FINANSGUNDEM.COM - DIŞ HABERLER SERVİSİ
Londra bankaların ve diğer finansal şirketlerin düzenlemelerinde Brexit sonrası değişikliklere giderek, dünyanın en işlek finans merkezi olma ünvanını New York’tan geri almayı hedefliyor. İngiltere hükümetinden yapılan açıklamada, üst düzey finansal düzenleyicilerin finans sektöründe büyümeyi ve uluslararası rekabeti canlandırma konusunda destek vermesi gerekeceği söylendi. Aynı zamanda finasal istikrarın ve tüketicilerin korunması konularında da düzenleyicilere çağrıda bulunuldu.
Wall Street Journal’ın haberine göre yapılan değişiklikler düzenleyici kurumları halka arz, yeşil finans ve kripto para gibi alanlarda kural belirleme konusunda daha büyük özgürlükler tanıyacak. Hamleler ise İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden ayrılmasına bir yanıt niteliği taşıyor. Geçmişte İngiltere Avrupa Birliği’nin kurallarını izlemek zorundaydı. Şimdi değerlendirilen kurallar ise, İngiltere Maliye Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, “halen yürürlükte olan Avrupa Birliği finansal hizmetler kanunlarının büyük bir bölümünü feshedecek”.
Değişikliklerle birlikte düzenleyicilerin özgürlük alanı genişlerken, Londra’nın finans sektörünün büyümesine destek verecek kurallar sağlanacak. Düzenleyicilerin uluslararası rekabeti güçlendirme çabaları kapsamında ise katı düzenlemelerden kaçınılacak. Yönetimi altında 12,5 trilyon dolarlık varlık bulunduran Londra merkezli Investment Association Politika Danışmanı Nicholas Edge, “tüm bunlar düzenleyicilerin sektörde küresel standartlardan daha katı kurallar getiremeyeceği anlamına geliyor” dedi.
Sektörün talep ettiği değişiklikler arasında bankacı maaşları ve bonusları, özel sermaye şirketleri, hedge fonlar ve sigorta gibi alanlarda, Avrupa Birliği’nden kalan düzenlemelerin yenilenmesi de bulunuyor. 2008 yılında yaşanan finansal krizin ardınan İngiltere’de düzenleme konusunda büyük bir değişim gerçekleşmişti. Bazıları yatırımcıları ve piyasaları koruma amacıyla gerçekleştirilen bu değişimlerin, rekabet hedefiyle zarar görebileceğinden endişe ediyor. İngiltere’nin sivil toplum kuruluşu ShareAction Politika Yöneticisi Rachel Haworth, “şirketleri çekmek için kurallar zayıflatılacak mı?” dedi.
Devamında, “bu durum endişe yaratıyor ve potansiyel olarak İngiltere’yi çekici hale getiren piyasanın bütünlüğünü bozabilir” ifadesini kullandı. Londra’nın Avrupa’da finans merkezi olarak oynadığı rol, İngiltere’nin 2016 yılında Avrupa Birliği’nden ayrılmak amacıyla gerçekleştirdiği Brexit referandumunun ardından belirsizliğe mahkum olmuştu. Londra bir jenerasyondur Avrupa Birliği’nin bankacılık ve finans merkezi olarak hizmet veriyor ve şirketler ile ülkelerin borç almasında, halka arzlarda ve yatırımlarda destek sağlıyor.
Brexit anlaşmasıyla birlikte Londra’nın Avrupa Birliği’nde bulunan şirketlere hizmet verebilme kapasitesi sınırlandırılmış oldu. Bazı Avrupa Birliği şirketlerinin borsa işlemleri ve bazı finansal ürünlerin satışlarını Avrupa Birliği sınırları içerisinde gerçekleştirmesi gerekti. Ancak bazıları da ülkenin Avrupa Birliği’nden ayrılışını İngiltere’nin finansal kurallarını daha rekabetçi bir hale getirebilmesi için bir fırsat olarak görüyor. Bu durum ise 1980’lerde dönemin Başbakanı Margaret Thatcher tarafından yapılan ve “Big Bang” olarak bilinen değişikliklere benzetiliyor.
Londra merkezli Z/Yen Group tarafından derlenen verilere göre Londra 2015 ve 2018 yılları arasında, sermaye miktarı, donanımlı çalışan sayısı ve düzenlemeler, altyapı ve diğer faktörlerde New York’tan önde geliyordu. Ancak finansgundem.com'un derlediği bilgilere göre Brexit, Avrupa’nın finansal krizi ve bir önceki on yılın ilk dönemlerinde yaşanan emtia patlamasıyla halka arzlar ile şirket birleşme ve satın alım aktivitelerinin durma noktasına gelmesi, Londra’ya darbe vurdu.
İngiltere yakın zamanda Londra merkezli araştırma şirketi New Financial’ın verilerine göre Londra yakın zamanda finans merkezleri listesinde New York’un ardından ikinci sıraya yerleşti. Bankalar ve finans şirketlerini temsil eden lobi grubu TheCityUK, İngiltere’nin önümüzdeki beş yıl içinde küresel finans merkezleri listesinde Londra’nın ilk sıraya yerleşmesini bekliyor. Bankalar ve finans şirketleri iş dünyasını Londra’ya çekebilmek için hükümete gerekli düzenlemelerin yapılması konusunda baskı uyguluyor. Şimdilik öneri olarak sunulan değişiklikler oldukça küçük ölçekli.
TheCityUK başarılı bir şekilde hükümetle yürüttüğü lobi çalışmaları sonucunda, düzenleyicilerin denetim rolüne ek olarak rekabeti artırmakla da yükümlü olmasını sağladı. Citigroup Avrupa, Ortadoğu ve Afrika CEO’su David Livingstone, İngiltere Parlamentosu’na yaptığı açıklamada, Avrupa Birliği’nden kalma kuralların borsa işlemlerinin yapılabileceği lokasyonları sınırlandırdığını söyledi. Hisse işlemleri yükümlülüğü adı verilen bu kuralın yeniden değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti.
İngiltere hükümetinin ve düzenleyicilerinin planladığı diğer değişimler arasında, London Stock Exchange’in premium segmentinde işlem gören şirketlerin, çift hisse yapısına sahip olmasına izin vermek ve işlemler için gereken sermayeyi %25’ten %10’a indirmek bulunuyor.
Üstünsalih: 2022 yılında sektörde ‘bir sonraki bankacılık’ konuşulacak
ECB, enflasyonun tepe noktasına ulaştığını düşünüyor
AXA’ya yatırımcı yanıltma davası geri çekildi