve faiz düzeyinde Türkiye ekonomisine olan güvenin tesis edilmesi; potansiyele yakın büyümeye ulaşmada katkı sağlayacaktır."

"Açıklanan rakamlar umut veriyor ancak büyüme tarıma da yansımalı"

İstanbul Ticaret Borsası (İSTİB) Başkanı Ali Kopuz, büyüme ve ihracattaki artışların umut verdiğini, büyümenin tarıma da yansıması gerektiğini bildirdi.

Kopuz, yaptığı yazılı açıklamada, yılın üçüncü çeyreğine ilişkin GSYH verilerini değerlendirdi.

Türkiye ekonomisinin üçüncü çeyrekte yüzde 7,4 büyüdüğünü, ihracatın ise 2020'nin aynı dönemine göre yüzde 25,6 arttığını bildiren Kopuz, "Aynı dönemde ithalat yüzde 8,3 azaldı. Yani özellikle dış ticarette olumlu gelişmeler var. Açıklanan rakamlar umut veriyor ancak büyüme tarıma da yansımalı." ifadelerini kullandı.

Kopuz, son dönemde oluşan rekabetçi kurun etkisinin, hem üretimin kesintiye uğramamasına hem de ihracatın artmasına yol açtığını aktararak, "Uluslararası arenada bir tehdit haline gelen stagflasyon ihtimaline karşı uygulanan politikaların olumlu sonuçlarını almaya başladık. Yakın zamanda ücretlerde yapılacak düzenlemelerle refah seviyesinde de bir düzelme sağlanacaktır." değerlendirmesinde bulundu.

İnşaat ve tarımdaki daralmaya dikkati çeken Kopuz, şu değerlendirmelerde bulundu:

"İnşaat sektöründe, kurun dengeye oturması ve faizlerin düşüşüyle bir canlanma yaşanması beklenebilir. Ancak tarım sektöründeki küçülmenin nedenleri daha karmaşık ve kapsamlı çözümlere ihtiyaç var. Uzun yıllardır süregelen; verimlilik, bölünmüş topraklar, düşük teknoloji, bilinçsiz gübre ve tarım ilacı kullanımı, geleneksel üretim yöntemleri ve planlama eksikliği gibi sorunlara son dönemde dövizdeki dalgalanmalar neticesinde tarımsal üretim maliyetlerinin çok yükselmesi eklendi. Bu maliyet artışının boyutu 'üretimden vazgeçmeyi' bir tercih olarak gündeme getiriyor. Bu nedenle tarımsal üretimde maliyetlerin artışı, acilen çözülmesi gereken bir sorun olarak önümüzde duruyor."

"Dövizdeki belirsizlik tarımda telafisi zor sorunlar doğurabilir"

Ali Kopuz, Türkiye'nin, son 20 yılda tarımsal hasılasını sürekli artırmayı başardığını ve uygulanan politikalarla yüksek teknolojili tarım üreticisi olma hedefine giderek yaklaştığını belirterek, dövizdeki belirsizliğin telafisi zor sorunlar doğurabileceğini vurguladı.

Kopuz, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın hedef gösterdiği "bir karış bile ekilmemiş toprak kalmaması için" üretim ortamının iyileştirilmesi gerektiğini kaydetti.

Son dönemde desteklerin yaygınlaşarak çeşitlendirildiğini bildiren Kopuz, burada verimlilik artışını önleyen sorunların çözümü için de adımların atılması gerektiğini vurguladı.

Kopuz, "Tarım, özellikle 21. yüzyılda bir ölüm kalım meselesi haline geldi. Tarımda atılan her adım, ülkemizin, dünyamızın ve gelecek nesillerimizin kaderini belirleyecektir." ifadelerini kullandı.

"Ekonomimizin yön değiştirerek büyüdüğünü görüyoruz. Bu süreçte sanayi üretimi ve ihracattaki artış büyümenin öncüleri oldu"
 
Ankara Ticaret Odası (ATO) Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran, büyümede sanayi üretimi ve ihracatın etkisinin arttığını belirterek, "Ekonomimizin yön değiştirerek büyüdüğünü görüyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

Baran, yazılı açıklamasında, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından duyurulan 2021 yılının üçüncü çeyreğine ilişkin büyüme verilerini değerlendirdi.

Türkiye'nin, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının etkileri dünyada devam ederken büyümesini sürdürdüğünü ve yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 7,4 büyüme kaydettiğini vurgulayan Baran, gayrisafi yurt içi hasılayı (GSYH) oluşturan faaliyetler bazında incelendiğinde, bilgi ve iletişim faaliyetlerinin yüzde 22,6, hizmetlerin yüzde 20,7, sanayinin yüzde 10 artış gösterdiğini bildirdi.

