Hollanda, Danimarka, Almanya, İtalya, Belçika, Çek Cumhuriyeti, İngiltere ve Avustralya Omikron varyantı ile enfekte olan vakaların tespit edildiğini bildirirdi. Avusturya, İspanya ve Portekiz gibi bazı ülkeler ise, Güney Afrika ülkelerinden gelen birkaç şüpheli vakayı inceliyor.
Batılı ülkelerin yanı sıra Arap ve Asya ülkelerinin çoğu Afrika kıtasına kapılarını kapatırken, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) pandemilere karşı planları belirleyen Olağanüstü Kurulu bugün (Pazartesi) çalışmalarına başlıyor. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, aşıları üreten şirketlerin virüsün yeni mutasyonların özellikleri ile ilgili olarak kapsamlı bir görüşe sahip olmak için iki ila üç haftalık bir süreye ihtiyacı olduğunu açıkladı.
Yaklaşan pandemilerle mücadele için bir plan benimsemek üzere oluşturulmuş Olağanüstü Kurulu çalışmalarına bugün başlayan WHO’nun genel merkezinde dün, güncel durumla ilgili olarak, “Zengin ülkeler aşıyı tekelleştirmedeki aşırı açgözlülüklerinin bedelini ödüyor. Bu, sağlıkla ilgili kararları, siyasi ve ekonomik değerlendirmelere tabi tutmanın, ayrıca bilimsel tavsiyelere ve uzman görüşlerine bağlı kalınmamasının bir sonucu” şeklinde değerlendirmeler yapıldı.
Hollanda dün yeni varyant ile enfekte olan en az 13 vakanın gözlemlendiğini doğruladıktan sonra, Danimarka, Almanya, İtalya, Belçika, Çek Cumhuriyeti, Birleşik Krallık ve Avustralya yeni vakaların kaydedildiğini bildirdi. Avusturya, İspanya ve Portekiz gibi diğer bazı ülkeler ise, Güney Afrika ülkelerinden gelen birçok şüpheli vaka üzerinde incelemeler yapıyor.
WHO uzmanları: Kovid-19’a bağlı can kaybı açıklananın üç katı olabilir
Pandeminin ilan edilmesinden bu yana WHO uzmanları ilk kez açıklamalarında alışılmış çekincelerini geride bırakarak, tüm uyarıları ve bilimsel kanıtları göz ardı eden, uzmanların çağrılarını görmezden gelerek aşı stratejilerini uygulayan ve dünyayı tüketip, salgınla mücadeleyi ilk aşamalarına döndürme tehdidi yaratan durumu kontrol altına almak için yoksul ülkelere yardım ve yeterli aşı sağlamaya yönelik verdikleri sözleri tutmayan zengin ülkelere sert eleştirilerde bulunmaktan çekinmediler. WHO uzmanlarından biri “Tahminlerimiz, Kovid-19’a bağlı can kaybı sayısının 5,2 milyon olarak bahseden resmi rakamların gerçekte üç katı daha fazla olabileceğini gösteriyor. Ayrıca bu kurbanların çoğunun yoksul ülkelerin topraklarında yattığına şüphe yok” açıklamasında bulundu.
Başka bir WHO uzmanı, Kamerunlu bir virolog ve Afrika Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi (Africa CDC) Direktörü Dr. John Nkengasong’un aylar önce söylediği; “Avrupa Birliği, nüfusunun yüzde 80’ini aşılamak istiyor, ABD tüm nüfusunu aşılamak istiyor. Bu ülkeler hedeflerini gerçekleştirdikten sonra Aftika’ya sıkı seyahat kısıtlamaları uygulayacak ve orayı Kovid kıtası haline getirecekler” ifadelerini hatırlattı.
Çoğu Avrupa hükümeti, vatandaşlarının aşı kampanyalarına katılımının düşük olmasından şikâyet ederken, birçoğu takviye dozunu tüm nüfusa dağıtmaya başladı. WHO, aşıların bir yıldan fazla bir süre önce getirilmesine rağmen, yoksul ülkelerde aşının tam dozlarını alanların nüfusun yüzde 3’ünü aşmadığını belirtti. Bununla birlikte, Afrika'da aşılama oranı yüzde 7’nin altında kalıyor. Çad, Burundi ve Orta Afrika Cumhuriyeti gibi bazı ülkelerdeki aşılama oranı toplam nüfusun yüzde 1’ini geçmezken, zengin ülkelerde stoklanan aşıların miktarı bir milyar dozu aşıyor. Söz konusu aşılardan 50 milyonunun son kullanma tarihi gelecek ayın sonunda bitecek.
Diğer yandan, son gelişmelerin de kanıtladığı üzere epidemiyolojik sahne hala kötüye gidiyor ve zengin ülkelere endişe yayıyor. Uzmanlar, virüsün mutasyona uğramaya devam ettiğini dolayısı ile daha hızlı bulaşan, daha ölümcül veya aşıların sağladığı bağışıklık korumasına daha dirençli yeni varyantların ortaya çıkmasının mümkün olduğu konusunda uyarıyor. Resmi veriler, dünya genelinde bir haftada üç milyondan fazla vaka kaydedildiğini gösteriyor ancak WHO, yoksul ülkelerin, vakaların yüzde 12’sinden fazlasını tespit etmek için imkana sahip olmadığını tahmin ediyor. Aynı bağlamda, enfekte olanların çoğunluğunun genç insanlar olduğunu ve birçoğunun hastalık belirtileri göstermediğini de belirtmek gerekiyor.
WHO Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, aşıların dağıtımındaki bariz eşitsizliği kınayarak, “Zengin ülkeler her gün vatandaşlarına, yoksul ülkelerdeki insanlar için gerekli olan ilk dozlarının 6 katı kadar takviye dozları uyguluyor. Bu, derhal durdurulması gereken bir skandal. Dünyadaki sağlık personelleri, yaşlılar ve savunmasız gruplar hala ilk dozu beklerken, sağlıklı yetişkinlere veya çocuklara aşının takviye dozlarının verilmesinin bir anlamı yok” değerlendirmesinde bulundu.
WHO Afrika Bölge Ofisi danışmanı Virolog Gumedi Moltsi, Şarku’l Avsat’a verdiği röportajda, “Virüsün kontrolden çıkması ve zengin ülkelerde olduğu gibi fakir ülkelerde de hızlı ve geniş çapta yayılması, mutasyonların ve Omikron gibi tehlikeli varyantların ortaya çıkması için uygun bir zemin ve ideal koşullar sağlar. Aşılama oranları Afrika’da olduğu gibi düşük kaldığı sürece, virüsün ve mutasyonlarının insafına kalacağız” dedi. Moltsi değerlendirmesine şu ifadelerle devam etti:
“Yoksul ülkelerin, güçsüz sağlık sistemleri ve yetersiz lojistik kapasiteleri sebebiyle sıkıntı çektiği doğru ancak asıl sorun, zengin ülkelerin ihtiyaçlarından çok daha fazla aşıyı tekellerine almaları. Büyük ekonomik güçler, gelişmekte olan ülkelere iki milyar doz aşı sağlama sözü verdi. Bu miktar çok az ve dünya nüfusunun yüzde 70’ini aşılamak için 5 katına ihtiyaç var. Ancak buna rağmen vaat edilen miktarın sadece yüzde 20’si sağlandı.”
Mevcut aşılar Omikron’a karşı yeterince etkili olmayabilir
Omikron için aşı 2022’ye kaldı