Baran, finans ve sigorta faaliyetlerinde yüzde 19,9, inşaat sektöründe yüzde 6,7, tarım, ormancılık ve balıkçılık sektöründe ise yüzde 5,9 gerileme kaydedildiğine dikkati çekerek, şunları kaydetti:

"GSYH verileri incelendiğinde ekonomimizin yön değiştirerek büyüdüğünü görüyoruz. Kovid-19 pandemisi öncesi inşaat ve turizm sektörünün öncülük ettiği, iç tüketim canlılığının katkı sağladığı bir büyüme performansı sergileniyordu. Pandemi süreci ve iklim değişikliğinin etkileri büyümeye de yansıdı. İnşaat ve tarım sektörünün büyüme performansları negatif yönde etkilendi. Bu süreçte sanayi üretimi ve ihracattaki artış büyümenin öncüleri oldu."

"Türkiye dünyanın tedarik merkezi olma yolunda emin adımlarla ilerliyor"

Ülke kalkınmasının üretim, istihdam ve ihracat eksenli olmasının sonuçlarının alınmaya başlandığını vurgulayan Baran, "Bu da önümüzdeki dönemde sürdürülebilir büyüme modeline katkı sağlayacaktır." ifadesini kullandı.

Salgının tedarik zincirlerini bozduğuna işaret eden Baran, Türkiye'nin üretim performansı ve ihracat pazarlarındaki genişlemeyle dünyanın tedarik merkezi olma yolunda emin adımlarla ilerlediğine işaret etti.

Baran, büyümenin topluma refah olarak yansımasının önemine de vurgu yaparak, bu konuya özel önem verilmesi gerektiğini belirtti.

"Ülkemiz, bu ortamda ekonomisini büyütebilen yegane ülkelerden birisi olmuştur" 
 
Anadolu Aslanları İşadamları Derneği (ASKON) Genel Başkanı Orhan Aydın, küresel çapta yaşanan büyük sıkıntılar nedeniyle öngörülebilir ekonomi politikalarının sağlanmasının zor olduğu bu dönemlerde büyüyen bir ekonomiye sahip olmanın memnun edici bir durum olduğunu belirterek, "Ülkemiz, bu ortamda ekonomisini büyütebilen yegane ülkelerden birisi olmuştur." ifadesini kullandı.

Aydın, yaptığı yazılı açıklamada, yılın üçüncü çeyreğine ilişkin GSYH verilerini değerlendirdi.

Küresel çapta yaşanan büyük sıkıntılar nedeniyle öngörülebilir bir ekonomi politikalarının sağlanmasının zor olduğu bu dönemlerde, büyüyen bir ekonomiye sahip olmanın memnun edici bir durum olduğunu aktaran Aydın, "Ülkemiz, bu ortamda ekonomisini büyütebilen yegane ülkelerden birisi olmuştur. Salgın, yeni çıkan varyantlar, küresel iklim krizi, arz ve taleplerdeki büyük değişkenler, tedarik zincirlerinde yaşanılan aksamalar, enerji tarafında yüksek girdiler gibi yaşanılan olumsuzluklar günümüz ekonomisinin çok ciddi sıkıntıları... Bu ortamda sanayi ve ihracat tarafında büyümeyi yakalamak çok önemli ve biz bu alanda olumlu yönde seyrimizi devam ettiriyoruz." ifadelerini kullandı.

"Üretim ve ihracata dayalı model en sağlıklı ve en sağlam ekonomi modelidir"

Orhan Aydın, şartlar ne olursa olsun yatırım, üretim ve ihracata dayalı modelin en sağlıklı ve en sağlam ekonomi modeli olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Yatırımcı, üretici ve ihracatçı her daim desteklenmelidir. Yarınların inşası bu 3 temel ögeden geçmektedir. Hiç kimse küresel anlamda yaşanılan bunca olumsuzluklar içinde dört dörtlük bahar havasında bir tabloya erişemez. Dünya genelinde yaşanılan ciddi sıkıntılardan bahsediyoruz. Bu nedenle bazı sektörler büyürken, bazı sektörler de dönemsel olarak küçülmeye gidecektir. Önemli olan mağduriyetleri asgariye indirerek, güçlü yanlarımızı geliştirerek bu zor süreçten bizi güçlü çıkartacak adımları atmamızdır. Büyüyen ve müreffeh bir Türkiye görmek istiyorsak ev ödevlerimiz bellidir. Bunlar da daha çok yatırım, daha çok üretim ve daha çok ihracattır."

Türkiye 3.çeyrekte yüzde 7.4 büyüdü

Türkiye G20’nin en yüksek oranda büyüyen ülkesi

Dolar yeniden 13 TL’nin üzerini test ediyor

 

Site adresi: https://www.finansingundemi.com/haber/is-dunyasi-buyumeden-umutlu/1622054